Paylaş
KENDİMİZİ kandırmayalım; 3 vakte kadar ufukta yine seçim görünüyor. Önümüz kış, çetin şartlar bekliyor bizi ve koalisyon hesaplarının hiçbiri bu gerçeği yok sayan yaklaşımlara dayanamaz.
Bunun siyasete tercümesi şudur: Türkiye bugün koalisyon seçeneklerine mahkûm olmakla birlikte, uzun süre bir koalisyonla da yönetilemez.
Kimsenin gönlüne göre dağıtmadı rolleri seçmen. Herkes şimdilik elindekiyle yetinmek ve payına düşen yetkinin elverdiği yere kadar oynamak zorunda.
Aldığı temsil yetkisinin üstünde siyaset yapmak, bir erken seçimde işleri kimse için daha iyiye götürmeyecek. Özellikle de oyunbozanlık yapanlar için...
Kendimizi kandırmayalım; herhangi bir koalisyon denemesi, bu gerçeği hareket noktası almadan başarıya ulaşamaz.
* * *
Kurulmamış koalisyona ömür biçmek gibi olacak farkındayım, fakat en kolay seçenekler de her zaman en kısa ömürlülerdir.
AK Parti için nispeten en kolayı, MHP ile iktidarı paylaşmaya yönelmek gibi görünüyor. Aksi yöndeki bütün beyanlarına rağmen MHP için de daha kolay yönetilebilir olanı bu.
Her iki parti için de diğer seçenek, yani CHP ile ortaklaşmak, taban siyaseti bakımından daha çok müşkülat doğuracak. Seçmene izahatını vermek ve tabanın psikolojisini ayakta tutmak gibi bir mecburiyetleri var çünkü.
Meclis aritmetiğinin imkânları ortada. AK Partisiz bir eşleşmeye de izin veriyor. Ama bir şartla; ancak kalan partilerin üçü birden ortaklaşırsa.
Yani bir CHP+MHP koalisyonu, HDP’nin içeriden ya da dışarıdan desteği sağlanmadan imkânsız.
HDP MHP’yi, MHP de HDP’yi yanına ortak almayı içine sindirecek, bunun siyasi maliyetlerini de göze alacak... İnandırıcı mı?...
Açık konuşalım. Kâğıt üstünde mümkün görünen ama reel politiğin kabul etmeyeceği seçenek budur. Eşyanın tabiatına aykırı olduğu için ömrü kısadan da kısa olur. Kelebeğin ömründen bile kısa. Nefesi, en erken seçime acilen ulaşmaya ya yetişir ya yetişmez.
HDP ile MHP, üç günlük iktidar için birbirlerine payanda olmanın faturasını da ilk sandıkta göğüslemekle karşı karşıya kalır.
Üstüne, MHP ile CHP’nin toplam oy oranı kadar oy alıp birinci çıkmış partiyi dışarıda bırakmanın maliyetini de ekleyin.
Kısacası; başlamadan bitecek bir deneyim olacağı için, HDP destekli bir CHP+MHP koalisyonu seçeneğini kafadan eleyebiliriz.
* * *
Kendimizi kandırmayacaksak, ayakları yere basan yalnızca iki senaryo var elimizde, üç değil.
Ya AK Parti ile MHP ya da AK Parti ile CHP arasında kurulacak koalisyon...
Liderlerin ve sözcülerinin işi yokuşa sürdüğüne bakmayın. Birincisi, AK Parti’nin de MHP’nin de nispeten en kolayına gelecek seçenektir.
Fakat ikincisi, yani AK Parti+CHP kombinasyonu, psikolojik zorlukları nispetinde daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı olanı. ‘Büyük koalisyon’ dedikleri merkez sağ ile merkez sol arasında asgari müştereklerde bir uzlaşma sağlayacağı için... Makulleşmeye ve Türkiye’nin bir türlü başaramadığı normalleşmeye en çok hizmet edecek seçenek olacağı için...
CHP kendini kandırmasın; anamuhalefet partisi olduğu halde, iktidarın bir hesaba göre kaybettiği 9 puanın tek birini bile alamadı. Tersine, oy oranı bir puan geriledi. İktidarın cezalandırıldığı yerde, onu da ödüllendirmedi seçmen...
Seçim sonuçları da, AK Partisiz bir iktidara işaret etmiyor. Seçmenin AK Parti’yi iktidarda istemediği, doğru bir okuma değil. Hâlâ Türkiye’nin açık ara en büyük partisi ve AK Partiyi dışlayarak Türkiye’yi istikrar içinde yönetmek, gayriciddi bir muhalefet fantezisi.
Seçmen, AK Parti’ye ‘Sen tek başına yönetme’ dedi. Yoksa, yüzde 41’lik bir oyla ‘Sen yönetimden ayrıl, hiçbir şekilde de hükümette yer alma, yanından geçme, başını çekme’ vesair demedi.
* * *
Kimse kendini kandırmasın; epeydir biriken siyasi ve toplumsal gerilimi nötralize edecek, Türkiye’yi rahatlatacak, yeni anayasa için geniş bir mutabakat zeminini yakalayacak ve istikrarı koruyarak ülkeyi salimen sandığa götürecek yegâne seçenek bu.
AK Parti’yi bir, CHP’yi de ikinci parti yaptığına göre seçmenin yüklediği sorumluluk; iktidarı oluşturma görevi önce AK Parti’nin sonra da CHP’nindir.
Denenmesi gereken ilk seçenek budur. Başarılamazsa ikinci seçenek, AK Parti’nin MHP ile koalisyonu devreye girer.
O da olmadı, bütün gerçekçi seçenekler tüketilmiştir bilin. Gerisi, ‘Biz beceremedik’ demeden emaneti sahibine iade tiyatrosudur.
Paylaş