Paylaş
Bilmez mi Beyaz Saray denilince akla, 60 bin metrekare arazi içindeki başkanlık rezidansının geldiğini... Ama Beyaz Saray’ın sağındaki, solundaki eski ve yeni idari ofis binalarıyla karşı köşedeki devlet konuk evi Blair House’un da Başkanlık Kompleksi’ne dahil olduğunu...Bilmez mi Beyaz Saray’ın toplamda 4 bin kadar çalışanının bulunduğunu... Bilmez mi yerin üstü kadar altına da yayıldıklarını, geçitler filan olduğunu...
Adı gibi biliyor gerçeği ama Atatürk Orman Çiftliği içindeki yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, Erdoğanların bin odalı resmi malikânesiymiş gibi sunuyor. Altından tüneller geçen, uçsuz bucaksız bir aile ikametgâhı gibi...
Makam odası, özel kalem, genel sekreterlik, danışmanlıklar ve maiyetlerindeki kadroların çalışma ofisleri olarak tutsa tutsa Beyaz Saray kadar yer tutuyor. Fakat New York Times’a göre başta Beyaz Saray ve Kremlin, tüm muadillerinden daha azmani.
* * *
Dikkat buyurunuz, varlığını Erdoğan düşmanlığına borçlu operasyonel paçavralardan değil, adıyla sanıyla bugüne bugün New York Times’tan söz ediyorum. Hem de sürmanşetten üfürüyor.
Bilmeden yapılamaz, ancak kast-ı mahsusa ile mümkün, hınzırlığına yani.
Diyeceksiniz ki New York Times’ın Erdoğan’la alıp veremediği nedir ki içten içe husumet beslesin, fesatlığına yayın yapsın?
Yazının içinde onun da cevabı var. ‘Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler’ yani kıpti yiğidi caka satarken hırsızlığını açık eder misali, Erdoğan’ın hırslarının büyüklüğüne takmış. Bu bina da onun tezahürü diyor.
Erdoğan’ın hırslarının büyüklüğünü başka nereden anlıyormuş peki New York Times?
Türkiye’yi, kendi politikalarını kendisi belirleyen, uzaktan kumandayla güdülemeyen büyük bir devlet sanmasından...
ABD’nin Suriye politikasıyla ters düşüyormuş Erdoğan. Hatta Putin gibi çatıştığı oluyor, askeri taleplerini ikiletip duruyormuş. Ayrıca bu çatışmalardan yararlanarak siyasi gücünü de pekiştiriyormuş ki en çok bu zoruna gidiyor gazetenin. Katlanılır cinsten değil, çatlarsın sahiden...
Bunu okuduktan sonra merak bile etmiyorum; Ankara, Washington’ın maşası olmayı kabul etseydi, bir dediğini iki etmeseydi yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı yine de New York Times’ın gözüne batar mıydı diye.
* * *
Tek New York Times mı? Washington Post da fena bozuk bu işe. “Beyaz Saray, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın küçücük bir müştemilatı bile olamaz” mealindeki bir Twitter mesajını, resmi hesabından paylaşıyor.
Anlı şanlı Washington Post, Washington’da, burnunun dibindeki Beyaz Saray hakkında eksik ya da yanlış bilgilenmiş olamayacağına göre mevzu başka. Ne olacak, New York Times’la aynı dertten mustariptir.
Erdoğan haddi aşıyor, Washington ne yaparsa yapsın hizaya gelmiyor. Başına buyruk. Hırslarının büyüklüğünden hep...
ABD, Suriye içsavaşında sadece Kobani’ye, Kobani’de de sadece PYD’ye destek atmak istiyor. Erdoğan ise ısrarla ÖSO ve Perşmerge’yi de katıyor işin içine. Türkiye’nin menfaatlerine aykırı diye emrivaki planları bozuyor.
Buna bir Amerika, bir New York Times, bir Washington Post, bir PKK-PYD ve bir de Kemal Kılıçdaroğlu çok bozuk.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın aksine, Amerika’nın PYD’ye silah takviyesinde bir sakınca görmüyor. Türkiye’nin ÖSO ve Peşmerge’yi Kobani’ye sokmasından da rahatsız...
* * *
Orman Genel Müdürlüğü’nün, her yanından sakillik dökülen mevcut viraneleri yıkılıp üzerlerine bu binalar kurulmuş. Sıfırdan yapılaşma yok. Yeni Cumhurbaşkanlığı kompleksi; tapusu, ruhsatı, iskânı olsa da nasıl ‘Kaçak Saray’ sayılmaz bu durumda?
Çok da büyük zaten, bu ne hırs!
Paylaş