Müzik yarışmalarında neden Ajda şarkıları yok?

X Factor başlıyor yakında Kanal D’de. Jürisinde olan bir arkadaşım aradı söyledi.

Haberin Devamı

“Orhan Gencebay’ın, İbrahim Tatlıses’in, Sezen’in, Tarkan’ın şarkılarını söylüyor yarışanlar ama Ajda şarkıları neredeyse hiç söylenmiyor” dedi.
O söyleyince fark ettim.
Diğer müzik yarışmalarında da benim şarkılarım daha az söyleniyor.
Meğer nedeni; yabancı şarkılardan cover olan şarkılarım için, edisyon hakkını elinde bulunduranların yüksek ücret istemesiymiş.
Diğer cover şarkılar için yapımcılar 1 lira ödüyorsa, Ajda coverları için 3 lira isteniyormuş.
Bu yüzden de yapımcılar yarışmacılara daha az Ajda Pekkan şarkısı söyletiyormuş.
Ben de yeni öğrendim.

Kader’imiz bu mu?

Biz Türk kadının kaderi bu mu?
Çocuk yaşta evlendirilmek mi?
13’ünde gelin olmak mı?
14’ünde anne olmak mı?
15’inde öldürülmek mi?
Şiddet görmek mi?
Dayak yemek, bıçaklanmak, yerlerde sürünmek mi?
Oyuncak bebeklerle oynamak yerine, kucağına gerçek bir bebeği almak mı?
Bu mu alınyazımız?
Nerede bu siyasi partiler, nerede liderler, nerede sivil toplum kuruluşları?
Nerede iş dünyası?
Nerede biz sanatçılar?
Neden küçük gelinler konusunda kimse bir şey yapmıyor?
Neden herkes bir ölüm sessizliğine bürünmüş durumda?
Neden kanunlar çıkarılmıyor, neden kadına/çocuğa sahip çıkılmıyor?
Bunun için daha kaç Kader’in ölmesi gerekiyor?
Kaderimiz bu mu?

Gülmek için

Haberin Devamı

Tolga Çevik ve Ezgi Mola’nın oynadığı “Patron Mutlu Son İstiyor” şu sıralar sinemalarda gösteriliyor.
Ben henüz izlemedim filmi ama izleyen arkadaşlarım çok eğlenceli olduğunu söylüyor.
Çevik ve Mola’nın televizyon programlarını kaçırmamaya çalışıyorum.
“Patron Mutlu Son İstiyor”u da bu akşam izleyeceğim.
Bu hafta vizyona giren bir başka Türk filmi de “Kadın İşi Banka Soygunu”...
Orada da sevilen oyuncular var.
Gülmek için bu hafta sonu sinemaya gidin.

Diyorlar

Bu konuda şöyle diyorlar.
Böyle diyorlar.
Aman yapmayayım böyle derler.
Yok şöyle derler...
Kendimizden çok başkası için yaşıyoruz.
“Kim ne der acaba?” diye adım atıyoruz.
Çünkü biz de aynı şekilde başkaları için bir şeyler diyoruz.
Bıraksak, herkes kendi istediği gibi yaşasa.
Ne biz birilerine karışsak...
Ne de birileri bize karışsa...
İnanın hepimiz o zaman daha mutlu olacağız.

Haftanın sözü

Haberin Devamı

Erkek, evlenene kadar eksik bir erkektir. Evlendiğinde ise artık bitmiştir!

Hayvanlara çip

Sokak hayvanlarına çip takılacağı haberleri sevindirici. Ancak yeni bir haber değil bu. Benim bildiğim beş yıldır var bu hikâye. Ne kadar başarıyla uygulanıyor orası tartışmalı işte.
Çünkü eminim hiçbir kuruluş, hiçbir yetkili İstanbul’da ne kadar sokak hayvanı olduğu konusunda net bir rakam veremez.
Oysa bu çip uygulaması doğru uygulansa, hem üremeleri hem de sağlıkları konusunda çok daha doğru tedbirler alınabilecek.
Aslında sokak hayvanlarından önce, hayvan düşmanlarına çip taksak belki sorun daha kolay çözülecek...

Polonezköylüyüm...

Bu hafta beni en çok üzen haberlerden biri Polonezköy’ün imara açılacak olması haberiydi.
İçim acıdı...
Çünkü ben yarı Polonezköylü sayılırım.
6,5 yıl oturdum Polonezköy’de, doğayla iç içe çok güzel günlerim geçti.
İstanbul’un en güzel yerleşim bölgelerinden biridir orası.
Sonra oradaki evimi sattım ve Arnavutköy’e taşındım.
Polonezköy sessizliğini özledim Arnavutköy’de, bu yüzden bir süre önce de yine biraz şehir dışına çıktım.
Umarım böyle bir şey olmaz.
Umarım Polonezköy imara açılmaz.
Bırakın oraya da beton dikilmesin, evler, binalar, oteller, otobanlar, siteler yapılmasın.
Zaten şehrin her yerinde yeterince var bunlardan.
Az olan yeşil ve doğa...
İnsanoğlunun bu rant hırsı var ya, bu hırs yüzden dünyanın dengesini de, yengesini de bozduk...

Yazarın Tüm Yazıları