Seçim süresiyle oynanmalı mı?

AK Parti’nin genel seçim dönemini 4 yıldan tekrar 5 yıla çıkarmayı teklif ettiği söyleniyor.

Haberin Devamı

Mini anayasa paketiyle ilgili üç partinin çalışması madem sona yaklaşıyor, bunu adam akıllı konuşalım.

 

Ketum davranıldığı için, masada neler olduğunu tam bilmiyoruz.

 

Seçim süresiyle oynama teklifi doğruysa CHP ve MHP buna nasıl bakıyor, onu da bilmiyoruz.

 

Ama bugün itibariyle görüşlerini olgunlaştırdıklarını varsayıyoruz.

 

Açıklarlarsa daha sağlıklı bir tartışma imkânı bulabiliriz.

 

***

 

2019’da Türkiye’yi üç seçim bekliyor. Cumhurbaşkanlığı, yerel ve genel seçim tarihleri aynı yıl çakışacak.

 

Haberin Devamı

Gerçi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, milletvekili seçimlerini 4 yıla indirmekten pişmanlık duyduğuna dair beyanları var.

 

4 yılı, bir hükümetin hizmet dönemi için kısa buluyor.

 

AK Parti’nin teklifi, üç seçimi bir arada yapmama isteğinden de kaynaklanıyor olabilir.

 

Çünkü yerel seçimlerin bir yıl öne çekilmesi, genel seçimlerinse 2019’un bir yıl sonrasına bırakılması da teklife dahilmiş.

 

Eğer temel kaygı buysa keşke seçim süresi uzatılmadan bir kereye mahsus bunu yapmanın yolları bulunsa.

 

Üç seçimi ayrı yıllara dağıtmaya bir itirazım yok. Partiler anlaşırsa olabilir.

 

Ama seçim süresiyle oynamak iyi fikir gibi gelmiyor bana.

 

Nedeni de daha önce süreyi 4 yıla düşürmelerinin nedeni neydiyse o.

 

Türkiye, yorucu erken seçim tartışmalarına geri dönmemeli.

 

***

 

Haberin Devamı

5 yıl, hükümetler için daha tatminkâr bir hizmet dönemi sunuyor. İstikrar açısından da önemli.

 

Ancak süre 5 yılken bile 5’e tamamlanabilmiş kaç seçim dönemi var siyasi tarihimizde?

 

Adını 5 yıl koyup yıpratıcı tartışmaların ardından erken seçime gitmektense 4 yıl deyip o gerilimleri hiç çekmemek daha mantıklı değil mi?

 

Muhalefet bizde sabırsızdır. Bir an önce iktidarları tekrar seçime zorlamak da siyasetimizin hücrelerine kadar nüfuz etmiş bir alışkanlık.

 

Erdoğan, vatana ihanet saydığı için erken seçim baskılarına hep direndi, zamanında seçimde ısrar etti, doğru...

 

Fakat erken seçim zorlamaları, bir daha bahsi açılmamak üzere bitti demek değil.

 

Haberin Devamı

Bugün görüş oluşturmak için partilere tanınan son gün deniyor.

 

Sonra, uzlaşılan içeriğin hızla yazımına geçilecekmiş.

 

Kamuoyuna bir tartışma ve hazım süresi tanınmadan aceleye getirilmez umarım.

 

SURİYE’DE CEPHEYİ BÜYÜTME RİSKİ

 

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın 30 Ağustos mesajı netti. 

 

IŞİD’le birlikte YPG de bir ulusal güvenlik tehdidi olmaktan çıkmadan Suriye’de hedef alındığı askeri harekât durmayacak.

 

Devletin, Fırat’ın batısı konusundaki ciddiyetini ortaya koyması elbette gerekliydi.

 

PYD’ye verilen ültimatomlar lafta kalmadı. Caydırıcılık açısından bunun önemi büyük.

 

Kararlılığımızı herkes gördü, tamam.

 

Fakat ne yapmak istediğimizi de aynı açıklıkta görüyorlar mı?

 

***

 

Haberin Devamı

Washington’dan homurtular yükselmeye başladı...

 

Gereksiz toz kaldırmamak için ‘tehdit’ tanımı netleştirilemez mi?

 

YPG’nin tehdit olmaktan çıkması ne anlama geliyor? Somutlaştırılırsa belki uluslararası koalisyondaki müttefiklerimizi sakinleştirebilir.

 

Tabii eğer tedirginlikleri, TSK’nın askeri hedeflerine ne zaman ulaşmış sayılacağı konusunda bilgilendirilmemekten kaynaklanıyorsa.

 

Biliyor da huysuzlanıyorlarsa tehdit algımızla ilgili ikna olmadılar demektir.

 

O zaman da kamuoyu önünde zıtlaşmak yerine sivil ve askeri kanallardan daha sıkı bir ikna diplomasisi yürütmeli hükümet.

 

Suriye bataklığında tek taraflı hareket, tercih edilecek bir seçenek gibi durmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları