Hayrola Sayın Mozart, nerden böyle?Gazetelere göre Ankara'da hükümetin ekonomik politikaları ve enflasyonla mücadele programını tartışmaya açan ANAP Meclis Grubu'nun 10 Mart 1998 tarihli toplantısı 'sağırlar diyaloğu' şeklinde geçmiş... Nasıl mı??? Birbirlerinin icraatını güya eleştirirken gerçekte 'malumatfuruş'luk taslayarak... Üstelik söyledikleri incir çekirdeğini dolduracak ağırlıkta bile değilken... Üstelik cehalet 'faş' ederek... Bu malumatfuruşluk toplantı sonrası gazetecilerle konuşmalarda da devam etmiş... İstanbul milletvekili İlhan Kesici hükümetin ekonomi politikalarına 'ver yansın' ederken 'Düyunu umumiye'den beri bu kadar kötü yönetilmedik demiş... Devlet bakanı Işın Çelebi ise, bugün 'düyun-u umumi'den sözetmek bilgisizliktir demiş... Işın Çelebi, Güneş Taner'i kastederek, güneş'in batışını seviyorum, demiş... Güneş Taner de, güneş olmadan ışın olmaz, diye karşılık vermiş... Güneş Taner kendisini eleştirenlere cevaben, Mozart da bir dâhiydi ama o da eleştiriliyordu, demiş... Kendisini Mozart'a mı benzettiğini soran gazetecilere, 'Mozart dâhi bir insandır ve sağırdır. Ben ne sağırım ne dâhiyim,' diye dil sürçmesi olarak adlandırılamayacak şekilde açık seçik yanıt vermiş... 'Sittinsene'lik sağır dahi Beethoven'le otuz beşlikafacan dâhi Mozart'ı karıştırma gafını daha sonra nasıl düzeltmişse düzeltmiş de, bizde ve dünyada politikacıların 'lebensraum' gibi, 'amok' gibi malumatfuruş edebiyata rağbet ettiği bu dönemde, uluslararası espiri boyutu kazanmanın sınırından harika bir şekilde dönmüşüz... Doğru bilgi önemli bir ayrıntı sayılmayacaksa dehaları 'kendilerinden menkul' politikacılarımız neden malumatfuruşluk taslıyor acaba diye tefekküre dalmışken... Bu kez de İnternet'te karşıma yine Mozart çıkmasın mı??? Mozart Etkisi adlı haberde ABD'de hastanelerde Mozart dinletilen sinir hastalarının daha kısa zamanda iyileştiği söyleniyor... Hemen ardından, Hürriyet'te yayınlanan bir haberde Çevik Kuvvet polislerine Mozart ve Beethoven müziği dinletileceği haberi çıktı... Siyasetimiz ve devletimizdeki bu Mozart'laşma ve Beethoven'leşmeyi sevinçle karşılayarak, da da da daaaaa... Not: Bu kez bir ilave testus var, bu giriş yazısında 'tırnak' içine aldığım sözcük ve ifadelerin ne anlama geldiği hakkında... Adı 'TESTİ...' Politikacılarımızın da temel eğitime gereksinimi olduğunu düşünüp 'TESTİ'yi onlara ithaf ediyorum!!!1Kendisini harika çocuk Mozart'la karşılaştıran Güneş Taner'in esas mesleği nedir?a. Müzikologb. Kulak burun boğaz mütehassısıc. Enflasyon mütehassısıd. İnşaat mühendisi2Son günlerde gündenimize girmiş olan Mozart'ın 35 yaşında öldüğünde kaç senfonisi vardı?a. 10b. 9c. 41d. Bazıları numaralanmamış yaklaşık 50 senfoni... Senfonilerden başka 16 konçerto, 30'u aşkın sonat, operalar, marşlar, oratoryolar, kantatlar, aryalar, liedler...3 Aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?a. Mozart Avusturyalı idi, Beethoven ise Alman.b. Beethoven Mozart'ın kısa bir süre öğrencisi olmuştu.c. Mozart'ın en tanınmış senfonisi 9 numaralı Koral Senfoni idi...d. Beethoven, Mozart'ın aksine, yapıtlarını kafasında tamamlamaz, üzerlerinde yıllarca köle gibi çalışırdı.4Mozart'ı çekemeyen ve onun gözden düşmesi için elinden geleni ardına komayan, devrin müzik dehalarıyla karşılaştırıldığında vasat kaabiliyetli sayılan bir saray müzisyeni vardı... Milos Forman'ın yönetmiş olduğu Amadeus adlı filmde Murray Abraham'ın oynadığı bu vasat müzisyen kimdi?a. Donizetti Paşab. Lisztc. Brahmsd. Salieri5Mozart ve Salieri arasındaki ilişki pek çok sanatçı tarafından konu edildi... Bir dahi ile onun derecesine erişemeyeğini anlamış olan bir vasat kişilik arasındaki farkı dile getirenler arasında aşağıdakilerden hangisi 'Mozart ve Salieri' adlı trajedinin yazarıydı?a. 