Paylaş
Biri, olası bir koalisyon senaryosunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la hükümet ilişkilerinin nasıl düzenleneceği. Diğeri de 4 eski bakanla ilgili soruşturma dosyasının yeniden açılıp açılamayacağı...
CHP’nin de MHP’nin de takıldığı yerler buralar. AK Parti’yle bir koalisyonda bu iki engelin nasıl aşılacağını çözemiyorlar.
Kolay bir çözümü var oysa, atla deve değil. Yeter ki koalisyon yapmaya gönülleri olsun.
* * *
Bugün bir AK Partilinin çözüm önerisini dikkatinize getiriyorum. Reza Zarrab’la fotoğraf vermeyecek kadar basiretli bir AK Partili dersem, belki dikkatlerinizi daha çok çekmeyi başarırım.
13 yıllık iktidarı boyunca grup başkanvekilliği, genel başkan yardımcılığı ve bakanlık gibi etkili ve yetkili konumlarda bulunmuş bir AK Partili üstelik. Üç dönem kuralı nedeniyle mola alıp bu sefer Meclis’e girmeyenlerden.
Nihat Ergün’den söz ediyorum. Aljazeera.com.tr için soğukkanlı bir değerlendirme kaleme almış. “Türkiye’de koalisyon ve istikrar” başlığını taşıyor. Koalisyon arayışında tıkanan partilere duygusallıktan, vesvese ve kuruntulardan uzak, hem onurlu mu onurlu hem de gerçekçi mi gerçekçi bir çıkış yolu öneriyor...
Yolsuzluk iddialarına duyarlı olmakla öç alma hırsından gözü kararmış olmayı birbirinden ayırıyor evvela. Yapanın yanına kâr kalmasın, hak yerini bulsun istemekle rövanş peşinde koşmayı ayrı kefelere koyuyor...
Cumhurbaşkanı’nın fiili rolüne itiraz ile Erdoğan takıntısını da birbirinden ayırt ederek başlıyor işe.
Hınç ve kaprislerine yenik düşenlere hitap etmiyor dolayısıyla, kendini hazır hissetmeyenler buradan sonrasına hiç geçmesin bile.
* * *
Nihat Ergün’ün sağduyusu, iyi niyet ve samimiyetle bir koalisyon imkânını yoklayanların sağduyusuna denk. Dikkati ise cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açacak kadar Erdoğan husumeti ve nefretinden gözü körleşmeyen ama Türkiye’yi normalleştirmenin de çarelerini araştıranların dikkatine eşit.
Akla fenalık geçirten bir dünya saçmalığın arasında kulak verilecek
makul bir ses velhasıl...
Pratikte anayasal çerçeveyi aştığı gerekçesiyle Cumhurbaşkanı’ndan sınırlarına geri çekilmesini mi istiyorsunuz? Nihat Ergün’ün çözümü basit. Bunu AK Parti’yle koalisyon görüşmelerinizin bir ön şartı haline getireceğinize doğrudan Erdoğan’ın kendisiyle konuşun diyor. Muhatapları karıştırırsanız, koalisyon çabalarını daha baştan çözümsüzlüğe mahkûm edip çıkmaza sokmuş olursunuz.
Ayrıca bir koalisyon kurulması halinde, bunun otomatik sonuçlarından biri, Cumhurbaşkanı’nın hükümetle ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması olacaktır. Kendiliğinden elde edilecek bir sonucu zorlamak, dayatma haline getirmek pek akıllıca değil...
4 eski bakana ne olacağına gelince. Ne yapıp ne edip Yüce Divan’a mı göndermek istiyorsunuz? Tabanınızın yüreğini soğutacak tek şey bu mu? Yine bu da bir koalisyon protokolünün yani hükümetin değil, Meclis’in ve milletvekillerinin hür iradelerinin konusu. Şartlanmak yanlış. Doğal seyrine bırakıldığında doğru mecrada ilerleyecek bir denetim faaliyetini koalisyon protokolüne bağlamaya çalışmak niye? Zaten aritmetiği buna elveren bir Meclis oluşmuş durumda.
* * *
Nihat Ergün’e göre siyasetin önünde paha biçilmez bir fırsat daha var. ‘Tek parti iktidarı eşittir istikrar’ veya ‘Koalisyon hükümeti eşittir istikrarsızlık’ şeklindeki yerleşik algıyı bozma fırsatı. Hem kötü deneyimlerden kalan ‘Türkiye koalisyon yönetimlerini beceremiyor’ algısını yıkabilir hem de istikrar kavramının içini yeniden doldurabilirsiniz. Seçimin sonucu partileri buna zorluyorken bile ellerini taşın altına sokmaktan kaçarlarsa çok yazık olacak...
Tekrar dikkatinizi çekerim, bu görüşlerin sahibi, sorumluluk üstlendiği 13 yıllık AK Parti iktidarına içeriden eleştirisini sakınmamış bir siyasetçi. Şubat 2015’te, Alfa Yayınları’ndan çıkan kitabı ‘Adım Adım Siyaset’te sağlam özeleştiriler sıralıyor. İlkeli olduğu kadar orta yolcu, kafa dengi de bir AK Partili. Önerilerini es geçmeyin derim.
Paylaş