Paylaş
Yanımda oturan Kölnlü mimar, elem ve keder içinde. Duyduğu ıstırabı sesine yansıtarak “Türkiye, IŞİD’e neden destek veriyor” diyor.
Nereden çıkardığını soruyorum.
Tayyip Erdoğan’ın ağzından “IŞİD bir terör örgütüdür” lafını duymak istediğini ama bir türlü duyamadığını söylüyor.
“E dedi ya kaç kere ‘Eli kanlı terör örgütüdür’ diye, daha ne desin” diyorum. İlk kez duymuş gibi şaşalıyor, inanamıyor.
Hükümetin, IŞİD’i terör örgütü olarak kara listeye alıp çoktan Resmi Gazete’de ilan ettiğine de inanmıyor.
Hükümetin, IŞİD’e karşı bir kara savaşı için ABD’ye bastırdığından falan da habersiz.
“Esad’ı devirme takıntısından o” diyor. Nuh diyor da peygamber demiyor yani...
* * *
Kobani’de, IŞİD’le çarpışan PYD Lideri Salih Müslim’in, Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e yaptığı tarihi ifşaatı hatırlatıyorum.
“Salih Müslim bile dedi ya” diyorum, “IŞİD’i Esad kurdurdu, hâlâ da bazı unsurlarını kontrol ediyor diye...”
Duraksıyor, ileri geri bocalıyor ama ikna olmaya hemen yanaşmıyor.
Esad ağzıyla itiraf etse, IŞİD’in başı Bağdadi “Esad’ın askerleriyiz” diye sabah akşam bağırsa, bizim Kölnlü mimar kulaklarıyla duysa yine de inanmayacak.
Çünkü anti-Tayyip ve anti-AKP propagandaya ters, kurguya oturmuyor, inanası yok...
* * *
Daha fenası şu: Kölnlü mimar, belli bir görüşün militanı değil. Hadiseleri yarım yamalak takip eden ve çabuk etki altında kalan tipik bir Almancı. Kulaktan dolma bilgilerle kendi kendini dolduruşa getirenlerden...
İlk şoku atlattıktan sonra yavaş yavaş hazmetmeye başlıyor ve sonunda gerçeği kabulleniyor. Çünkü en azından can kulağıyla dinlemeyi biliyor.
Ama kurulmuş saat gibi aynı şeyi tekrar eden kara propaganda kurbanları var memlekette. İfsad olmuşlar bir kere, dezenformasyon katranı kanlarına karışmış, serde birilerine askerlik de olunca bin dereden su getirseniz nafile. Algıları ezber-dışı anlatılara kapalı, kulağa yabancı sesleri duymalarına imkân ve ihtimal görünmüyor.
İngilizler bizi de yoldan çıkaracak
AVRUPA’nın terörle mücadele gündeminde, Türkiye’ye emsal olacak kötü örnekler çoğalıyor.
Bakan Volkan Bozkır, yeni güvenlik paketinin AB hukuku ve pratiklerine uygun çıkması için büyük bir iştiyakla çırpınıyor gerçi. Seyahatinin Berlin ayağında birlikteydik, yerinde şahit olduk.
Fakat, İngiltere’den ters rüzgârlar esiyor.
İktidardaki Muhafazakâr Parti, 8 sayfalık bir politika belgesi açıklamış. Bu tartışılıyor...
Parlamentolarına, AİHM kararlarını veto yetkisi istiyorlar. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekilmeyi bile göze almaktan söz ediyorlar. Genel seçim beyannamelerinde yer alacak bu vaat.
* * *
Gerekçe, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle garanti ettikleri özgürlüklerin kötüye kullanılmasına izin vermemek.
“Hak ve sorumluluk dengesi gözetmeyen AİHM kararları canımıza tak etti” isyanı...
Dayanakları, Alman anayasasının da AİHM kararlarının uygulanmasını zorunlu kılmadığı iddiası...
Siyaseten beğenmedikleri kararları tanımayacaklar. AİHM, bir danışma organına dönüşecek. Terörle nasıl mücadele edileceği, hak ve özgürlüklerin nasıl yorumlanacağı konusunda son söz, İngiliz parlamentosunun ve mahkemelerinin olacak.
* * *
AB üyeliğinin şartlarından biri olduğu için, Avrupa Konseyi’yle birlikte İngiltere’nin AB üyeliğini de riske sokan bir açılım.
Ve eğer bu isyan dalgası yayılır da diğer ülkelere de sirayet ederse seyreyleyin siz gümbürtüyü.
Paylaş