Paylaş
Popüler münakaşamız bu. Şeytanın avukatı, Apo’nun avukatından daha ateşli yalnız, lafa karışmaz mı! Soruyor bitirim ağızlarıyla: Kürt Sorunu yoksa çözüm süreci niye var?...
Dağda silahlı bir örgüt var, ondan olmasın? Varlık sebepleri ortadan kalktı, düz ovada silahsız mücadelenin kapıları herkese ve her talebe açıldı ama örgüt egosu ‘Ben ne olacağım’ derdine düştü, silahlı mücadeleyi geride bırakamıyor ya hani...
* * *
Şeytanın aklına şu da geliyor tabii: Bittiyse, neden Erdoğan’dan başka anlayan çıkmadı?...
Çıkmaz mı? Onun sesi daha yüksek çıkıyor. Diğerlerinin söylediği şeytanın kulağına gelmediyse ya bundandır ya duymak istemediğinden.
Apo’nun kendi bile geçen Nevruz’da “Silahlı mücadele devri bitmiştir” demedi mi?
Avukatları, etrafı nasıl temkinli, şeytanın avukatlarına uyuyorlar mı bakın.
Demirtaş mesela...
‘Kürt Sorunu vardır, yoktur’u tartışmaktan geri duruyor. Grup konuşmasını bu yüzden 30 cümlede kesmiş değil mi? (Saymadım ama tek cümle yalanını yayan da, bizzat şeytanın avukatı.)
Kabul, aklı emanet oylarda. “Kürt Sorunu vardır” vurgusuyla ürkütmek istemiyor...
Kabul, damara girdi. “Erdoğan’ın dediği olmasın da ne olursa olsun” oylarını kafalayacak...
Kabul, kazanmak için satması gereken formül şu: Erdoğan’ın başkanlık hesabını bozacak tek şey HDP’nin barajı aşmasıdır. HDP’ye barajı aştıracak tek şey de Tayyipfobik seçmenin gözünde bu denkleme oturmasıdır.
İkisini üst üste çakıştırdığı anda, maden bulmuş gibi başka hiçbir şey yapması gerekmeyecek, kabul...
Tutturursa, ‘Tayyip düşmanlığı’ damarı daha ağır basan ‘Kürt düşmanı’ oylar bile ona gelecek.
‘Kürt sorunu bitti mi, bitmedi mi’ tartışmasına bulaşmaktan kaçınması, biraz da bu ‘çantada keklik’ hesabından tamam...
Fakat mevzuya girse sadece ‘Gel gel’ ettiği kafaları bulandırmayacak, Apo’nun menziline de girecek, nesine lazım.
* * *
Kışanak mesela, daha hesapsız, daha düz, daha doğrudan...
‘Kürt sorunu vardı, yoktu’ diye lafı dolandırmak yerine, cepheden dalıyor.
“Doğrudur. Türkiye’de artık bir Kürt sorunu yoktur. Kürtler, demokrasinin temel güç ve dinamiği haline gelmiştir. Buna karşı direnen kötü yönetici sorunu vardır” dedi çıktı işin içinden.
Erdoğan ne demişti Balıkesir’de: “Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. Ret politikalarını, asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık...”
Şeytanın ‘Görme’ dediği o ‘artık’ lafını Kışanak gördü. Görmezden gelse sahici olur muydu?
Kürt yok sayıldığında vardı Kürt sorunu. Erdoğan’ın başkan olup olamayacağını belirleyecek kudreti resmen ve alenen kendinde görecek bir büyüklüğe ulaşmışsa Demirtaş’ın, Kışanak’ın kimlik siyaseti... Hâlâ bütün cüssesiyle Kürt yok, sorun mu vardır?
* * *
‘Kürt varsa sorun yoktur’un sağlamasını yapmak isteyen, HDP Eşbaşkanı Demirtaş’a, Diyarbakır Belediye Başkanı Kışanak’a baksın. Sorun var gibi mi?...
“Kürt sorunu bir var, bir yok, bu nasıl iş, biri anlatsa da anlasak” mavraları çevirenler ne anladıysa artık, bu ‘artık’ lafından. “2005’te vardı, 2015’te artık yok” cümlesinde büyük açık yakaladılar. Çetrefilli, hayretengiz, bitirim bir zekâdan ne kurtulur ki şeytanın avukatından bu çelişki kurtulsun.
Paylaş