Paylaş
Fakat kurulacak ateşkes rejiminde asayiş berkemal olmayacak. Bu geçici barış düzeninin bağrında bazı sürprizler saklı.
Şu iki beyanatı alt alta toplamak bile, ateşkes müjdesinin Türkiye açısından ne tür komplikasyonlara gebe olduğu hakkında bir kanaat veriyor.
ABD Savunma Bakanı Carter’ın demesiyle ‘Her konuda değil ama terörizmin her türlüsüne karşı olmada Türkiye ile aynı fikirdeler.
Ve IŞİD’i yenmek için Suriye’de ehil yerel güçlerle çalışmayı sürdürecekler.
Fakat aynı zamanda Türkiye ile de yakın çalışmayı sürdürecekler’.
İki tarafı da idare politikası gütmekten vazgeçmeyecekler özetle.
Bunu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘ikiyüzlülük’ suçlamasındaki bütün sertliğe rağmen istiflerini bozmadan, alınganlık göstermeden, soğukkanlı bir diplomatik dille yüzümüze tekrarlayıp duruyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin duyurduğu şekliyle ise Suriye’de bir hafta içinde çatışmalar duracak.
Ateşkes konusunda taraflar anlaştı, yalnız sağlanacak ateşkes terör örgütlerini kapsamayacak.
* * *
Peki kim o istisna tutulacak terör örgütleri?
Herkesin teröristliği üzerinde mutabık kaldığı örgütler.
Rusya’nın, ABD’nin ve Türkiye’nin kendine göre ayrı listeleri var.
Sadece IŞİD ile El Kaide uzantısı Nusra benzeri örgütlerin teröristliği hakkında ihtilafları yok.
Diğerlerinin durumu tartışmalı.
Türkiye ile ABD’nin tanıdığı Özgür Suriye Ordusu unsurlarını, Rusya ve Esad rejimi birlikte gayrimeşru görüyor.
Oysa Türkiye ile ABD arasında kimin terörist olup kimin olmadığı konusunda tam bir görüş birliği yok.
Sonuçta, ilgili bütün tarafların teröristliği üzerinde uzlaşmadığı gruplar, ateşkesten muaf tutulamayacak.
Daha kestirmeden söyleyelim; ateşkes yürürlüğe girdiği andan itibaren sadece ama sadece herkesin terör örgütü dediği IŞİD ve Nusra’yı vurmak serbest olacak.
Diğerlerine ateş etmek yasaklanmış sayılacak, kıllarına bile dokunulamayacak.
Dokunan, bazı riskleri göze alacak. Ateşkesi ihlal etmekle suçlanacağını bilecek.
Geçici barış düzenini bozmanın vebalini üstlendiğinin farkında olacak.
Ve ateşkes şartına bağlı kalıcı barış görüşmelerini sabote etmenin sorumluluğunu boynunda taşıyacak.
* * *
Münih’te toplanan Uluslararası Suriye Destek Grubu, BM’nin ateşkes kararını hayata geçirecek bir takvim çıkarmayı başardı.
Cenevre’de çöken barış müzakerelerinin önünü açacak umutlandırıcı bir gelişme bu.
Muhalifler, saldırılar devam ederken rejimle müzakereye oturmayı haklı olarak reddetmişti.
Görüşmeleri imkânsızlaştıran o kördüğüm, Rusya ve rejimin ateşkese uyması halinde çözülecek.
Fakat Türkiye, PYD krizini çözmeyi henüz başaramadı.
Başarması için ABD ve Rusya’nın PYD’ye bakışını değiştirmesi, PKK uzantısı bir terör örgütü olarak kabul ettirmesi gerek.
Pratikte PYD’ye duydukları ihtiyaç sona ermedikçe de PYD’nin teröristliğine tüm tarafları ikna etmek zor.
Hatta Cenevre’deki görüşmelerin herkesi tatmin edecek bir barış antlaşmasıyla sonuçlanmasından daha zor.
İşlerine gelmiyor çünkü.
Barındırdığı risk ise ortada.
Ateşkes borusu çaldığı andan itibaren PYD dokunulmazlık kazanacak.
Fırat’ın batısına da geçse Türkiye ilişemeyecek, topçu ateşiyle mevzilerini dövemeyecek.
Farazi tatbikatı şöyle bir şey.
IŞİD’i vurmak serbest olacağından, PYD güçleri, Amerikan ve Rus jetlerinin desteğiyle karadan IŞİD’in peşine düşecek.
Gördükleri her yerde. Artık kovalamaca nereye sürüklerse...
Ama kırmızı çizgiyi aşsa da PYD’yi vurmak yasak olacak.
* * *
Ateşkes, tüm tarafların IŞİD’e odaklanacağı bir dönem başlatacak.
Şam, Rusya ve ABD’nin aynı safta ortak düşmanla savaşacağı bir dönem.
PYD ise Carter’ın tanımlamasıyla bu mücadelenin ‘ehil’ kara gücü ayağını oluşturacak.
Biz Rusya ile ABD’yi, PYD ile Türkiye arasında bir seçim yapmaya zorlarken...
Onlar seçimlerini, tersi bir dayatmadan yana yapıp Türkiye’yi, PYD ile IŞİD arasında bir tercihe itecekler.
Gidişata bakılırsa müttefiklere bastırmak tek başına çalışmayabilir.
Tedbir icabı reel politiğe uygun, gerçekçi ve ön alıcı politikalar yedeklenmiştir inşallah.
Paylaş