Paylaş
Teşvik kelimesini seçtiğime bakmayın, Devlet Bahçeli’nin sinir uçlarına taammüden basan açıklamasının yanında çok hafif kalır.
Doğrusu, AK Parti’yi sadece kendi oylarıyla ve yalnızca HDP’lilere dokunmaya kışkırtıyor olacaktı.
* * *
Muhalefetin savunageldiği bir formül öneriyor Başbakan Davutoğlu.
Değil MHP ile CHP’nin, hedefteki HDP’nin bile kolayca hayır diyemeyeceği
bir formül.
Demiyorlar da. CHP ile HDP, bir takım rezervler koymakla birlikte olumlu karşıladıklarını saklamıyor.
Tek aykırı ses, MHP’den geliyor.
Parti ayrımı yapmadan, Meclis’te bekleyen ne kadar fezleke varsa hepsini birlikte işleme koyma teklifini itiyor elinin tersiyle.
* * *
MHP, sırf dokunulmazlıklar üzerinden siyasi rekabet yürütmek için kendini ayrıştırıyor.
Bula bula da şöyle bir çıkış buluyor; AK Parti’nin 316 sandalyelik mevcudu, HDP’lilerin üstündeki hukuksal korumayı kaldırmaya tek başına yeter...
Devlet Bey, ola ki fire vermekten çekinebilir diye, o çekinceyi de bertaraf ederek cesaret veriyor iktidar partisine.
Korkmamaya çağırıyor AK Parti’yi, Meclis’teki oylamada eksiği çıkarsa teminatı MHP olacak, açığını kapatacak...
* * *
Grup başkanvekilleri Oktay Vural’ın ilk tepkisi pozitifti halbuki.
Ayrım yapılmadan bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını başından beri kendilerinin savunduğunu hatırlatıyordu.
Başbakan Davutoğlu da buna yakın bir çözüm buluyor, bir çeşit orta yol.
Hem ‘Getirin önümüze, HDP’lileri dokunulmazlıktan arındıralım’ diye bastırıp duracaksınız...
Hem aynı zamanda dokunulmazlıkları topyekûn ele almaktan kaçıyor, korkuları var diye AK Parti’nin üstüne gidecek, sıkıştıracaksınız...
Yanı sıra, her vesileyle tek taraflı davranıyor, uzlaşı aramıyor, sandalye sayısına güvenip muhalefeti takmıyor, iradesini Meclis’e dayatıyor diye iktidarı hırpalayacaksınız...
Hem de AK Parti’den tam özlemini çektiğiniz türden eşitlikçi, tutarlı ve ilkesel bir ortak hareket etme teklifi geldiğinde elinizin tersiyle iteceksiniz.
Niye?
Popülist hesaplar uğruna.
* * *
HDP ile CHP gibi, önce ‘Yetmez ama buna da şükür, evet’ deseniz...
Ardından da bir kereliğine değil, tüm zamanlar için dokunulmazlıkları sınırlandırmaya yanaşmadığı için AK Parti’ye yüklenseniz, amenna!
Fakat kendisiyle çelişme pahasına aradan kendine ekmek çıkarma gayretinde MHP.
Dokunulmazlıklar ve terörle mücadele gibi son derece hassas konuları çekişme alanı haline getirerek siyaseten yararlanmaya çalışıyor.
Devlet Bey’in genelde benimsediği, milletin ve ülkenin yüksek menfaatlerini parti çıkarlarının üstünde tutma siyasetine de ters düşerek.
* * *
Öncelikle ‘teröre yardım ve yataklık yapanlar’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyor.
AK Parti ve CHP’yi de sinsice HDP’yi arkalamakla, terör destekçiliğini perdelemekle suçluyor.
HDP’lilerin fezlekelerini diğerlerinden ayırmadıkları için...
‘Ayrımcılığa uğruyoruz, Meclis’ten atılıyoruz, yasaklanıyoruz, allem kallem siyasetten men ediliyoruz’ türünden istismarlara kapı açmadıkları için...
Terörle mücadeleyi içeride ve dışarıda zayıflatacak anti-propagandalara imkân bırakmadıkları için...
‘Bakın amaç silahsız siyasete hayat hakkı tanımamak. Seçimle, sandıkla, demokratik mücadeleyle bu iş olmuyor, baskıcı rejimle savaşmadan hak aranamaz demedik mi size. Gerçek serbestlik ortamı yok. Hani ifade özgürlüğü” zokalarıyla...
Silahlı, bombalı terör yöntemini haklılaştırmak için fırsat kollayan katliamcılara, yaygara basmaya hazır uğursuz ağızlara aradıkları kozu vermedikleri için...
Tek taraflı hareket etmek varken iktidarın, muhalefetle bir uzlaşma noktası yakalamaya çabalaması da suç ortaklığı oluyor.
Teklifin bütün esprisini bir darbede öldürmeyi başarıyor böylece Devlet Bey. Vallahi bravo!
Paylaş