PKK lobisi işbaşında hükümet nerede?

“PKK IŞİD’le savaşıyor, Türk jetleri arkadan PKK’yı vuruyor...”

Haberin Devamı

Bu fabrikasyon kalıp, dünyada kendine sözcüler bulmaya başladı.
Almanya’da Claudia Roth gibi isimler, PKK’nın Dağlıca karakolunda hangi IŞİD’le savaştığını sorgulamadan yayabildikleri kadar yayıyorlar aynı yalanı.
En son Merkel’in sağ kolu olarak bilinen Volker Kauder de koroya katıldı. Spiegel Online’da coşmuş, PKK’ya silah gönderilebileceğinden bile söz ediyor.
“Gelen kimi bilgilere göre, Türkiye tarafından giren IŞİD militanları, Kobani’den kaçmak isteyenleri engelliyor” diyor. Kobani’nin komple Türkiye’ye taşındığından dahi bihaber hazret. Fakat ‘Gülünç olur’ demeden ahkâm kesiyor.
“Türkiye’nin PKK mevzilerini bombalaması kabul edilemez. Bu konuda acilen NATO nezdinde ortağımızla konuşmalıyız” diye esip gürlüyor bir de...
Muhtemelen o da Dağlıca’yı, PKK tarafından kuşatılmış bir IŞİD karakolu zannediyor. Türkiye de IŞİD’in yardımına koşarak PKK mezvilerini bombalayan kalleş şu halde...
Propagandanın mesajlarından biri PKK’yı, vahşi IŞİD’le savaşan medeni dünya cephesine katarak meşrulaştırmaksa diğeri de şu: Türkiye, PKK’yı vurarak IŞİD vahşetine dolaylı destek sağlıyor...
‘Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak’ dedikleri, böyle bir şey olsa gerek.

* * *

Haberin Devamı

‘IŞİD’le savaşıyor’ algısını kullanarak bir dokunulmazlık zırhına kavuşabilir mi PKK?
Hayır. Kendine yeni hamiler bulacağından değil. Ama gizli hamilerini açıktan sahip çıkmaya, PKK’yı göstere göstere kollarının altına almaya cesaretlendirebilir.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne sorulduğunda, verdiği cevabı duymuşsunuzdur.
PKK’nın Türkiye’deki durumu başka, Kobani’de PYD’nin IŞİD’e karşı direnişi başka. Bunlar ayrı ayrı vakalar, birbirine karıştırmayın...”
Fakat Almanya aynı mı! Kafalar karışık, tabii eğer hesaplı kitaplı değilse oltaya gelmeleri.
Düşünün ki Yeşiller’le Hıristiyan Demokratlar’ın sözcüleri bir ağızdan konuşuyor. İkisine aynı anda işleyen bir propaganda var. Gücünü nereden alıyor dersiniz...

* * *

Önüne çıkan fırsatlardan yararlandığı için Kandil’i suçlayamayız, abes kaçar.
Sorumluyu, bu tür fırsatçılıklara karşı hiçbir hazırlığı ve stratejisi olmayan Ankara’da ve Avrupa başkentlerindeki sefaretlerimizde aramak gerekir.
Boşluktan istifade PKK lobisi almış yürümüş. Her türlü tezvirat, medyada fütursuzca pompalanıyor. Avrupa siyasetinde en ahmakça fikirler, en absürd yalanlar kapış kapış...
Türkiye’ye sallamanın bahanesi, ucuz popülizm kapısı oldu IŞİD’le mücadele, önüne gelen destursuz dalıyor.
Ve bugün yerleşen yanlış ve haksız kanaatleri düzeltmek için yarın çok geç olacak.

Haberin Devamı

Yanlışınız olmasın Kemal Bey!

CHP Genel Başkanı diyor ki, “Maskeli adamlar, molotofkokteyli ile belediye otobüsü yaktıysa yakala çıkar hâkimin karşısına. Ne duruyorsun, elinden tutan mı var! Eldeki kanunları uygula yeter. Maske takmak da suç, ateşe verip otobüs yakmak da... Acizlikten yakalayamıyorsun, göstermelik yeni kanun çıkarmaya kalkıyorsun...”
Fakat Kemal Bey, suçluyu yakalayamadan zaten ceza veremezsiniz ki. Hükümet cezayı artıralım diyor, birlikte yakalayalım demiyor.

* * *

Hadi sizin için biraz daha açayım, işin aslı şöyle Kemal Bey: Hükümet diyor ki “Yüze maske takmanın ve molotofkokteyli atarak otobüs yakmanın caydırıcı bir cezası yok, yakalayıp mahkemeye çıkarıyoruz ama bir kapıdan girip öbüründen çıkıyorlar. Cezaları onun için artırmak istiyoruz...”
Yani mesele yakalamak değil, caydırıcı ceza verip vermemek. Yasa bunu düzenlemek için Kemal Bey...
Dolayısıyla sizden cevap beklenen soru şu: Zatıalinize göre mevcut müeyyideler az mı, çok mudur? Yüze maskeye terörist, molotofa da bomba cezası verilmeli mi, verilmemeli midir?
Ne diyorsunuz Kemal Bey?

Yazarın Tüm Yazıları