Paylaş
Son vaazında küfür ve hakaretlerden yakınırken Hitler ile Lenin’in bile ağızlarını bu kadar bozmadıklarını söylüyor.
Gerçi ikisi de asıl ünlerini ağız bozmakla yapmış değiller, başka özellikleriyle nam salmış şahsiyetler. Fakat ne ziyanı var, örnek örnektir ve meşhurlar üzerinden yürümek her zaman işe yarar...
Hem mesajın özüne inersek, Fethullah Gülen’e katılmamak mümkün mü?
***
Küfre ve hakarete maruz kalmaktan şikâyet bahsine, “Lenin’den bile duyulmadık küfürler” bölümüyle giriyor önce:
“Dün, arkadaşlar sadece en galizlerini seçmişlerdi, kocaman bir dosya, bir seneden beri tam 400 tane küfür lafı var. İnanın Lenin, Allah’ı inkâr ettiği halde, Marksizm çizgisinde, o ezip öldürdüğü insanlara o kadar küfür lafı etmemiştir...”
Sonra “Hitler’den bile işitilmedik sövgüler”e geliyor:
“Her şeyi Nazizme bağlamak isteyen ve ona muhalif gelen herkesi yok etmek suretiyle bir yönüyle dünyada farklı bir şey tesis etmeye çalışan Hitler, o kadar merhametsiz, o kadar gaddar olmasına rağmen 400 tane küfür kullanmamıştır...”
Ve hükmünü veriyor Gülen:
“Bunlara dense dense küfür müçtehidi denir. Oturup kalkıp sürekli kafalarını o istikamette kullanmak suretiyle kafalarında küfür üretiyorlar ve lisanları da ona tercüman oluyor...”
***
Bir senede 400 küfür... Hadsizlik saymazsanız kendi hasılatımla mukayese etmek isterim. Tabii eğer benim gibi kutsal olmayan kişilere sabah-akşam saydırmanın serbest olduğuna... Ve hatta zülfüyare dokunmuşsa ikiye, üçe katlamanın ekstra sevap dahi yazdırabileceğine de inanmıyorsanız...
Çünkü ben özellikle 2011’den beridir değil yılda, günde yediğim küfrün adet hesabını tutmaya yetişemiyorum. Nasıl yetişeceksiniz; muvazzaf bir trol ordusu, taarruz emri almış gibi, iman kuvvetiyle huşu içinde yağdırıyor sosyal medyada.
Küfrün sadece galizi, sunturlusu, sinkaflısı olsa gene neyse... Dümdüz gitmek kesmiyor trol mukallidi dava erlerini; iftiranın, kara çalmanın, yalandan uçkur zaptiyeliğinin şaheserlerini üretiyorlar...
Bilhassa bir uçakta cinsel hayat fantazileri var ki ben yazsam siz okumaya haya edersiniz, kaç zamandır sosyal medyada yazıp dolaştırıyorlar. Trolleşmiş bir şakirtin Emmanuelle izlemişinde, bastırılmış cinsi hayallerin hangi derin ve travmatik izlerle kendini dışavurduğuna hayret edersiniz. Ahlakla birlikte akıldan ve gerçeklikten de kopuşun ulaştığı boyutlar karşısında ağzınız bir karış açık kalır, hafizanallah küçük dilinizi dahi yutabilirsiniz...
***
Küfür denince Gülen’in aklına Hitler ile Lenin geldiğine göre, sövgü anlamındaki küfür ile kâfir sözcüğü arasında bir bağ mı kuruyor yahut subliminal bir gönderme mi?
Said Nursi’den alıntıyla “Yalan, bir lafz-ı kâfirdir” demişti önceki vaazlarından birinde. Yani yalan bir kâfir sözüdür.
Ne yalan söyleyeyim, yediğim küfürleri de maruz kaldığım iftira ve karalamaları da Allah yolunda hizmete adanmış ruhlara yakıştıramıyordum.
Hem birinci vazifeniz husumete husumet, yani düşmanlığa düşmanlık etmek olacak... Hem ‘Vurana elsiz, sövene dilsiz’ bir muhabbet fedaisi pozlarında gezineceksiniz... Hem de içinizden gedikli trol taklitleri pırtlayacak, ağzınız Lenin ve Hitler’den daha bozuk olacak,küfür ve iftirayla saldırmayı bir mücadele yöntemi olarak kullanacaksınız...Fantastik senaryolar imal edecek, azimle gayretle yayacaksınız...
Küfrün kafir kefereden çağrışımları aklıma gelmezdi. Fakat içinde toz zerresi kadar Allah korkusu olan biri, böyle fabrikasyonlara tevessül edebilir mi diye çok geceler düşünmedim de değil.
***
Gülen, bahsi Hz. Muhammed’le tamamlıyor. Diyor ki:
“Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), onca kötülüklerine rağmen kime kötü söz söylemiştir. Ölçü O ise şayet, bence onun ortaya koyduğu ölçülere uymayan şeyler ölçüsüzlüktür. Bu ölçüsüzlükleri irtikap eden insanlar da ölçüsüz, muvazenesiz, dengesiz ve densiz bir kısım mahluklardır....”
Amenna ve saddakna, inandık ve tasdik ettik.
Paylaş