Paylaş
Sorsalar söylerdim ama kimse “İlk defa mı podyuma çıkıyorsun?” diye sormadı.
Hayır, ilk değil.
Yıllar sonra yeniden podyuma çıktım.
İlki 17-18 yaşlarında, daha yeni yeni oyunculuktan şarkıcılığa geçtiğim dönemdeydi...
Dönemin ünlü bir moda evinde podyuma çıkmıştım.
Bazı ünlü isimler de podyumdaydı o zaman...
Ben de bir tıfıl olarak onların arasında bir süre podyuma çıkmıştım.
Yani “Ben eski bir mankenim” desem başım ağrımaz.
Bu işin şakası tabii...
O zaman da profesyonel olarak podyumda değildim.
Ama yıllar sonra yeniden podyuma çıkmak heyecanlandırdı beni.
Fashion TV seyrederek podyuma hazırlandım
Podyuma nasıl hazırlandığımı itiraf ediyorum:
Moda kanalı Fashion TV’yi izleyerek.
İlk başta “İkisi de sahne sonuçta, nasıl olsa sahneye alışkınım” diye düşünüyordum.
Ama günler yaklaştıkça aynı şey olmadığını anladım.
Her sahneye çıktığımda, her konserimde çok heyecanlanırım ben ama o heyecan ilk şarkı boyunca sürer.
İlk şarkıdan sonra film kopar, ben de eğlenmeye başlarım, şarkılar peş peşe gelir.
Sonuçta orası benim sahnem, her şeye hakimim...
Ama podyum öyle değil ki...
Benim dükkanım değil.
Ayrıca ikinci-üçüncü şarkı şansın da yok.
Sadece verdikleri 3 dakika süre...
Heyecanını yenmen, podyumda iyi yürümen, işini iyi yapman için bütün süre 3 dakika...
Bu yüzden defile öncesinde oturdum birkaç gün Fashion TV izledim.
O birbirinden güzel mankenler nasıl yürüyor, podyum raconları neler, nasıl durup nasıl dönüyorlar...
Hepsini ezberledim desem yalan olmaz.
Sonuçta sahneye çıktım; takılır mıyım, elbiseyi nasıl taşıyorum, ışık nasıl gibi bir sürü şey düşünürken bir baktım 3 dakika geçmiş...
Bana ayrılan sürenin sonuna gelmişiz.
Ama o 3 dakikada çok eğlendiğimi söylemeliyim.
Kıyafetlere bayıldım
Bu defilede Raisa&Vanessa’nın hakkını yemeyelim.
Koleksiyonları çok güzeldi.
Dişi, vahşi ve şık...
O tarz kadınların rahatlıkla giyebileceği elbiselerdi.
Sadece benim giydiğim değil, hazırladıkları bütün parçalar göz kamaştırıcıydı.
Kıyafetler açısından Avrupa’daki defilelerden farkı yoktu.
Ayrıca şunu söyleyeyim; benim giydiğim elbise yakından çok daha güzel.
Fotoğraflarda elbisenin o güzelliği çıkmamış gibi geldi bana.
Raisa&Vanessa’nın ilk büyük defilesiydi bu.
Kıyafetlere tek kelimeyle ba-yıl-dım...
Bizim ekipten moda dünyasına yeni yıldızlar doğduğu için çok mutluyum.
Degajeme gel!
Kim kendini nasıl hissediyorsa öyle giyinmekte özgür değil mi?
Özgür!
Öyleyse bu dekolte tartışması da nedir?
Programı izlemediğim için sunucu Gözde Kansu’nun performansı hakkında bir fikrim yok.
Ama performansı yüzünden olsa bile bir genç kadını kimsenin böyle paralamaya, küçük düşürmeye hakkı yok.
Bu kadar kadın tecavüze uğruyor, öldürülüyor, ufacık kızlar evlendiriliyor...
Kadınların bu sorunlarını çözmek yerine dekoltesiyle uğraşmak bir kadın olarak benim çok ağrıma gidiyor.
“Degajeme gel” lafı bir aralar ne kadar modaydı, şarkısı bile vardı.
Az gittik uz gittik, gele gele degajeye geldik valla.
İyi bayramlar
Bayram tatili başladı bile.
Gidenler gitti.
Kimileri, bayramlaşıp kurban kestikten sonra gitmeye hazırlanıyor.
Kimileri de benim gibi çalışacak.
Kıbrıs’ta sahneye çıkacağım ben bayramda.
Ama ister gidin ister şehirde kalın, sağ salim, mutlulukla, keyifle evinize, işinizin başına dönün...
Bir de lütfen kurbanlıklara eziyet etmeyin.
Benim en çok içimi burkan bayram budur.
Umarım bu sefer hayvanlara eziyet edilen görüntülerle asla karşılaşmayız.
Hepinizin bayramı kutlu olsun.
Paylaş