Nalına da mıhına da siyaset

MHP’nin parlak bir taktik izlediğine eminim. Yine eminim ki ne istediğini gayet iyi biliyor. Celal Adan’ın isabetle buyurduğu gibi duruşu çok net. O da kafasının ve amacının netliğinden ileri geliyor.
Ancak itiraf ediyorum, ben henüz tam çözebilmiş değilim. Ya söylemi ve politika planlaması biraz karışık ya da şaşırtmaca taktiği de bu planın bir parçası. Amacını süper kamufle ediyor.

* * *

Koalisyona girmiyorlar, kararları kesin.
Ama onlardan hızlı koalisyoncu da yok. Türkiye’nin acilen bir koalisyona ihtiyacı olduğunu söyleyenlerin başını çekiyorlar hatta. AK Parti’yi zorluyor, CHP’ye bastırıyorlar aralarında bir ‘büyük uzlaşma’yı gerçekleştirmeleri için...
Hangi hal ve şartta olursa olsun bir azınlık hükümetine destek vermiyorlar. Erken seçim şartıyla bile olsa.
Ama Türkiye’nin hemen şimdi güçlü bir hükümete kavuşması gerektiğini de en önde onlar savunuyor.
Çünkü Türkiye’nin vaziyet edilmesi gereken ‘beka meselesi’ gibi yakıcı sorunları olduğuna inanıyorlar. Boşluk kaldırmayacak, beklemeye tahammül etmeyecek ivedilikte sorunlar...
Seçim hükümetinde yer almayı reddediyorlar.
Ama yaptıkları hazırlığa bakılırsa seçime de onlar oynuyor. İlk fırsatta yallah seçime...
Ve bu tabloda MHP’nin ne yapmaya çalıştığını algılayamayanların idrakine de yuh çekiyorlar, çatır çatır protesto ediyorlar.
Diğer her şeyi bir şekilde anlayabiliyorum da aklım işte bunu almıyor.

* * *

Ne yapmak istiyor MHP?
Kılıçdaroğlu’nun taktiği bile daha anlaşılır. AK Parti’yi alttan üstten sıkıştırıyor. Psikoloji ilminin alet çantasını bile kullanıyor. Her imkândan yararlanıyor muhatabını koalisyona zorlamak için.
Bana göre ters teper fakat düşünün, son çare Davutoğlu’nun kişiliğine yükleniyor.
Eğer AK Parti-CHP koalisyonu kurulmazsa... Davutoğlu, Erdoğan’a direnemediği için kurulamadı dedirtecek.
Eğer kurulursa Davutoğlu’nun, Erdoğan’a karşı rüştünü ispat ettiğine yoracak.
Kaçtır böyle laflar sokuyor, Davutoğlu’nun damarına basıyor...
Neredeyse cincileri, üfürükçüleri devreye sokacak, sihir ve büyü gibi gizli ilimlere başvurabileceğinden şüpheleniyorum. Yatırlara çaput bağlamadığı kaldı, Davutoğlu’nu bağlamak niyetine...
Fakat bunu neden yaptığını anlıyorsunuz.
İlla koalisyon olsun diye tüm imkânlarını seferber ediyor.
Çünkü görünür gelecekte tek başına iktidara gelmek gibi bir perspektifi yok. Ne erken ne de vaktinde yapılacak bir seçimde.
Gerçeği görüyor ve ona göre davranıyor Kılıçdaroğlu. Elinden gelenin en iyisi, partisini bir koalisyona ortak olarak sokmak. Niye erken seçim istesin?

* * *

MHP’ye gelince...
Devlet Bey saygılı tavrıyla, incelik ve nezaketiyle, töre ve âdetlere bağlılığıyla meşhur bir lider. Bu halin tek istisnası kampanya dönemleridir. ‘Şerefsizler’ çıkışını münasip buluyorsa altında mutlaka seçim hazırlığı vardır. Seçmenle bu tarzda iletişim kuruyor.
Sandığa göz kırpmaktan, taraftarın ayranını kabartmaktan başka bir şey aramayın, çıkmaz altından. Kavga çıkar, çatışma çıkar da bu kabalıktan toplumsal yarılmayı iyileştirecek geniş tabanlı bir uzlaşı hükümeti çıkmaz.
Tek başına iktidar perspektifi derseniz, e, o da yok...
Seçim havasına da herkesten önce girdiler...
Koalisyonu da erken seçime tercih ediyorlar bir yandan...
Seçim hükümetini de, seçime götürecek azınlık hükümetini de reddediyorlar...
Çatışmacı siyasete de karşılar...
Çatışmacı dilden de kendilerini alamıyorlar...
Naldan mı geçemiyorlar, mıhtan mı?
Ben çıkamadım içinden.
Celal Bey’e konum bildiriyorum, dilerse protesto edebilir.