Paylaş
Başka çıkarsamalar da yapılabilir.
Türkiye, Özgür Suriye Ordusu aracılığıyla Cerablus’a müdahale edecekti, operasyonun eli kulağındaydı, tam o sırada saldırı geldi deniyor.
Bu da olasılıklardan biri... Müdahale hazırlıklarını, varlığına karşı bir tehdit olarak gören IŞİD, Türkiye’yi operasyondan caydırmak için böylesine bir hunharlığı işlemiş olabilir.
Yine de sonucu değiştirmiyor.
***
IŞİD vahşileştikçe Esad’ın vahşetini küçülten, gözden kaçıran, hatta belki kapatan bir örtü işlevi görüyor.
‘Esad eşittir IŞİD’ denklemi, her vahşi saldırıda Esad lehine biraz daha bozuluyor.
‘Al birini vur ötekine, yok aslında birbirlerinden farkları’ diyenler, birini yanına alıp ötekine vurma, aralarında bir fark gözetme çizgisine evriliyor.
Esad’sız çözümü savunanlar, IŞİD marifetiyle Esad’lı çözüme ısındırılıyor kısacası.
Paris, Brüksel ve benzeri katliamlarda yaşadık.
IŞİD denilen eşi menendi bulunmaz vahşet makinesinin eylemleri, devletleri IŞİD’e karşı Esad’a razı etmeye, en azından yumuşatmaya yaradı.
Soğuk bakanlarla Esad arasındaki buzları şöyle ya da böyle eritti.
Şam rejimiyle bu katil sürüsünü bir tutan Fransa gibi ülkeler, ikisi arasında öncelik sıralaması yapmaya başladı.
Hangisi daha şer, hangisi kötünün iyisi soruları sorulur hale geldi.
Ortak düşmana karşı ortak cephede buluşma politikaları öne çıktı.
Aynı cephede Esad’la yan yana gelme fikri, bu cinayet şebekesinin sınır tanımazlığı sayesinde konuşulur, tartışılır oldu.
***
IŞİD sopasıyla birebir tanışan, Esad’a bir adım daha yaklaşıyor.
Amaçlanmış olsa da olmasa da ürettiği sonuç bu. Ve devletler üzerinde yol açtığı bu radikal politika değişikliğinin, amaçlanmamış olması zor.
12 yaşlarındaki bir sabiyi bir düğünde patlatma dehşeti, hizaya getirici bir etki oluşturuyor.
IŞİD’le savaşta bir müttefik olarak Esad’ın yanında hizalanmaya ikna edici bir etki...
Göz ardı edilmesin diye not düşüyorum.
İÇERİDEKİ YAKINLAŞMAYA ODAKLANALIM
ESAD’la geçici ittifak mı, geçiş dönemi muhataplığı mı artık ne derseniz, IŞİD’le mücadelede bir çeşit korelasyona gidilmesini anlarım.
Bir süredir Ankara’dan gelen Suriye politikasında değişiklik sinyalleri boşuna değil herhalde.
Başka bir uca savrulmadan, balans ayarı şeklindeki bir politika değişikliğine ben de taraftar olurum.
Fakat asıl önemlisi, Esad’a bile itme potansiyeline sahip olan IŞİD melanetinin, bizi iç politikada birbirimize itip itmediği. İktidarla muhalefeti hiç değilse hayati konularda daha da yakınlaştırıp yakınlaştıramadığı.
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun IŞİD’le mücadele eden her aktöre destek verdiğimizi söylediği gün, Başbakanlık Konutu’nda liderler zirvesi vardı.
İşte önemli olan bu iç konsolidasyonu başarıp başaramayacağımızdır.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile MHP Lideri Bahçeli, Başbakan Yıldırım’la bir araya geldi.
Gerçi 15 Temmuz’da başlayan yeni dönemin devamı mahiyetindeydi görüşme.
Fakat Gaziantep katliamından sonraya denk gelmesi, zirveyi daha da anlamlı kıldı.
***
Düğün katliamının ardından HDP dahil, bütün muhalefet partileri ortak bir dayanışma sergiledi. İktidarın yanında hizalandılar.
Türkiye’nin Suriye politikasında yeni bir dizilişe ihtiyaç duyulduğu muhakkak.
Ama asıl ihtiyaç, içeride yeniden karılan bu safın sıkılaştırılması ve kalıcılığının sağlanmasıdır.
Evet başarabiliriz, 15 Temmuz direnişi buna kanıttır.
Paylaş