Ne uğruna bu ‘vahşet’ yalanları

‘VAHŞET bodrum’u iddiaları etrafında büyük bir propaganda savaşı yürütülüyor.

Haberin Devamı

Bir tarafta HDP ve aparatları var.


Kampanyalarını, Cizre’de bir apartmanın bodrum katında 20 yaralının mahsur kaldığı söylentisi üzerine kuruyorlar.


Görünürde kaygıları tamamen insani. Dertleri, Cudi Mahallesi’ndeki yaralıları kurtarıp hastaneye yetiştirmek.


Telefon konuşmalarındaki yardım çağrılarının ses kayıtlarını yayınladılar.


En son dün Demirtaş, 4 gündür yaralılardan haber alınamadığını, imdat seslerinin kesildiğini duyurdu.


Diğer tarafta hükümet cephesi var.


10 ambulans ve 30 görevliyle yaralıların tahliyesine nasıl çalışıldığını gün gün, saat saat anlatıyorlar.


Terör örgütünün sistematik biçimde ambulanslara saldırdığını, sağlık ekiplerinin bodruma ulaşmalarını asıl onların engellediğini, bunu tezviratlarına inandırıcılık katmak için yaptıklarını kamuoyuna ayrıntılı rapor ediyorlar.

Haberin Devamı


Gelinen noktada, ‘belki de o bodrumda yaralılar filan olmadığını’ düşünüyor hükümet. Dün olayların kronolojik dökümünü son bir kez verdikten sonra bu ihtimali Başbakan açıkladı.


Belki de baştan sona tertip, baştan sona tezgâh, baştan sona uydurma...

 

* * *

 

‘Vahşet bodrum’u feryatlarının aslı olmayabilir; tamamen hayali bir senaryonun mahsulü çıkabilir yani.


Üstüne üstlük, bahsedilen bodrumda yaralıların değil, terör örgütünün hendekçilere komuta eden yöneticilerinin sıkıştığı söyleniyor.


Eğer öyleyse; atılan çığlıklar, arşa yükselen haykırışlar sahteyse bu sizi yanıltmasın.


Olay, ‘yaralılar gaddarca ölüme terk ediliyor’ propagandasıyla sırf duygu sömürüsü yapmak, sırf terörle mücadele yöntemini vahşi ve kirli göstermekten ibaret olmadığı gibi...


Olay, devlet üzerinde kamuoyu baskısı oluşturarak kuşatmayı gevşetmekten ya da geri püskürtmekten de... Daralan çemberi yardırarak bodrumda sıkıştırıldığı söylenen unsurlara bir kaçış yolu açtırmaktan da ibaret değil.


Bu propaganda savaşı, daha stratejik bir hedef için icra ediliyor. O da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) etkilemek.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Motivasyon buysa, basılan ‘vahşet bodrum’u feryatlarının altında denilen de büyük bir vahşilik yatıyordur.


Yaralı insanların bir bodrum katında ölüme terk edildikleri, devletin onları kurtarmak için parmağını dahi kımıldatmadığı, aksine yardıma koşan gönüllüleri bile binaya yanaştırmadığı iddialarının doğru olduğunu düşünün bir an. Tek kelimeyle korkunç...


Fakat ambulansları o binaya yaklaştırmayan, gerçekte devlet değil de bu feryadı basanlarsa çok daha korkunç.


Bu korkunç yalana, bir uluslararası mahkemenin adalet terazisini şaşırtmak için başvurulması ise ondan da katmerli, tüyler ürpertici bir vahşet.


Dünyayı bir kez aldatırsınız, iki kez aldatırsınız, bilemediniz üç kez. Ya sonra!...

Haberin Devamı


Anlatınız bir kez çatırdadı mı, bir daha ağzınızla kuş tutsanız kim inanır size. Yalanlarınız bir kez çöktü mü, bir daha güvenilirliğiniz kalır mı, 5 para eder mi sözünüz? Bir kez numaradan çıkarsa, dönüp bakılır mı bir daha iniltilerinize?


Yarın, öbür gün gerçekten bir bodrum katında yaralılar sıkışırsa ne yapacak, kime müracaat edecek, nereye duyuracaksınız sesinizi?

 

* * *

 

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurularla başladı bu sahte mağduriyet imalatı.


Sağlık hizmetlerinden yararlanamadıkları gerekçesiyle sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını istiyordu başvuru sahipleri.


Fakat yakalandılar.


Aşıya götürülemeyen bebeğin aşısının yapıldığı, zaten o kişiye de ait olmadığı kayıtlarla belgelendi mesela.

Haberin Devamı


Temel ihtiyaçlarını giderememekten şikâyet edenin, orada oturmadığı kanıtlandı.


Hastaneye gidemediği için evde doğum yapan kadının, gittiği hastanede doğurma teklifini geri çevirdiği anlaşıldı.


Sokağa çıkma yasağını Anayasa Mahkemesi’nden sonra AİHM de kaldırmadı.


Ayaklarına dolandı kurguları, aleyhlerine döndü. Sahiciliklerini kaybettiler.

 

* * *

 

Bu kez AİHM’nin haklarındaki olumsuz kanaatini değiştirmek için uğraşıyorlar. Bozulan sicillerini düzeltecekler. Yolu da önceki kararın gerekçesini yıkmaktan geçiyor.


Mahkemenin, talep edenlerin gerekli hizmetlere erişebilmelerini sağlamak için hükümetin tüm makul adımları atacağına güvendiği” cümlesi, karar yazısına girmişti.

Haberin Devamı


Onu oradan sildirmek içinse bütün bu çırpınışlar, hayat kurtarmak için değilse...


Tescillenmiş eski yalanlarını yenileriyle temizleyeceklerse...


Yine yakalandıklarında bu kez neyi kullanacaklar; hangi acımasız, hangi kalpsiz istismar bekliyor sırada?

 

Yazarın Tüm Yazıları