Paylaş
* * *
Adil bir savaş olmayacağı apaçık. Güçler eşit değil, silahlar eşit değil, vicdanlar eşit değil, insanlık eşit değil...
Kaba kuvvete kaldığında, hangi tartıya vurursan dengeye gelmiyor kefeler...
Ve senin elinde füzeden daha tesirli, şarapnel parçalarından daha etkili bir silah var: Sivil direniş...
İntifadan senin, intikam tugayları yerine etten duvarların, askeri yığınaklar yerine sivil barikatların...
* * *
Üstün olduğun yer pazı kuvveti değil.
İsrail’in topu tüfeği, seni evinde bile gözetleyen kameraları, arabanla giderken dahi çeken Heron’ları varsa senin haklı davan, sarsılmaz imanın, balçıkla sıvanmaz mazlumiyetin, Azrail’e gülümseyen müdanasız gözlerin var.
Güçlü değil ama haklısın...
Karşında haklılığına muadil bir hak davası yok, en güçlü yanın bu.
Mazlum Filistinliyi zalime bir güç gösterisiyle kırdırmayacak, evini kalleş bir şovla başına yıktırtmayacak yolları zorlamaya devam etmeliydin.
Pazı yarıştırmak yerine vicdan diplomasisi yürütmek gibi...
“Yıkılasın” demekle yıkılmıyor, “Kahrolasın” demekle kahrolmuyor.
Benim ah etmem, berikinin bela okuması, protestocu kalabalıkların lanet yağdırması, senin intikam yeminlerin... Hiçbiri Filistin’in yetim çocuklarını, dünyanın sahipsiz bıraktığı Muhammed’leri, BM’nin kol kanat geremediği garip Hanzala’ları azdıkça azan İsrail’in vahşetinden korumuyor.
En büyük kudretin roketlerini yere bırakıp insanlığın elinden tutarak topyekûn ayağa kaldırmak, yeniden intifada...
Zalimin çaresiz kaldığı yer burasıdır.
* * *
Güdümlü füzelerin erişemediği, tonlarla bombanın susturamadığı bir destansı müdafaaydı, yeri göğü zulmün renklerine boyayan grafitilerin...
Dağa taşa zorbayı ihbar eden duvar yazıların...
Faşizmi çırılçıplak teşhir eden haykırışların...
Periyodik olarak 2 yılda bir askeri altyapını vuruyor, bir bahaneyle budama harekâtları yapıyor İsrail.
Bir masumun çığlığını da bastırabilir mi hava kalkanıyla, Demir Kubbe’siyle, anti-füze bataryalarıyla?
Senin için zafer, sapan taşlarının ucunda...
Senin için zafer, işgalcinin sürdüğü iş makinelerinin önüne bir direniş abidesi gibi dikilmekte...
Senin için zafer, İsrail’le anladığı dilden değil zerre anlamadığı insanlık dilinden konuşmakta...
Sadece savaşmayı biliyor, sadece öldürmeyi...
Katili, bilmediği bir duruşla şaşkına çevirmeli, aklının almadığı bir inanç ve adanmışlıkla acze düşürmeliydin.
Çok kereler yapmıştın, yine yapabilirdin...
Dualarla, alkışlarla, ıslıklarla, histerik tezahüratlarla, canlı yayında havaifişek gösterisi izler gibi yola koyuyorlar bombaları...
O çıldırmış cehennem zebanilerinin yüzündeki misilleme maskesini düşürmeli, damarlarından insanlık çekilmiş mendeburluklarıyla baş başa bırakmalıydın dünyayı.
Dehşet cengâverlerin baş edemediği azgın Calut devinin hakkından, elde bir çocuk sapanıyla geldi Davut...
İsrail’in hakkından da masumiyetin gücüyle gelecek Filistinli Davut sensin.
* * *
Yakılan, yıkılan, öldürülen onlarken, insanlık emanetini düzlüğe çıkarmayı tutup yine Filistin’in çocuklarından beklemek de adil değil...
Fakat çileleri bitmedi daha, karşıdaki kalpsiz canavardan insaf ve merhamet umulmaz, bu cedelin tüm yükü onların biçare omuzlarında.
Paylaş