Paylaş
Geçen gün yine dolaşırken rengarenk, şirin mi şirin bir kepenk gözüme çarptı.
Biraz ilerledim, bir tane daha...
“Kimin marifeti bu” dedim ve araştırdım.
Meğer Leo Lunatic, Yapı Kredi şubelerinin kepenklerini alıştığımız griden farklılaştırıp üzerlerine rengarenk graffitiler çiziyormuş.
Bayıldım!
Sokak sanatının markalaşan isimleri arasına giren ve asıl ismi İbrahim Kurtuluş olan 28 yaşındaki genç, Yapı Kredi’nin İstanbul’da Cihangir, Kadıköy ve Beşiktaş şubelerinin, İzmir’de de Alaçatı şubelerinin kepenklerini renklendirmiş bugüne kadar.
Ama ne şahane, ne yaratıcı olmuş!
Üstelik her biri bulunduğu semtin dokusuna, simgelerine uygun çizimler...
İyimserlik dolu “Yeter ki iste, hayal et, vazgeçme, olur mu olur” mesajlarını nasıl da güzel bir şekilde vermişler...
Gerçekten tebrikler...
Hem böyle büyük bir markanın graffitiye destek vermesi hem de mesai saatleri dışında kapalı tutulan şube kepenklerini kullanma fikri takdire şayan!
Semtleri güzelleştirmeyi hedeflemek ve bunu yaparken kampanya söylemlerinin yerine semtlerin doğasına uygun graffitilerle ilerlemeyi tercih etmek ne kadar güzel bir hareket olmuş...
Graffiti denince akla ilk gelen isimle, Leo Lunatic’le çalışmak da işe ayrı bir güzellik katmış tabii.
Bu yaratıcı ve renkli projenin sıradaki durakları Levent ve Taksim şubeleriymiş.
Umarım uygulama daha da yaygınlaşır da gri kepenkler yerine böyle güzel sanat eserlerini andıran çalışmalar görürüz her yerde...
Cannes Lions’un ardından...
Yaratıcılık alanındaki gelişmeler, ilgi alanlarım arasında yer alıyor.
Hâl böyle olunca Cannes Lions 2015’i de merakla bekledim.
Özellikle de Product Design kategorisini ayrı bir heyecanla takip ettim...
Uluslararası yaratıcılık festivalinde ne güzel işler vardı...
En önemli gelişmeler, oturumlardan haberler, reklam ve tasarım dünyasına yön veren isimlerle röportajlar ve yaratıcılıkla ilgili son trendler... Yine dopdoluydu!
Beni iki proje oldukça mutlu etti, duygulandırdı, adeta sevince boğdu.
İşte sizlere bahsetmeden geçemeyeceğim iki mükemmel proje...
KAMBOÇYA VE DEMİR EKSİKLİĞİ
Kanadalı doktor Christopher Charles, 6 yıl önce Kamboçya’ya gitmiş ve oradaki kadınlarla çocukların yüzde 50’sinin anemiden yani kansızlıktan muzdarip olduğunu görmüş.
Halsizlik ve yorgunluk çeken bu insanların tedavisi için hem pratik hem de ucuz bir yöntem geliştirmiş.
Dökme demir tencerelerde pişirilen yemeklerin içindeki demir oranının artması, Charles’ın aklına “demir balık” fikrini getirmiş.
Oluşturulan demir balık, yemekle beraber en az 10 dakika kaynatılmış, içine demirin emilimi için biraz da limon suyu eklenmiş.
Ve bu yemek, yetişkin bir insanın günlük demir ihtiyacının yüzde 75’ini karşılamış.
Demir takviyesi, ilaç gibi standart çözümlerin pahalı veya yetersiz kaldığı Kamboçya’da yaklaşık 2 bin 500 aile bu demir balıkları düzenli olarak kullanmış ve 12 ayın sonunda bu insanların yarısının demir eksikliğine bağlı kansızlık probleminden eser kalmamış.
“Lucky Iron Fish” organizasyonuyla, hastane ve sivil toplum örgütlerine yaklaşık 9 bin demir balık dağıtılmış.
Ne şahane!
TURŞU KAVONOZUNA DOKUNMAK SERBEST
“Touch the Pickle”, Hindistan’daki kadınların (aslına bakarsanız bu durum dünyanın hemen hemen her yerinde maalesef mevcut) menstrüasyon dönemleri tabusunu son derece eğlenceli bir şekilde ele almasıyla büyük ses getiren projelerden biri.
Kampanyanın odağındaki tabu; kadınların regl döneminde elini kolunu günlük aktivitelerden çekmeleri gerektiği düşüncesi...
Buna adet gören kadınların ve genç kızların dokunduklarında çürürler diye turşu kavanozuna dokunmamaları da dahil...
Saçma buluyoruz ama bunlar 21’inci yüzyıl dünyasında hâlâ yaşanan gerçekler!
İşte ben de bu duruma maruz kalan hemcinslerimin seslerinin daha fazla duyulmasını isteyen biri olarak çok sevindim bu projeye.
Bana göre bu çalışma sayesinde biraz da olsa kadınların sesleri dünyanın her yerinde yankılandı ve çarpıcı bir proje olarak hepimizin hafızalarına kazındı.
Özellikle söz konusu kadınlar ve çocuklar olduğunda, böyle etkili projeleri gördüğümde nasıl mutlu oluyorum anlatamam!
Daha nice yaratıcı projelere...
Özlü sözler; anlayana!
“Hiçbir şey için geç değildir. Ne hayatınızı değiştirmek için, ne de mutlu olmak için.” Jane Fonda
“Bir başkasının aklını ve yüreğini kolayca okuyamazsın. O yüzden onu yargılarken acele etme.” Paulo Coelho
“Gönülden isteyene uzaklık yoktur.” Mevlana
“Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen kişidir.” Konfüçyüs
“Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.” Victor Hugo
“Az bilmek için çok okumak gerekir.” Peyami Safa
Paylaş