Paylaş
Zor durumdaydılar, tutunacak fazla bir yerleri kalmamıştı. Hükümetle araları giderek açılıyordu. Son demokratikleşme paketiyle yeniden dirildiler.
Yeminli Erdoğan karşıtları hariç, özgürlükçü liberal kesimler bu işten mutlu oldu. Hükümete de kendilerine de yeniden güvenleri geldi.
Onlar değilmiş demek ki...
Peki en çok kimler sevmedi bu paketi?
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı göreve çağırdı.
Haksız da değil.
AK Parti, başörtüsünü serbestleştirmeyi en son denediğinde kapatılmaktan kıl payı kurtulmuştu.
Bundan sadece 5 yıl önceydi ve sadece eğitim hakkı sağlamak içindi...
Aradan geçen zamanda fırsat eşitsizliği giderildi, üniversitelerdeki başörtüsü sorunu pratikte çözüldü. Sıra, kamuda çalışma hakkına geldi.
Eminağaoğlu nasıl hoşnut olsun, fabrika ayarlarına göre pakette bir değil birkaç tane kapatma suçu birden işleniyor.
Lakin şöyle de bir sorunu var:
Aynı Eminağaoğlu, bir yandan Tayyip Erdoğan’ı diktatörleşmekle suçluyor. Onun verdiğiyle yetinmeyip daha çok demokrasi istiyor...
Diğer yandansa her demokratikleşme reformuyla kafasındaki Cumhuriyet biraz daha elden gidiyor.
Önceki 10 kadar reform paketi de Eminağaoğlu’nun demokratikleşme beklentilerinin altında kalmıştı. Onlara da bugünkü gibi karşı çıkmıştı.
Türkiye’de demokrasi, olmazların olduğu bir seviyeye gelmiş, Eminağaoğlu’nu kesmiyor.
Memleketi yeterince demokratikleştirmediği için AK Parti’yi, Başsavcı’ya şikâyet ediyor.
Bu demokrasi iştahıyla pekâlâ ‘Yetmez ama evet’çi olabilirdi.
Ama hayır, demokrasi adına demokratikleşme reformlarına savaş açıyor.
Azılı anti-Erdoğan’cılardan İngiliz Guardian gazetesinin bile kafası karışmış. Tayyip Erdoğan tiranlık peşinde mi, Türkiye’yi özgürleştiren lider mi diye tereddüt geçiriyor.
Son paketin, dünyadaki yankısı böyleyken Eminağaoğlu’nun bakışı üzerinde zerre tesiri yok.
Sözün kısası, paketi ondan daha çok sevmeyen buralarda zor bulunur.
Ve onunla birlikte 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasına da, meşhur 35. Madde’nin kaldırılmasına da, AK Parti’nin vaktiyle fırsat varken kapatılmamış olmasına da hayıflananlar... Onlar kimlerse, bu paketten Eminağaoğlu kadar hazzetmedikleri kesin.
En çok sevinenleri söyledim. Paketi eksik fakat, mevcut halden ileriye doğru atılmış bir adım olarak görenler. ‘Yetmez ama evet’çiler yani. Değmeyin keyiflerine, canlandılar bu paketle.
Sevmeyenleri de elimle koymuş gibi bulup çıkardım.
Dahası, her iki grubu da anlayabiliyorum.
Biri, daha çok demokrasi getiren büyük-küçük her adımı kazanım sayıp cebe atıyor.
Diğeri, her açılımı Cumhuriyet’in kazanımlarından bir geri gidiş olarak görüyor.
Aradakileri çözemedim yalnız...
Hem her sabah ant içerek güne başlamak istemiyorlar hem de ‘Andımız’ı kaldıran paketi hiçe sayıyorlar.
Nedir durumları, siz çözdünüz mü?
Paylaş