Paylaş
Önde gelen bütün Brexit’çiler bir bir liderlik yarışından çekildiler.
İktidardaki muhafazakâr Parti’de iddia sahibi Boris Johnson, Michael Gove ve Andrea Leadsom sırayla siyasi ihtiraslarına veda etti.
Referandum sabahı sevinçle el çırpanlar, paylarına başbakanlık düşecek zannederken elleri böğürlerinde, hevesleri kursaklarında kaldı.
Hızlı Brexit’çilerden aşırı sağcı bağımsızlık partisi UKIP lideri Nigel Farage da bırakmıştı.
Farage, söylemeye gerek yok, ayrılmayı hararetle savunanlardandı. Kampanyası kazandığı halde başrolleri kaybetti.
Hayali gerçekleşecek Farage’ın ama siyasi ömrü vefa etmedi, lider gözüyle İngiltere’nin AB’den çıktığını göremeyecek.
Ayrılma kararını referanduma götüren kişi Başbakan David Cameron’dı.
Açıkça kalmaktan yana kampanya yürttüğü halde, daha yenilginin şokunu atlatamadan referanduma gitmenin bedelini ödemekten kurtulamadı.
Cameron da yerini koruyamadı, bugün ayrılıyor.
Yerine, İçişleri Bakanı Theresa May geliyor.
Devir-teslim bugün gerçekleşecek.
***
Ancak bu kadar olur...
AB’de kalmaktan yana oy kullanan May, Muhafazakâr Parti’nin liderliğine ve başbakanlık koltuğuna geçiyor.
İlahi komedya diye senaryosunu yazıp yüz kere prova etseniz tutturamazsınız.
Denk geldi mi geliyor işte, kime niyet kime kısmet, başı çeken ayrılıkçılar gitti, kalalımcı May başa geçiyor.
İngiliz basınında okudum, Salman Rüşdi bu ibretlik durumu Twitter’da şöyle özetlemiş:
“Brexit’çiler cama (arsız çocuklar gibi) taş atıp atıp durdular, şimdi ise arkalarına bakmadan kaçışıyorlar.”
İngilizleri AB’ye karşı dolduranların, olay mahallinden hızla uzaklaşmaları hem de nasıl ibretlik.
***
Referandumdan hemen sonra İngilizler Google’da, “AB’den ayrılırsak ne olur” sorusuna cevap aramışlardı deliler gibi.
‘Şimdi ne olacak, başımıza ne gelecek’ sorusunu, ‘AB nedir’ sorusu takip etmişti.
En popüler arama başlıklarına bakılırsa neye oy verdiklerini bilmeden ayrılma kararı vermiş çoğu.
Öyle olmasa, oy verdikten sonra akıllarına gelmezdi bunları sorup soruşturmak.
Neyi vurduklarını tetiği çektikten sonra düşünmeye başlamak gibi. Önce ateş edip sonra nişan alma hikâyesi.
Eurobarometer’in geçen yıl 28 AB ülkesinde yaptığı kamuoyu araştırması, İngilizlerin bu şaşkınlığını açıklıyor.
Sonuçlar, bütün üye ülke halkları arasında AB hakkında en bilgisiz iki halktan birinin İngilizler olduğunu gösteriyordu. Diğeri ise Litvanyalılar...
Eylemlerinin sonucunu baştan düşünmedikleri için, şimdi ne olacak diye ellerini başlarının arasına almış kara kara düşüncelere dalıyorlar.
Alıp eve gittikten sonra aldığını beğenmeyen müşteri pişmanlığına benzetenler var.
Referandumda yaptıkları şeyi beğenmediler çoğunlukla.
Ayrılma kampanyacılarının AB’yle ilgili abartılı yaygaralarından etkilendikleri muhakkak.
Ama artık geç, ‘Yaparken düşüneceklerdi, o zaman akılları neredeydi’ dense yeridir.
Duydukları pişmanlık sonucu değiştirmeyecek, bir daha İngiltere-AB ilişkileri eskisi gibi olamayacak.
***
Kalma taraftarı Theresa May, karşı olsa da Brexit’in gereğini yapacak, başbakanlığa gelmeden sözünü verdi.
Dış politika üzerinden oy avcılığı ve ucuz popülizm yarışı olmayacağını, ülkelerin kaderiyle böyle pervasızca oynanmayacağını öğrenmiş oldular.
En çok da başı çekenler öğrendi, birer birer döküldüler.
Salman Rüşdi durur mu, sallar tabii arkalarından.
Paylaş