Paylaş
Siz de “Özel girişimciliği körü körüne şeytanlaştırmayın, bütün günahı serbest piyasa rekabetine yıkıp devletçiliği bu kadar yüceltmeyin, yazıktır” diyorsunuz...
Siz misiniz bunu diyen! Derhal sermayenin uşaklığını yapmakla, patronu aklamak için çırpınmakla, güçlüden yana olmakla vesaire suçlanıyorsunuz.
Vahşi sömürü düzeninin pespaye bir gardiyanı, kapitalizm iblisinin satılmış bir işbirlikçisi olup çıkıyorsunuz bir anda.
“Bir sermaye grubu emeği suistimal etti diye büsbütün sermaye düşmanlığı yapmayın, bir patron işçisini kollamadı diye bütün patronları töhmet altında bırakmayın arkadaşlar” diyorsunuz...
İşçinin ve emekçinin kalpsiz, gaddar düşmanlarından biri ilan edilmenize başka ne gerek!
Sizin düşman safına yazıldığınız bu düzende işçinin, emekçinin en iyi dostu kim peki? Baştacı TÜSİAD...
***
Nefsine yenilmiş bir kapitalistle kapitalizmin esası arasındaki farkı görmek istiyorsanız, direkt TÜSİAD’a bakın.
Fakat şunu söyledikleri için mi:
“Bir patron hata yapabilir, yanlışa düşebilir, daha çok para kazanma hırsına kaptırıp çalışanlarının canını hiçe sayabilir. Dünya ve ahirette vebali onundur, bütün patronları cehennemlik yapmaz” dedikleri...
“Gözü, kârına kâr katmaktan başka bir şey görmeyen sermayedar bulunur ama, onun varlığı sermayenin kendisini kötü kılmaz” buyurdukları...
“Kâr etmek, zararına iş yapmaktan iyidir. Fena olan, kazancı daha da artırma gayretini diğer her şeyin önüne koymaktır” diye çıkıştıkları...
Kâr motivasyonunu öcüleştirmeyin, iktisadi faaliyetin temelinde o vardır. İktisadi faaliyet olmazsa beşeri gelişmeden, yani medeni yaşam koşullarından geriye bir şey kalmaz” nutukları attıkları için değil, hayır!
Sadece, her kapitalistin fıtratı gereği kötü olmadığını ispatlayan bir örnek daha sergiledikleri için...
Güya aralarında sınıfsal çelişkiler var; çıkarları uyuşmaz, fikirleri uzlaşmaz.
Halbuki sermaye örgütü TÜSİAD, hükümetle ihtilafa düştüklerinde işçi sendikalarından yana tavır alabiliyor, daha önce de gördük.
Kapitalizmin doğası gereği vahşi ve kan emici olmadığını, sermayenin her zaman emeği sömürmeyebildiğini TÜSİAD’ın işçi dostluğundan daha güzel ne anlatabilir?
***
“Ortada bir kusur varsa özelleştirme politikaları yerine, tek tek özel işletmelerdedir” sözü, işçi düşmanlığından değil, bir hakikati ifade etmek içinmiş demek.
“Suç varsa bütün işverenlerde yahut işveren düzeninde değil, kazanın yaşandığı o işyerinin patronundadır” cümlesinde bir yanlışlık da uşaklık da yokmuş demek.
İspatı bizzatihi TÜSİAD’dır, TÜSİAD’ın Soma’daki maden kazasına ilişkin açıklamasıdır.
Patronlar kulübü, yine bir patrona karşı bildiri yayınlayarak nasıl bir işçi dostu olduğunu ilk günden ortaya koymuştu. İlgili kısmı şöyleydi:
“Ölüm ne madencinin alın yazısıdır, ne de ölümle sonuçlanan bu felaket madencilik mesleğinin bir gereğidir. Türkiye’nin ölümcül iş kazalarında geldiği nokta kabul edilebilir bir durum değildir. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemler ivedilikle hayata geçirilmelidir...”
İkazın muhatabı, herhalde en başta o madeni çalıştıran Soma Holding’in patronu, sonra da diğer işletmelerdir.
Bakın, bütün patronlar işçi düşmanı değilmiş demek. Ayrıca, patronlar arasında öyle hatırı sayılır bir sınıf dayanışmasından da söz edilemezmiş...
Hadi hep birlikte tekrar edelim:
Kapitalist teşebbüslerin denetlenmesine evet, ama onları topyekûn şeytanlaştırmak bizi sadece eskinin devletçi politikalarına geri götürür ki maazallah... Devlet kapitalizminin şerrinden Allah’a sığınırız!
Paylaş