Şehrin sokaklarında yaratıcılık var

Şu sıralar şehre yeni hayat veren restoranları, buluşma noktalarını, kafeleri hayranlıkla izliyorum. İstanbul’un yenilenen ruhuna kapılmamak mümkün değil.

Haberin Devamı

Son zamanlarda yazılarımda üzerinde sıklıkla durduğum İstanbul, beni hayranlıkla izlediğim bir dünya sahnesine taşıyor. Asırlardır medeniyetlere ev sahipliği yaparak, kültür karmasıyla dünyada dikkatleri çeken İstanbul, yüzünü modernizme çeviriyor. Şehrin genç ruhu, yazısız bir anlaşma varmış gibi yaratıcılık ve sanatla besleniyor.
Ara sokaklarda birer birer açılan yeni restoranlar, genç ve başarılı sokak sanatçıları tarafından graffitilerle süslenen duvarlar, rahat vakit geçirilebilecek alternatif kafeler, hepsi birer birer “dost sohbeti” alanına dönüşüyor. Şehrin yeni girişimcileri, bu ruha hayat vermeye devam ettikçe de yeniliklerin ardı arkası kesilmiyor.
İşte bu yaratıcılık duraklarından birisi de şehrin trendini koruyan Karaköy. Buraya İstanbul’un Soho’su desek sanırım fazla abartmış olmayız. Yazılarımda hep bahsetmeye özen gösterdiğim ve bu özeni sürdüreceğim bu semt için çok heyecan duyuyorum. İstanbul’un değişen, gelişen ve tamamen kendine özgü bir tat oluşturan bu kültürünü heyecan ve sevgi ile kucaklıyorum.
Dediğim gibi, insana dair duyguların, dostluğun, paylaşımın, estetik kaygının olduğu yerlerde her zaman bir umut ışığı vardır. O ışığın peşinden giden herkese selam olsun.

NEYİ SEVDİM?

Haberin Devamı

Isabel Marant’ın yeni koleksiyonunun fotoğraf çekimi Inez & Vinoodh’a emanet edilmiş. Sıra dışı bakış açılarıyla, koleksiyonun genç ve kalıplara sığmayan tarafını kendi stilleriyle birleştirmişler. Sonuç: Özgün ve sanatsal.

NEYE HAYRAN KALDIM?

Yüzyılı aşan tarihi ve büyüleyici atmosferi ile Pera Palace Jumeirah’ın 1926 yılında Türkiye’nin ilk moda defilesine ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz?
Pera Palace’ın içinde yer alan Kubbeli Salon’da otururken bir dostum tarafından söylendi... İstanbul’un içinde, şehrin gizemli güzelliğini yaşamak için ziyaret edilmesi gereken duraklardan biri Pera Palace Jumeirah.

BENİM KADINIM: CARA DELEVINGNE

Bu aralar en sık gördüğümüz top model Cara Delevingne, gerçek bir ilham perisi olabilir mi? Dünyanın en büyük moda markalarının yüzü olan, 21 yaşında, adına özel koleksiyonlar üretilen bu süper model; asiliği ve umursamazlığı ile takdiri hak ediyor.
Tom Ford’un yüzü olarak cazibenin gizli tarafını temsil eden Cara, sanırım 2015 yılında da favori kadınlarımdan biri olacak.

NEYİ İZLEDİM?

Haberin Devamı

Madonna’nın yeni klibi Living for Live geçen hafta en beğendiğim müzik klibi oldu. Her zamanki gibi farkını ortaya koyan Madonna; ilk olarak Snapchat üzerinden yayınladığı klibiyle yine farklı duruşunun altını çizdi. Kırmızı rengin baskınlığı ile tutkusunu ifade eden bu klibi ve şarkıyı bu haftanın en beğenilenleri arasına ekliyorum.

NEYİ DİNLEDİM?

Tüm albümlerinde bulunmaktan heyecan duyduğum, günlerdir dinlemekten haz duyduğum değerli dostum Behzat Gerçeker’in yönetiminde çıkan Enbe Orkestrası 2015 albümünde, Nikah Masası ve Tanrı İstemezse şarkılarını yorumladım. İlk klibi 2 günde 5 milyon kez seyredilen, her albümde olduğu gibi bu albümde de yeni yıldızların elinden tutan Enbe Orkestrası 2015 albümü, şimdiden listelerin ilk 5’ine yerleşmiş. Başarılarının devamını diliyorum.

Haberin Devamı

57. GRAMMY ÖDÜLLERİ

Büyük prodüksiyonları izledikçe müzik ve eğlence sektörünün yükselişine tanıklık ediyoruz. Bu yıl 57’ncisi düzenlenen Grammy töreni de yine çok görkemliydi.
Birçok dünya starını aynı gecede konser prodüksiyonu özeniyle izleme şansı bulduk. Son zamanlarda keyifle takip ettiğim Sia, “Chandelier” şarkısını Kristen Wiig ve Maddie Ziegler ile birlikte muhteşem bir sahne dekoru ve koreografiyle sundu. Pharrell Williams’ın “Happy” şarkısına eşlik eden koro ve dünyaca ünlü piyanist Lang Lang’in düzenlemesi de izlemeye değerdi.
Madonna, yeni şarkısı “Living For Love” ile ilk kez seyirciyle buluştu. Sahne şovu yine çok etkileyiciydi. Bunların dışında Beyonce, Tony Bennett & Lady Gaga, Paul McCartney, Rihanna ve Kanye West’i büyük keyifle izledim.
Bu kadar etkileyici performansı bir arada izlemek bence herkes için hem büyük şans hem de motivasyon kaynağı olmalı. Kariyerlerinin hangi evresinde olursa olsun mesleklerine olan saygılarını hiç yitirmeden sürekli üretenleri desteklemek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları