Paylaş
Mersin’de bir savcının, bir rivayete göre taş ve molotof attıkları, bir rivayete göre yüzlerini örttükleri, bir rivayete göre sadece izinsiz gösteriye katılıp ‘dağılın’ ihtarına uymadıkları, bir diğer rivayete göre ise bunların hepsini birden yaptıkları için 4 çocuğa müebbet hapis istediği söyleniyor.
Peşinden de deniyor ki daha İç Güvenlik Paketi geçmeden 15 yaşındaki çocuklar ömür boyu hapisle yargılanıyorsa varın geçtikten sonrasını siz düşünün. Bir de o maddeler yasalaşıp yürürlüğe girerse kim tutar artık polisi, savcıyı, hâkimi... Gösteri ve yürüyüş özgürlüğünün vay haline, protesto hakkı sizlere ömür, mevta olur gider.
Muhalefeti haklı çıkaran, paketle ilgili kaygıları doğrulayan bir durum.
* * *
İddialar, rivayetler, spekülasyonlar havada uçuşuyor.
Ortalıkta bir tek akıl süzgecinden, sağlıklı bilgiden, mantık ve muhakemeden, izandan, insaftan eser yok.
Yok, çünkü zaten maksimumu ağırlaştırılmış müebbet hapisse molotofun, maskenin, polise mukavemetin cezası daha nasıl artırılacak?
Ayrıca Meclis’teki düzenlemenin getirdiği yeni cezalar, üst sınırdan bile hesaplansa müebbedin semtine dahi yaklaşmıyor. Yani İç Güvenlik Paketi yürürlükte olsaydı, adı geçen suçlara müebbet istenemezdi.
Mevcut yasaların, aynı maddelerde müebbet hapis öngördüğü söyleniyorsa başka. O zaman cezalarda indirime gidiliyor demektir, bindirime değil. Muhalefet partilerinin engelleme çabası saçma durmaz mıydı şu halde? Meclis azami ceza miktarlarını kötüleştirmiyor iyileştiriyor, ağırlaştırmıyor hafifletiyor madem, bu cayırtı niye?
* * *
Tersini farz edelim.
Şayet mevcut yasalarda olmayan bir ceza verilmesini istiyorsa savcı; ortalıkta yine ölçü, elek ve süzgeç melekelerinin, insaf ve izanın yokluğuna hükmedebiliriz.
Kanunsuz suç olmaz çünkü. Yani Ceza Kanunu’nda karşılığı yazılmayan bir eylemden dolayı kimse ne suçlanabilir ne de cezalandırılabilir.
Eğer yüze maske takmanın ve molotof atmanın cezası müebbet hapis olsaydı, kimse az bulup cezayı artırmak için yeni bir düzenleme yapmaya kalkışmazdı.
Ama bakın, mevcut yasada cezası daha az diye, yenisinde idam getiriliyormuş gibi feveran ediyor muhalefet. Gerçek, faraziyemizin tersi yani...
* * *
Konu hakkında bildiğimiz her şey, İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi mahreçli. 26 Şubat 2014’te, izinsiz bir yürüyüşe katıldıkları için 15 yaşlarındaki 4 çocuğa müebbet hapis talep edildiğini onlar açıkladı. İddianamenin tamamlandığını da, ağır ceza mahkemesinin kabul ettiğini de...
İnfial var ama bu hesapta bir yanlışlık olduğunu söyleyen yok. Varsa yanlışlık, onu düzeltme gayretine giren bir mesuliyet sahibi de çıkmıyor.
Araştırırken duyduğum son bir rivayete göre iddianame, aslında kanlı 6-7 Ekim provokasyonuyla ilgili, ‘kalkışma’ suçlamasına dayanıyor ve daha çok insan hakkında...
Hangi rivayete inanalım fakat, siz söyleyin savcı bey?
Ödüllendirelim böyle argümanları
İÇ Güvenlik Paketi’ni enine boyuna tartışıyoruz, iyidir, sağlık alametidir.
Fakat olay mahallinden ‘uzaklaştırma tedbiri’ni, süresiz olarak ve belirsiz bir yere sürmek gibi yorumlayanlar, bunun nerede yazdığını gösterirse direkt hızlı okuma olimpiyatlarına gönderelim. Heder olmasınlar köşe bucakta...
AVM girişlerinde özel güvenlikçilerin gelişigüzel açtırdığı bagajlara artık polis de bakabilecek. Bakamıyordu bugüne kadar. Bundan sonra ise tutanakla, gerekçesini yazıp araç sahibine vermek kaydıyla yapabilecek. Bu yenilik için ‘Polis kafasına eserse donumuza kadar arayacak’ diyene de üstün başarı madalyasını takalım gitsin. Harcanmasınlar orada burada...
Çünkü bu ikisinden de her şey olur ama özgürlük şampiyonu olmaz.
Paylaş