En koruyucu önlem

‘Bölgedeki altüst oluşların Filistin meselesine etkileri’ konulu bir toplantıya gelmiştim.

Kaldığımız otel ise aynı gün başlayan Suriye barış görüşmelerine de ev sahipliği yapıyordu.

Gözlerin çevrildiği Royal Manotel’deydik.

Ve etrafta tek iyi haber duymadım.

Ne Suriye içsavaşının ne de İsrail-Filistin çatışmasının halline dair umut verici tek şey.

* * *

Her cephede kötüye gidiyor işler. Nerede duracağı da belirsiz.

Bütün öngörüler Ortadoğu’da mevcut çalkantıların biraz daha derinleşeceği, istikrarsızlığın daha da yayılacağı yönünde.

Özellikle aradım, Donald Trump’ın önümüzdeki dönem ABD’ye başkan seçilme ihtimalinden başka hiçbir iyimser tahmine rastlamadım.

O da Obama’nın pasif, edilgen, Putin’in agresif ve yayılmacı siyaseti karşısında aciz kalan dış politikasına kızgınlıktan.

ABD’nin Suriye’de Rus saldırganlığına set çekmemesine, Filistin’de İsrail’i hizaya getirmemesine köpüren kim varsa...Vahameti ironiyle anlatmak için Trump’ın kaçıkça kovboyluklarına sarılıyor.

İşler o kadar kötü, o kadar kötü ki Trump bile kurtarıcı rolü için Obama’ya tercih edilebiliyor. Dünyanın, bir küresel felaket gibi düçar olduğu çaresizliği buradan ölçün.

Ortaçağ karanlığı bile bu derece yaygın değildi. Dünyanın her tarafı aynı anda karanlıkta kalmıyordu en azından.

* * *

Kurulan barış masaları, tiyatro sahnesinden öteye gidemiyor.

Cenevre’de dün başlayan Suriye görüşmelerinden çözüm bekleyen nerede?

Bütün bunları karamsarlık pompalamak için sıralamıyorum. İçimiz, Ankara’daki son katliamın acısından sonra daha fazla kararamazdı zaten.

En son ihtiyaç hissedeceğimiz şey felaket tellallığı. Şom ağızlı kehanetlerde bulunmanın ne yeri ne sırası, tabii ki farkındayım.

Bütün bunları, karşı karşıya bulunduğumuz kötülüğün boyutlarını doğru tanımlayalım diye hatırlatıyorum.

Yanı başımızdaki kara delikler, kapı komşumuz Suriye’deki girdap bizi de içine çekmesin.

* * *

Hava çabuk değişiyor, hayır da şer çıraları da küçük kıvılcımlarla çabuk tutuşuyor bizim mıntıkada.

Cuma ve cumartesi günlerini Şırnak ve Diyarbakır’da geçirdim. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’la CNN Türk’teki programım için Cizre’den canlı yayına gitmiştim.

Gece Grand Silopi otelinde kaldık. ‘Doğunun incisi’ yazıyordu adının altında.

Silopi, Cizre ve İdil’de gündüz gözüyle dolaştık.

Diyarbakır Sur’da Ulu Cami’nin yakınlarına kadar yürüdüm.

Hendek terörüyle felç olan ilçelerde hayat yavaş yavaş normale dönüyordu. Diyarbakır sokakları cıvıl cıvıldı, diğerlerinde canlanma belirtileri başlamıştı.

Bizi birbirimize kırdırmaya çalışan uğursuz ellerin emellerine ulaşamayacağına bir kez daha inanarak dönmüştüm.

Bir gün sonra bu kez katliam haberiyle sarsılıyorum.

Yanımda getirdiğim umut meşaleleri, bir anda yerini matem ve karamsarlık alevlerine bıraktı.

Bunu da atlatacak güçte bir bünyeye, azme ve iradeye sahibiz, ne şüphe.

Canımızı yakan bu cehennem zebanilerinin üstesinden gelebilir, bu kötülüğü yenebiliriz.

Mesele nasıl karşı koyacağımız, bu barbar saldırıların tekrarlanmamasını nasıl sağlayacağımız.

* * *

Güvenlik zafiyetini tartışalım, istihbarat açığından mı kaynaklanıyor, sonuna dek sorgulayalım.

Sorumlu makamlarda oturanlardan, önleyemedikleri için hesap soralım.

Fakat daha sıkı tedbirler almalarını isterken en tepeye şunu koymayı unutmayalım.

Hükümetin alacağı hiçbir güvenlik tedbiri, dışarıda beladan ve düşmanlık çekmekten uzak durmak kadar koruyucu olamaz.

Hiçbir misilleme de içeride yekvücut dayanışma sergilemekten daha etkili, daha caydırıcı bir cevap yerine geçemez.

* * *

Öyleyse iktidarıyla, muhalefetiyle yapmamız gereken bellidir.

İçeride de dışarıda da düşmanları azaltıp dostları çoğaltma zamanıdır.

Tali çatışmaları bir kenara bırakıp, dahilde de hariçte de karşıtlık üretmek yerine müttefik kazanmaya odaklanma zamanıdır.

Bütün enerjimizi, PKK ve IŞİD gibi hunhar şer ittifaklarıyla mücadeleye yoğunlaştırma zamanıdır.

Bünyeyi zayıflatacak iç gerilimlerden, siyasi zıtlaşmalardan şiddetle kaçınma zamanıdır.

Ortak cephe kurarak güçlerini birleştiriyor melun terör şebekeleri. Onlara karşı dahili birliğimizi güçlendirme zamanıdır.

Bizi sürüklemek istedikleri cehennemin ateşinden ancak böyle korunabiliriz.

Allah beterinden sakınsın.