Paylaş
SİYASİ çekişmenin düzeyini, daha doğrusu sefaletini anlatan iki argüman var, birbiriyle yarışıyor.
İlki şu: ‘Bir koltuk hırsı uğruna Türkiye savaşa sürükleniyor, erken seçim hesabıyla ülke ateşe atılıyor’...
Diğeri de şöyle: ‘Koalisyon, üst aklın projesi. AK Parti’yi CHP’yle koalisyona itenler üst aklın uşağıdır. Her kim ki AK Parti’nin CHP’yle koalisyon yapmasını istiyor, vatana ihanet ediyor’...
İkisi de birbirinden dahiyane, al birini vur ötekine.
* * *
HDP eşbaşkanları Twitter’daki ‘orantısız zeka’nın serhat boylarında, en uç noktalarında geziyor.
Figen Yüksekdağ “Geçici savaş hükümeti” dediği AK Parti’nin ‘Koalisyon yapmamak için operasyon yaptığı’nı yazıyor.
Selahattin Demirtaş onu tamamlıyor, “Şu anda yürütülen bütün hava, kara, medya operasyonlarının amaçlarından biri de erken seçimlerde HDP’yi vurmaktır” diyor.
Çözüm Süreci berhava olmuş, Türkiye çatışmalı döneme geri dönmüş. HDP üst aklının durum değerlendirmesi, siyasi çözümlemesi bu.
Güya AK Parti kararını vermiş, koalisyon yapmak yerine sandıkta tek başına iktidarı zorlayacak. Erken seçimde istediği sonucu almak için de durup dururken Çözüm Süreci’ni yaktı, bir bahaneyle PKK’yı vurmaya başladı. Hepsi koltuk uğruna, hepsi Erdoğan’ın iktidar düzenini sürdürmek için. Böyle gelişti yani olay...
Analiz bu olunca, verdikleri tepki de “Size savaş yaptırtmayacağız” gibi sivri çıkışlardan öteye geçemiyor.
PKK’nın kılına dokundurtmayacağız, cinayetlerini durdurtmayacağız, kamu düzenini sağlatmayacağız, size terörü önleyici tedbir aldırtmayacağız göndermesi sırıtıyor altında. Fakat ‘koltuk’ propagandasıyla o açığı iyi kamufle ettiklerini, hiç çakılmayacağını düşünebiliyorlar.
Denklemlerini kurmuş, pozisyonlarını almışlar. Kurgu haza mükemmel, çılgın derecede.
* * *
Normal şartlarda ne beklerseniz?
Nasıl IŞİD katliam yaptığında hükümeti tedbir almaya çağırıyorlarsa, PKK cinayet işlediğinde de hükümeti öyle tedbir almaya çağırmalarını...
Fakat onlar hükümeti, PKK saldırılarını önleyemediği için suçlayacakları yerde PKK’ya karşılık vermekle suçluyorlar.
Çünkü hükümetin çıkarınaymış savaş...
Arınç’ın çıkarı hemen erken seçime gidilmesinde mesela. Koalisyon kurulursa hem hükümet sözcülüğü, hem başbakan yardımcılığı hem de milletvekilliğini aynı anda kaybedecek. Üç koltuk birden çekilecek altından. Çünkü üç dönem kuralı yüzünden bu dönem Meclis’te yok. Ancak bir erken seçim olursa yeniden seçilebilecek...
İşte o Bülent Arınç değil mi “Hemen erken seçime gidelim demek, ülkeyi sevmemektir” diyen! O değil mi şahsen aleyhine olacak şeyi hararetle isteyen!
Hani koltuk hırsıyla savaş, siyasi çıkarları için çatışma, koalisyondan kaçmak amacıyla operasyon tertipliyorlardı!...
* * *
Arınç, seçimden yana olmadığı gibi AK Parti-CHP koalisyonuna da açıkça taraftar.
Aklın sınır karakollarında nöbet tutan, hatta o hudutları bile zorlayanlar bu tarafta da varken üstelik...
Erken seçime karşı çıkmayı, hele hele maazallah CHP ile bir koalisyonu savunmayı aforoz gerekçesi sayan ‘üst akıl’cılara rağmen yani...
Koalisyon zarureti sanki sandık sonucu olarak ortaya çıkmamış da ‘üst akıl’ denilen esrarengiz bir varlığın icadı, dayatması, sinsi projesi, AK Parti’yi dizayn girişimi, siyasete antidemokratik müdahale buluşuymuş gibi bir hava yayanlar olduğu halde...
Buna sözüm ona ‘alet olanlar’ da ihanetle, itikadı bozulmakla, tek başına iktidarın faziletlerine inançsızlıkla, üst akla uşaklık etmekle vesair suçlanırken...
Asıl ihanetin koalisyonu gerçekten denememek olacağını üstüne basa basa söylüyor Arınç. Bu ülkenin yararına hizmet etmeyecek asıl inançsızlığın da demokrasiye inançsızlık olacağını ekleyerek.
Bu tarafta aklın sefaletine geçit vermeyecek Arınç’lar var da, o tarafta aklın çektiği sefilliklerle mücadele edecek hiç mi kimsecikler yok peki?
* * *
Mesud Barzani dahi Kandil’deki şeflerin düğmeye basmasını, Öcalan’ı ve HDP’yi etkisizleştirme planına bağlıyor.
HDP’yi vurmak, gücünü kırmak, zora sokmak için ‘savaş’ı devreye sokan bir komplo varsa eğer... Onun arkasında terör makinesini yeniden çalıştıran Kandil’deki ‘iç iktidar’ hırsı ve ‘örgüt ego’sunun değil de Ankara siyasetinin olduğuna kim inanır?
Paylaş