Hüseyin Çelik’ten ‘Küskünler’ cevabı

“AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik” imzalı metinle baş başa bırakıyorum sizi. Hiç araya girmeden. Buyursunlar...

* * *

“Sayın Beki,
10 Mart 2015 tarihli “Küskünler Kıpraşması” başlıklı yazınız üzerine aşağıdaki açıklamaları paylaşmak zarureti doğmuştur.
Evvela, Sayın Gül’le Beyoğlu İmam Hatip Lisesi Uygulama Camisi’nde buluşmamız, ima veya iddia ettiğiniz gibi planlı bir buluşma değildir.
Sayın Gül, o gün Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve merkezi Sütlüce’de bulunan İstanbul Dostluk Derneği’ne kahvaltıya davetliymiş. Ben ve Sayın Mehmet Ali Şahin ise İstanbul İl Başkanlığı binamızda İstanbul milletvekili aday adaylarımızın mülakatlarını yapmak üzere bulunuyorduk, ki hâlâ devam ediyor. İl binamıza en yakın cami olması hasebiyle cuma namazı için oraya götürüldük. Camiye vardığımızda Sayın Gül’ün de çok yakında bir programda olduğunu ve cuma namazı için oraya geleceğini öğrendik. Biz de dostluğumuz, kardeşliğimiz, yol arkadaşlığımız ve devlet terbiyemiz gereği kendisini kapıda karşılamak üzere bekledik. Sayın Gül, camiye intikal edince de musafaha edip birlikte camiye girdik. İşin özü budur. Buradan komplo teorileri üretmek başkasına yakışabilir ama Sayın Beki, size yakışmaz.
Sayın Gül, bizim abimiz, büyüğümüz ve dava arkadaşımızdır. Şayet kendisiyle planlı bir görüşmemiz olursa bunu da gizlemeyi ar kabul ederiz. Kendisiyle bir arada olmaktan ve bunun bilinmesinden şeref duyarız...”

* * *

Devamen:
“İkinci konu, Ak Parti’nin tüzüğünden kaynaklanan 3 dönem kuralı ve bu meseleyle ilgili olarak Sayın Başbakanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile yapılan görüşmelerdir.
Bu görüşmeler, hem Sayın Başbakanımız hem de kurucu Genel Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımızla yapılan uzun süreli ve birçok konunun gündeme geldiği toplantılarda ele alınmış başlıklardan biridir. Tamamen iç meselemiz olarak konuştuğumuz bu konu, ne bir küskünlük ne de bir “Küskünlük Kıpraşması”na yol açmıştır. Konu, konuşulmuş ve kapanmıştır.
3 dönem kuralından etkilenen hiçbir arkadaşımız, AK Parti’nin rakiplerini sevindirecek bir tutum içinde olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaklarına inanıyorum. Şayet böyle bir niyet olsaydı tüm bu olanlar, medyaya duyurularak adeta davul-zurna ile ilan olunurdu. Medyanın kulislerden derleyerek haber yaptıkları çoğunlukla yanlış ve eksik haberlerdir. Eksik ve yanlış haberlere dayalı yorumların da isabetli olmayacağı ise malumlarınızdır.
Biz, AK Parti’nin kaderinin, ülkenin kaderi ile özdeşleştiğine inanan ve bu şuurla hareket eden insanlarız. AK Parti’ye zarar vermenin ülkenin istikrarına zarar vermek anlamına geldiğini bilenler olarak, birilerinin temennilerine alet olmadık ve olmayız...”

* * *

Sonuç olarak:
“3 dönem kuralı ve Sayın Gül’ün konumuyla ilgili olarak yaptığınız yorum ve değerlendirmeleriniz elbette sizi bağlar. Bununla ilgili bir tartışmaya girecek değilim. Ancak Sayın Gül’ün, başkalarının telkin ve itmeleriyle, Parti’sinin aleyhinde bir tutum içerisinde olmayacağına ben de yürekten inananlardan biriyim.
AK Parti’yi kendi evi olarak gören ve bu şuurla hareket eden her arkadaşımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı da Sayın Abdullah Gül’ü de Sayın Ahmet Davutoğlu’nu büyük değerler olarak görür, sever, sayar ve onları (birbirini tamamlayan) mütemmim cüz olarak kabul eder.
Şayet yorum ve değerlendirmeleriniz başka şahıslarla ile ilgili ise, bunları bizim aktörü olduğumuz gelişmelerle birlikte zikredip hakkımızda yanlış anlaşılmalara lütfen yol açmayınız.
Selam ve muhabbetle...”

* * *

Hüseyin Çelik açısından da dinlemiş oldunuz meseleyi. Bu yaklaşımın herkesi bağlamadığını hatırlatmak dışında, benim ekleyecek başkaca bir sözüm yoktur.