Saadet’ten kimseye ‘hayır’ yok

Arafta diye biliyordum.

Haberin Devamı

Prensipte başkanlığı savunduğu halde, oylanacak modeli yeterince ideal bulmadığı için arada kaldığını sanıyordum.

***

Sıkışmışlığı konusunda haklıymışım.

Ne Evet diyebiliyor, ne Hayır...

Referandumda kampanya bile yürütmeyecek.

Gümbür gümbür Evet demeyecek ama Hayır için de göğsünü gere gere oy toplamayacak.

Karşı da çıkmayacak, taraftar da görünmeyecek.

Bir orta yol tutturup gürültü çıkarmadan yasak savmaya, bela savuşturmaya bakacak.

CHP’DEN AYRIŞMA TELAŞI

Fakat sıkışıklığının gerekçesinde tamamen yanılmışım.

Prensipte başkanlığı istediğine, pratikte ise sunulan modelle ilgili tereddütler yaşadığına ne şüphe...

Sistemi otoriterleştirme potansiyeli taşıdığını açıkça beyan ediyor.

Özellikle Erdoğan sonrasıyla ilgili endişe ve çekinceleri var.

Sesi onun için gür çıkmayacak.

Haberin Devamı

Ama sesindeki kısıklıkta, CHP’yle aynı tarafa savrulma korkusunun da bir rol oynadığı muhakkak.

SES KISAN TABU

Muhafazakâr siyasetin hâlâ bam teli, dokunulmaz tabusu CHP.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, sözünü sakınan biri değildir normalde.

Fakat iş CHP’yle eşitlenmeye gelince duruyor.

Partisini nasıl konumlandıracağını merak ediyordum.

Bir sendika ziyaretinde baklayı çıkardı.

“Bazı aklıevveller CHP’yle aynı safa düştüğümüzü söylüyor” şeklindeki serzenişleri durumu açıklıyor.

Sesini kesmese de kısması bundan.

CHP’yle aynı tarafta durmayı tabanına anlatamamaktan çekiniyor.

“Evet de Hayır da demokratik bir haktır, ikisi de suç değil, ayıp değil, günah değil” demenin kurtarmayacağına inanıyor.

SAFLARI AYRIŞTIRIP SIKIŞTIRMA

AK Parti’nin kampanyasını bir kuşatma stratejisine oturtacağı netleşti.

Ne diyor Başbakan Yıldırım: “Belli ki CHP, HDP’yle kol kola ‘hayırcılar korosu’na katılacak...”

Sonra da bindirmiyor mu; “Ey CHP ne hallere düştün. Ülkeyi bölenlerle kol kola girmek yakışır mı Atatürk’ün partisine” diye.

CHP’yi bu preslerle zorlayarak yanına çekemeyeceğini bilmez mi?

Olay CHP’yi HDP’den uzaklaştırıp, Saadet’i de CHP’nin yanından kaçırtarak kazanmak değil.

Olay, kendi önerinin doğruluğunu anlatmak yerine karşındakini kötü gösterme olayı.

Haberin Devamı

Yöntem, kendi haklılığına ve doğruluğuna ikna etmekten çok, Hayır’cıların sesini kıskaca alıp bastırma üzerine kurulu.

HAYIR DEMEK YAKIŞIKSIZLAŞTIRILIRKEN

Saadet ne yapsın...

Cepheler keskinleştiriliyor; Hayır dersen terör yandaşlarıyla aynı taraftasın...

Tartışma rehin alınıyor; Hayır dersen CHP ile HDP’nin dediğini demiş oluyorsun...

Hayır oyu şeytanlaştırılıyor; artık neye Evet demediğin üzerine konuşmanın bir önemi yok, mesele Hayır deyip demediğin...

Hangi modelle yönetilmek isteyip istemediğine karar vermeyeceksin.

‘Başkanlıktan yana mısın, değil misin’den çıkıyor iş. Kimden yana olduğuna karar vereceksin.

***

Gayrimilli bölücüler cephesinde misin, milli iktidar blokunda mı?

Haberin Devamı

Kötülerden mi yanasın, iyilerden mi?

Tercihini, teklife bakarak kullanmana gerek kalmıyor artık.

Tarafını seçeceksin, safını belirleyeceksin...

SAADET’İ UNUTUN

‘Hayır’ CHP ile HDP’nin malı değil diyemez...

Bu tabuyu yıkamaz...

Bu dil tutukluğunu çözemez...

Siyasi rekabeti, hapsedildiği sıkıştırılmışlıktan çıkarıp özgürleştiremez...

Üzerine konan CHP-HDP ipoteğini kaldırarak ‘Evet mi, Hayır mı’ tartışmasını serbest bırakamaz Saadet Partisi.

Ne İsa’ya ne Musa’ya yar olup yaranabilir.

‘Evet’çilere de hayrı dokunmaz.

Baskı altında cılız bir ses olarak kalır.

Diyeceğim şudur...

Muhalefet de iktidar da boş umut beslemesin, Saadet’ten ikisine de ‘hayır’ gelmez, başlarının çaresine baksınlar.

Yazarın Tüm Yazıları