Okunmuş füzelerle savaş provası

İRAN, kısa ve orta menzilli füzelerini deniyor; İsrail, hava savunma sistemi Demir Kubbe’nin dayanıklılığını test ediyor...

Haberin Devamı

Onlar güçlerini sınarken olan yine mazlumlara oluyor; kadındır, çoluktur çocuktur demeden vurulan, kırılan, ezilen Filistinlilere...

***

2 yıl önce de hakeza büyük bir füze savaşı patlak vermiş, vurulacak vurulduktan, kırılacak kırıldıktan sonra ateşkesle bitmişti.
Değişen şu: Demir Kubbe, o zaman Gazze’den sallanan füzelerin sadece yüzde 12’sini kaçırmış, gerisini havada yakalamıştı. Henüz rakamlar kesinleşmemekle birlikte bu sefer başarı oranı daha düşük.
Hamas ise atış menzilini uzatmış görünüyor, çok bariz. Füzelerini Tel Aviv’e, Hayfa’daki hedeflere kadar gönderebiliyor. 2 yıl önce daha kısaydı menzilleri.
Ve değişmeyen gerçek: Füzelerin patırtısı, İsraillilerin yüreğine korku salıyor. Ama asıl öldürücü bombalar, Filistin halkının başında patlıyor.

***

2 sene öncekinde tuhaf bir de fotoğraf karesi görmüştük, füze duası fotoğrafı...
İsrail askerleri, Filistinlilerin başına yağdıracakları füzelerin önünde ellerini semaya açmış, ateşlemeden hemen önce huşu içinde yakarıyorlardı. Sanki “Biz gönderiyoruz, sen kabul eyle ya Rabbi” der gibi...
Rab Yahve’nin adıyla katledilen Filistinli sayısı 150 kadardı. Bin civarında da yaralı...
Hamas ise Allah rızası için 1500 adet roket fırlatmıştı karşıya. Bunlardan, yerleşim alanlarına yönelen 350 tanesi havada imhaya uğramıştı.
İsrail füze savunma sisteminin firesi, sadece yüzde 12’ydi. Yakalanmayanlar, patates çuvalı gibi boş arazilere düşenlerdi genelde.
Şöyle sormuştum; “Ateşkesin, Hamas için bir zafer olduğu söylenebilir mi bu şartlarda?”

***

Ortada bir ateşkes ama iki zafer duruyordu.
Gazzeliler sokağa dökülmüş, coşkuyla zaferlerini kutluyordu. İsrail’i yendiklerinden emindiler.
İsraillilerin keyfine ise diyecek yoktu. Askeri açıdan istedikleri sonucu aldıklarına inanıyorlardı.
ABD’deki İsrail Büyükelçisi Michael Oren, “Gazze’yle değil İran’la çatıştık biz” demişti New York Times’a.
İsrail, Gazze’ye nişan alırken İran’ı gözüne kestiriyordu yani.
İran’ın Hamas’a yolladığı kısa menzilli ‘fecr’ füzelerini harcatıyor, roket stoklarını tükettiriyor, ileri karakolundaki gücünü buduyordu.
Bu vesileyle kendi füze savunma sistemini de sınıyor, zaaflarını ortaya çıkarıyordu.
Ancak işini bitirdikten sonra yanaşıyordu ateşkese.

***

Aynı filmin tekrarını izliyoruz, olası bir İran-İsrail savaş senaryosunun provasını...
İsrail’in katliamlarını kınayacağız, acımasız saldırılarını lanetleyeceğiz, mazlumlar için gözyaşı dökeceğiz, Filistin’le birlikte bizim yüreklerimize de ateş düşecek, bağrımız yanacak, isyanımızı haykıracağız ama sorgulamayacak mıyız neler döndüğünü?
İki güç füze yarıştıracak, yek diğerine el ense çekecek diye son bilek güreşinde ölen Filistinli sayısı üç günde 80, yaralı sayısı 500’lerde...
Taraf olacağız elbette, 6 yaşında şehit edilen melek yüzlü çocuklardan yana taraf olacağız...
Filistin halkının meşru müdafaa hakkından; kendini, topraklarını ve davasını zalim İsrail’in zulmüne karşı savunma hakkından yana olacağız...
Ama Gazzeliler gibi İsrailli sivillerin de yaşam hakkından, can güvenliğinden yana olmayacak mıyız?
Savaşa da provasına da ‘Hayır’ demeyecek miyiz?
Hamasetten ziyade basirete, füzeden çok aklıselim ve ferasete ihtiyacımız olduğunu bilmeyecek miyiz artık?

Yazarın Tüm Yazıları