Paylaş
Ne düşünürdünüz?
“Delinin zoruna bak, üstü açık yatmış da rüyasına ajanlar mı girmiş ne, meczup meczup konuşuyor” demez miydiniz?
Hocanın hayal aleminde gezdiğine, gerçeklikten tamamen koptuğuna, aklını filan kaçırdığına, basbayağı tırlatmış olduğuna hükmetmez miydiniz?
Peki ya polis müdürü, savcı ve hâkim olmuş kerli ferli insanlardan aynı şeyleri duysanız?...
* * *
Mahalle camisinin imamı değil ama iddia o ki böyle deli saçması halüsinasyonları bir cemaat imamı görüyor.
O, sanrılarını gerçekmiş gibi yazıp söylüyor; uzaktan aklı başında, zihni melekeleri yerinde gözüken koca koca insanlar da inanıyor.
‘Kafayı acem uşakları hikayesiyle bozmuş zavallı, vah vah’ demiyorlar. Oturup bu acem istilasından vatanı kurtaracak bir Yavuz Sultan Selim’in çıkıp geleceği günü bekliyorlar.
* * *
Tablodaki ürkünçlüğü, 5 Şubat’ta bu köşeye taşımıştım.
İhtimali bile akil baliğ her yetişkinin tüylerini diken diken etmeye yeterdi.
Gizli bir Alevi-Şii casusluk teşkilatının istilasından ‘Sünni Müslüman Türk Yurdu’ olan Anadolu’yu kurtarmaya takmış bir imam mı polisin ve yargının soruşturmalarını, Cemaat’in görüşlerini şekillendiriyordu?
Bu açıklıkta sormuştum, Cemaat’ten hatırı sayılır bir dostum da şöyle çıkışmıştı:
“Amma da ciddiye almışsın arkadaş, her okuduğuna inanma hemen, bak araştırdık, Cemaat’le de imamlıkla da alakası yok adamın, o isimde birini tanıyan kimse çıkmadı, bildiğin aklı karışmış üşütüğün biri işte...”
Kendimden şüphe etmiştim haliyle, yersiz vehimlere kapılmış, gözümde büyütmüşüm meğer diye...
Fakat geçen zamanda aynı şeyi sorma ihtiyacım tekrar depreşti. Evhamlarım, hafakanlarım artarak geri döndü.
Nasıl ciddiye almayayım muhterem, bana kaçığın biri demişlerdi, hangi biri, bugünlerde kimi kazısanız altından bir Yusuf Gezgin çıkmıyor mu?
* * *
Başlangıçta beni evhama sevk eden, eski polis şefi Hanefi Avcı’nın söylediği şu iki şeydi:
Bir: “Yazdığı yazılarla Cemaat’e perspektif veren Yusuf Gezgin’in polis imamı olduğunu biliyorum...”
İki: “Evet akıl almaz gibi görünüyor. Cemaat’e yakın sitelerde Yusuf Gezgin takma ismiyle o yazıyor, Cemaat de uyguluyor...”
“Hadi canım sen de, abartıyor” diye bakmaya hazırdım.
2012’in başlarındaki bir yazısında şöyle efkarlanıyordu mesela Yusuf Gezgin:
“Türkiye-İran ilişkilerinde 2. Beyazıt dönemini yaşıyoruz, Anadolu delik deşik ve sorumlular-yetkililer bundan gafil. Umarım bir Yavuz çıkana kadar geç kalmış olmayız...”
Bir Yavuz, kılıcını kuşanıp Anadolu’yu İran işgalinden temizlemeye gelecek. Demek ki ortada bir de Şah İsmail ve işbirlikçileri var ha, vay vay vay!...
İnanmak zordu, düpedüz bir meczubun hezeyanları bunlar deyip geçmeye hazırdım.
Ve ancak arkasından, sözüm ona o casusluk örgütünü dinleme rezaletleri ortalığa saçılmayaydı keşke...
* * *
Yasadışı dinlemelerle ilgili yürüyen bir soruşturma var, malum. Başbakan’dan aşağıya herkesi dinlemişler. Sosyete güzeli de var listede, magazin şöhreti de, gazeteci ve akademisyen de...
“Hepsi İran ajanı mıydı bunların, 3 yıl, 4 yıl niye dinlediniz bunları kardeşim” diyorsunuz...
Bir polis müdürü internet sitesinden cevap veriyor:
“Çünkü Selam-Tevhid İran ajanlarının örgütü.
Çünkü devleti çekildiği tuzaktan, İran’ın peyki (uydusu) olmaktan kurtarmak isteyenler tutuklanıyor.
Çünkü pişkin casuslar, makam-para-mut’a (nikâhı) tuzağına düşenler polisi suçluyor.
Kimse susmamızı beklemesin. Devleti peyk (İran uydusu) haline getiren ve karar mekanizmalarını kontrol altına alan Selam-Tevhid gerçeği anlaşılıncaya kadar yazmaya devam...”
Bir savcı Twitter’dan cevap veriyor:
“Anlaşılan Osmanlı’nın son döneminden itibaren devlete sızan Acem Ergenekon’u suçüstü yakalanmış.”
Bir üst düzey hâkim yine Twitter’dan cevap veriyor:
“Tevhid-Selam örgütü çözüldüğünde, Pers yayılmacılığının derin kökleri de çözülmüş olacaktır.”
Gönlünü Cemaat’e vermiş bir milletvekili, adliye kapısında bağırıyor:
“Elbet buna son verecek bir Yavuz çıkacaktır...”
* * *
Yusuf Gezgin, Cemaat’in polis imamı mı, o takma isimle yazıyor, Cemaat uyguluyor mu bilemem. Ama kesin olan bir şey var; her kimse artık, o yazıyor, diğerleri konuşuyor.
Paylaş