'Dostum Mozart'ın yazarı Nadir Nadib. Güneş Mozart Tanerc. John F. Kennedy'nin Salieri'si Lyndon Johnsond. Aleksandr Puşkin6Bir mektubunda Beethoven şöyle yazıyordu: 'Bu sağırlık illeti beni o denli karamsarlığa itti ki, hayatıma son vermeyi bile düşündüm. Ama sanatıma olan aşkım beni engelledi...' 1770 ve 1827 arasında yaşamış olan Beethoven sağırlaşmaya başladığını kaç yaşında fark etmişti?a. 14b. 28c. 42d. Ludwig doğuştan sağırdı.7Aşağıdakilerden hangisi Mozart'ın yapıtlarından değil?a. Figaro'nun Düğünüb. Saraydan Sağır Sultan Kaçırmac. Türk Marşıd. Küçük Bir Gece Müziği8İki fıkrayla bitirelim, ne dersiniz??? İşte birincisi:Meyhanede adamın biri anlatıyormuş... Mozart'ın mezarından senfonileri duyuluyordu bu akşam, demiş... Önce dokuz, sonra sekiz, yedi, altı, beş, hepsini teker teker dinledim, demiş... Adamla dalga geçmişler... Orada bulunan bir müzik hocası ne demiş?a. Hey arkadaş, sen de Beethoven ile Mozart'ı karıştırmışsın, dokuz senfonisi olan Beethoven, demiş.b. Hey arkadaş, senin duyduğun senfoni filan değil, Güneş Taner'in tek rakama indirdiği enflasyon oranı, demiş.c. Müzik hocası, 'Mozart dekompoze oluyor,' diye bağırmış...d. Hepsi 9 Sizce bugünlerde gökyüzünde karşılaşan Mozart ve Beethoven'in ruhları biribirlerine ne demişlerdir?a. Aaa, Sayın Mozart ANAP Meclis Grubu'ndan mı geliyorsunuz?b. Hayır, sayın Beethoven, ANAP Meclis Grubu'ndan geliyorum...c. Aaah aah, sayın Mozart, ben de sizin ANAP Meclis Grubu'ndan geldiğinizi sanmıştım...d. HepsiTESTUSyanıtları: 1) d, 2) d, 3) c, 4) d, 5) d, 6) b, 7) b, 8) a, c, 9) dTESTİ1 Tefekküre dalmak ne demek?a. Yeterli bilgiye sahip olmadan kelam etmekb. 'Yıllarca ufka bakmak gözleri nemli...'c. Derin düşünmekd. Cep telefonu elinde çan çan dedikodu etmek2Malumatfuruş da kim ola ki?a. Bilgiçlik taslayanb. Tefekküre dalanc. Faraş dolusu malumat sahibid. Bilme özürlüsü3 Faş etmek ne etmektir? a. Gerçeğe doğru faşur fuşur kulaç atmakb. Faş fuş faşistleşmekc. Saçma sapan bilgileri flaş haber yapmakd. (Gizliyi) açığa vurmak4Sittinsene kaç yıl? a. Yüz yılb. Kırk bir yılc. Altmış yıld. Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman5 Düyunu umumiye ne demek?a. Randevu evib. Senet mafyasıc. Düyun eski Türkçede borçlar demek. Arapçada borç anlamındaki 'deyn'in çoğulu.d. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi'ne göre, 'Osmanlı dış borçlarının ve bunu yöneten idarenin adı... İngiliz ve Hollandalı alacaklıları temsilen bir ve Fransız, Alman, Avusturyalı, İtalyan ve Osmanlı hamilleriyle Osmanlı bankası ve Galata bankerlerini temsilen birer olmak üzere toplam 8 üyeden oluşuyordu.'6 Mesut Yılmaz 'lebensraum' dedi, Almanlar huylandı.... Nedir 'lebensraum' acep?a. Hitler'in hacet giderme yerib. Lübnan'ın Almancasıc. 1933 ve 1945 arasında Naziler tarafından slogan olarak kullanılan 'hayat sahası' anlamındaki bu terim, Almanya'nın topraklarını genişletme ve özellikle doğu Avrupa'daki komşu bölgeleri nüfuz alanına sokma isteğinin simgesi olmuştu. Bütün dillere girdi.d. Cermen Hava Yolları 7 Almanlar, 'Mesut Yılmaz Amok koşucusu,' diye misilleme yaptı... Mesut Yılmaz ise, başbakanken bile Amok koşususu olmadığını söyledi... Afedersiniz 'Amok' ne demek?a. Eliyle değil diliyle 'ok' atmakb. 'Koma'nın tersic. Malezya yerlilerinde görülen ve önüne geçilemez bir koşu tutturmakla bilinen 'koşbabatorik' hastalığı... Stefan Zweig'ın aynı adlı uzun hikayesi var...d. Geç endüstrileştikleri, ekonomik birliği geç kurdukları için sömürge sahibi olmakta geciktiklerinden... Petrol ve maden kaynakları ve deniz çıkış olanakları yetersiz olduğundan iki kez dünya savaşı çıkarmalarına rağmen... İkisinde de o zamanların büyük 'dinamo'ları tarafından tokatlandıkları ve fakat bu günlerde 'batarya'larını yine doldurup dünyanın başına yine bela olabilmeyi tekrar denemek için... Rakip olarak gördüklerinden midir nedir, Avrasya'nın önemli köprüsü Türkiye'nin içişlerine ve Avrupa'yla olan ilişkilerine burunlarını soktukları... Ve bunun Mesut Yılma