Paylaş
Eski Ahit’in kehanetine göre bütün Yahudiler vaat edilmiş topraklarda toplanmalı ya, kıyamet saatinin gelebilmesi için.
Hani ancak hepsi toplandıktan sonra İsa Mesih, kıyamet savaşına komuta etmek üzere yeryüzüne inecek ya...
Amerika’nın Evanjelik Hıristiyanları da Tanrı’nın bu planını bir an önce gerçekleştirmesine yardımcı olmayı birinci görev addediyor.
Kurtarıcı İsa’ya, kitaba uygun bir kıyamet sahnesi hazırlamak için üstün çabalar sergiliyorlar.
İmkânı olmayan Rus Yahudilerine, İsrail’e gidebilmeleri için uçak bileti parası dahi topladılar kiliselerinde.
İşte AK Parti’nin kıyameti de vukuat vukuat hazırlanıyor.
Sandıktan umudu kesmişlerin kehanetine göre, sokakların alev alev yanması gerek.
Vaybabamcı muhalifler de, bu plana yardımcı olmak kastıyla harala gürele odun taşıyor ateşe.
* * *
Okmeydanı’ndaki şiddet olayları bir günde patlamadı, bugüne adım adım gelindi.
Önce eli silahlı, yüzü maskeli militanların fotoğrafları, “Halk kendini korumak için silahlanıyor” diye pompalandı.
Örgütlü şiddet gösterilerini, halkın kendini koruma refleksi olarak lanse ederseniz ne beklersiniz?
Olacağı bellidir...
Yasadışı örgüt, bir anda halk kahramanlığına terfi eder. Şiddet eylemleri de halkın kendini savunması ve devlete karşı nefsi müdafaa hakkı olup çıkar.
Bilinçli bir şekilde silahı meşrulaştıranlar, sürekli olarak şiddet eylemlerini haklılaştıranlar pişkin pişkin şunu soruyor bir de: “İçsavaşa sürükleniyoruz eyvah, biz bu hale nasıl geldik?”
Tayyip Erdoğan nefretine haklılık kazandırmak için cenazeleri bile kullanacak kadar ağırlaşan vakalardan olabilir mi?
Ölümleri, ideolojik kavgalarının aracı haline getirenler sayesinde olabilir mi?
Gencecik hayatlar kararacak, sokaklarda ana yüreklerine kor ateşler düşecek; Berkin’ler, Uğur’lar, Ali İsmail’ler ölecek ve onların nefreti haklı çıkacak... Daha çok bağıracaklar, sokak hareketlerini daha rahat savunacak, silahı daha pervasızca meşrulaştıracaklar...
Bu yüzden olabilir mi?
* * *
Tayyip Erdoğan’ı sevmemek bir hak. Kimse ‘Yiğidim aslanım’ diye bağrına basmaya, ‘Helali hoş olsun’ diye oy vermeye mecbur değil.
Sokağa çıkıp iktidarı protesto etmek de bir hak. Memnun olmayan, iktidarı sandıkta yıkmak için elinden geleni ardına koymayabilir.
Hükümetin, sokak olaylarına müdahale biçimi de yerden yere vurulmaya açıktır. Polisin aşırı güç kullanması, katiyen mazur görülemez.
Buraya kadar her şey, demokratik tepkiye girer.
Ama silahlı, maskeli grupları meşru halk ayaklanması diye yutturmaya kalkışmak ne hak ne de adalet arayışından.
Berkin Elvan’ların, Uğur Kurt’ların, Ali İsmail Korkmaz’ların hesabı hukuk önünde sorulacak elbette. Hak mutlaka yerini bulacak.
Ve fakat, AK Parti’nin kıyametini hızlandırmak uğruna silaha sarılmayı yüceltenler...
Tayyipfobilerine iyi geliyor diye illegal örgütlere yüz verip şımartanlar...
Kısacası, şiddet eylemlerinin sırtını sıvazlayanlar da hiç değilse ahlak ve vicdan mahkemelerinde hesap vermeyecek mi?
Paylaş