Paylaş
Hiç mi kompleks, hiç mi haset, hiç mi çekememezlik olmaz yahu adamda? Huyu kurusun hiç yok iyi mi, her neviyle çocukluk arazlarını aşmış...
Pek de nüktedandır, fakat tek kusuru çarpıtma demeyelim de, sen ne söylersen söyle istediği gibi anlama alışkanlığı.
Dün şöyle yazıyor:
“Gerçi adları yok ama Amerikalılar gelip ona ‘Suriye ve Irak konusunda siz haklı çıktınız, biz yanıldık, Esad devrilseydi IŞİD olmazdı’ demişler.
Gerçi çoğul bir kelime olan ‘Amerikalılar’ın tırnak içindeki bu cümleyi nasıl bir ağızdan söylediğini anlamadım ama Yunan trajedilerindeki korolar gibi konuşmuş olabilirler diye yine de temkinli davranıyorum.
Akif’e güvenirim.
Ama aynı şehirde büyük bir yalancı var.
Akif’in bunları yazdığı sırada ABD Dışişleri Bakanı Kerry, yaptığı sohbette şöyle demiş:
‘IŞİD’ın ortaya çıkmasında, Esad’ı devirmeye uğraşırken işe çürük elmaları karıştıranlar da rol oynadı.’
O çürük elmalardan birinin Türkiye dış politikası olduğu açık.
Kafam karıştı tabii...
Üç numaralı Amerikalı Türkiye’nin haksız çıktığını söylerken acaba hangi Amerikalılar Akif’e tam aksini söyledi...”
* * *
Nasıl desem şimdi komşuma...
Bahse konu yazım, yerinde duruyor.
Bir kere Amerikalıların bana değil, Türkiyeli muhataplarına bunları söylediği açık seçik yazıyor orada.
Ayrıca kaynağıma da, Özkök’ün bana güvendiğinden daha çok güvendiğim kesin.
Ama ayrık ve seyrek olarak tane tane belirtmediğim için kabahat bende, benim artikülasyon kabiliyetimde. Bundan sonra komşuma anlatır gibi anlatmaya çalışacağım, söz...
* * *
IŞİD Musul’u aldığından beri Amerikalılar sabah akşam günah çıkarıyor. Obama’dan Genelkurmay başkanları Dempsey’e kadar... İktidarıyla muhalefetiyle Washington’da bütün ağızlar, IŞİD’i ortaya çıkaran şartları sorguluyor ve işi getirip Irak ve Suriye’de izlenen yanlış politikalara bağlıyor. En başta da Sünni arap aşiretlerinin dışlanmış olmasına...
Güzel hoş da, işler sarpa saracak diye uyarmaktan dilinde tüy biten ama gidişatı görüp uyardığı için de Sünnicilikle suçlanan kimdi? O zaman kulağının üstüne yatıp uyarıları duymazdan gelen, bugünse IŞİD’le yüzleşince Sünnilere sarılan kim?
Türkiye dün ne dediyse, Amerikalılar da bugün onu diyor işte.
Kaç kere burada isim isim alıntıladım sözlerini ama belli ki dikkatinden kaçmış komşumun. Bundan sonra Amerikalıların itiraflarını yazdığımda “Sen de oku komşu” diye ekstra bir not düşeceğim, söz...
* * *
Amerikan gazetelerinde Obama’nın fazla direnemeyeceği, IŞİD’e karşı kara harekâtına yakında mecbur kalacağı, muvazzaf ve emekli birçok generalin de bu görüşte olduğu yazıyor. Genelkurmay Başkanı Dempsey dahil... Perşembe günü, USA Today’de aydınlatıcı bir makale vardı mesela...
Ama “Ben dememiş miydim bunları” demeyeceğim, ayıp kaçar şimdi komşuma.
“Amerika, Türkiye’nin dediğine geliyor” diye yazdığım için komşuma dokunmuştu o yazı...
‘Geliyor mu, gelmiyor mu’ kısmını, kendi gözünüzle görüp kulağınızla duyana dek, koyun o yazıyı bir kenara dursun. Twitter lehçesiyle söylersek, “At Fav’a bekle”...
* * *
Beklerken zaman öldürmek için de bugün Hürriyet’te çıkan Erdoğan röportajını okumak iyi gelebilir.
Obama’nın uçak telefonuyla Erdoğan’ı niye aradığı, yardımcısı Biden’ın oteline kadar gelip bir buçuk saat kendisiyle ne konuşmuş olabileceği gibi soruların cevabı var.
Laf aramızda Cumhurbaşkanı, uçuşa yasak bölge ve kara harekâtına hazırlık ile Sisi protestosuna dair yazdıklarımı doğrulayan bazı güçlü ipuçları da çıtlattı kulağımıza.
Komşumun kulakları çınlasın, yazımda geçen şu adsız ‘Amerikalılar’la sadece IŞİD’e değil Esad’a karşı dahi mutabakat tamam görünüyor.
Yalnız olay yine ‘The uçak’ta geçiyor. Komşumun zoruna gitmesin de...
Paylaş