Paylaş
Sevgili okur; bu yazı, kendisi hakkında söylenebilecek hemen her şey söylenmiş, yazılacak her şey yazılmış, her türlü övgüye mazhar olmuş biri hakkında yazmakla görevlendirilmiş bir köşecinin patinajından ibarettir. Yerinde olsam hiç vakit kaybetmem, şu üç dakikamı cumartesi ekinin diğer sayfalarında geçiririm, onu hemen belirteyim!
Yazım; zihninizde ‘teferruatlı ve doyurucu bir portre olmuş’ türünden bir etki bırakmayacak. Çoğu eski bilgi ve anekdotlardan oluşacak, yeni gibi görünenlerse hissi ve zaten sübjektif. Köprüden önceki son çıkış olarak ekliyorum; sayıklamalarım, doğramacı, ayakkabı tamircisi ve aktör Daniel Day-Lewis’i bir parça daha anlama çabasından öte bir amaç taşımıyor. Orada kimse var mı? Giriyorum, girdim…
Adamımız ağzında gümüş kaşıkla doğanlardan. Baba şair, anne aktris, dede İngiliz sinemasının önemli isimlerinden biri, abla belgesel film yapımcısı. Baba Day-Lewis genç denebilecek yaşta kansere yenik düşmüş. Oğul Day-Lewis’in babasının eksikliğini -travmatik ölçüde- yaşadığı ileriki yıllarda da anlaşılacak.
Daniel, ağaç işçiliği ve oyunculuk eğitimi almış. Oyunculuk kariyeri henüz 14 yaşında ‘Sunday Bloody Sunday’ filmiyle başlamış. Şimdi 55 yaşında ve 41 yılda oynadığı film sayısı 20’yi bile bulmadı. Oysa sayısal açıdan skorer görünmeyen kariyeri Akademi tarafından tam beş kez Oscar adaylığıyla taçlandırıldı ve en iyi erkek oyuncu dalında iki kez ödülün sahibi oldu. Son adaylığı Lincoln rolüyle geldi. Dublin yakınlarındaki malikânesine üçüncü kez Oscar Amcayla döneceğinden kimselerin kuşkusu yok.
MODASI GEÇEN KUTLAMALAR
Sinemada üst düzey aktör, aktristler gala ve ödül törenlerinde birbirlerini performansları nedeniyle tebrik etmiyorlar epeydir. Bu tarz kutlamaların modası geçti. O yüksek katlarda performanslar alabildiğine birbirine yakın olageldiği için oyuncular arasında fark yaratan kriter; proje seçimi artık. Beğeniler proje seçimi üstünden dile getiriliyor.
Usta aktör, bu kez köleliğe son veren ABD başkanı Abraham Lincoln’ü canlandırıyor. |
SİYASİ DURUŞU
Bir de siyasi duruşuyla ilgili bir bilgi aktarayım da bu hafta Daniel abi hakkında yayımlanan onlarca yazının arasından sıyrılmaya yelteneyim bari; ‘silver spoon’ ödüllü (!) bir İngiliz olarak sonradan İrlanda vatandaşlığı da aldığını biliyor muydunuz? (Editör bu tarafa bakıyor, lütfen bilmiyormuş gibi yapın, yıllarımı verdim ya!) İngiltere ve İrlanda arasında yıllar süren ağır gerilimi dikkate alırsak, siyasi duruşundaki yiğitliğin hakkını da teslim edelim.
Oyunculuk; yetenek, teknik donanım, farklı disiplinler hakkında bilgi görgü sahibi olmayı gerektirir kuşkusuz. Bir de tanımlanması zor ve her zannatkârda bulunmayan bir, biiiir, eeehh hah,
‘ruh hali’ gerektirir. Onun ne olduğunu tam anlatmıyorum ama sizin
anladığınızı biliyorum.
İşte; Daniel Day-Lewis o ‘ruh hali’ni arayanların çoban yıldızıdır…
Bir karakteri ayağı sarıp sarmalayan, her tür yol şartına dayanıklı, üstelik yakışıklı bir evladiyelik ayakkabı
gibi giyebilen tüm aktör ve
aktristlere şükran…
Paylaş