Paylaş
Satıcılar; yıl kapanmadan hedeflediği satışa ulaşmak, hatta hedeflerini de geçmek ister.
Dolayısıyla yeni yıla devrolacak stok araç miktarını en aza indirmek ister. Artacak ciroyla beraber, ciro primi de kazanılacağından yıl sonunda ekstra kampanyalar düzenlenir...
Her yıl sonunda yaşanan bu ‘olağan hareketliliğe’ ilaveten; son iki yıldır döviz kurunda ve vergideki değişiklikler de sektöre ‘olağanüstü hareketlilik’ getirdi.
Geçen yılın da, bu yılın da, son aylarında hem kur hareketlendi, hem vergi artışları yaşandı...
Geçen yıl da vergi artışı olmuştu, ÖTV’de (Özel Tüketim Vergisi). Bu yılda vergi artışı oldu, MTV’de (Motorlu Taşıtlar Vergisi): Binek otonun MTV hesabında motor hacmine ilaveten, araç değeri kriteri de eklendi.
Peki, başlıkta da bahsettiğimiz “aralıkta otomobil almanın cazibesi” nereden geliyor bu durumda? Üstelik de vergi artışı yaşanmışken...
Önce bu yıla özel cazibeyi açıklayalım... Malum, torba yasa ile MTV hesaplama kriterleri değişti... (5 Aralık 2017’de Resmi Gazete’ de yayımlanan 7061 Sayılı Yasa’nın 22 ila 26.ncı maddeleri) Yeni yıldan itibaren artık; binek otoların MTV hesabında, ‘motor silindir hacmi’ ve ‘araç yaşı’ kriterlerine ilaveten ‘araç değeri’ kriteri de dikkate alınacak. Yani değeri daha yüksek olan araç, aynı motor hacmi ve aynı yaştaki araca göre daha fazla vergi ödeyecek... Yeni yıldan önce tescil olan araçlarda ise önceki kriterlerin (motor hacmi ve araç yaşı) geçerliliği devam ediyor.
Örnek: 1.301 cm3 -1.600 cm3 motor hacmine sahip (ve 1-3 yaş aralığında) otomobiller için 2018’de ödenecek MTV: 2018 öncesi tescil için; 1.294 TL iken, 2018’de tescil edilecek –vergisiz fiyatı 70 bin lirayı aşan- araç için 1.553 TL olacak.
Dolayısıyla sıfır araç almayı düşünenlerin, yeni yıl gelmeden, aralık ayının son 10 gününü değerlendirmelerinde yarar var. 2018’de alınacak araçla, 2017’de alınacak sıfır araç arasında ciddi bir MTV yükü farkı olacak.
Yılbaşı gelmeden binek oto alacakların yararlanabileceği vergi avantajı; sade vatandaş için de, işletmeler için de, herkes için geçerli...
‘Aralık ayının ikinci cazibesi’ ise yalnızca vergi mükellefi işletmeler için geçerli... Şahıs işletmeleri veya kurumsal şirketler...
Önce ticari taşıtlar açısından ele alalım... İşletmeler; aralık ayında aldıkları araçlar için bir aylık değil 12 aylık amortisman gideri kaydedebiliyorlar.
Yani panelvan, minibüs, kamyon gibi araçlar satın alındığında, bu amortisman gideri vasıtasıyla 2017 yılına ilişkin ödenecek vergi azaltılabiliyor. Şahıs işletmeleri ödenecek -2017- gelir vergisini, şirketler ödenecek -2017- kurumlar vergisini, amortisman gideri yoluyla daha az ödeyebilirler. (Araç faturasındaki KDV’de, işletmenin ödeyeceği KDV’den düşülebilir. Sıfır araçta ÖTV; ister direkt gider yazılabilir, ister maliyete dahil edilmek yoluyla amortisman gideri yazılabilir.)
Binek oto açısından da inceleyelim...
İşletmeler; binek oto bedellerinin, 12 aylık amortisman giderini değil yalnızca aralık ayına isabet eden amortisman giderini vergi hesabında dikkate alabilir.
Ancak binek oto satın alan işletmeler için; amortisman gideri ilk yıl için düşük kalsa da, faturadaki araç bedeline ilaveten ödedikleri ÖTV ve KDV’yi gider yazabilme imkanları var. Araç alırken ödenen ÖTV ve KDV yükü de zaten oldukça yüksek... Binek oto da ÖTV, aracın motor silindir hacmi ve fiyatına bağlı olarak yüzde 45’i ile 160’ı arası değişiyor. (Elektrik motorlu araçlar için oranlar ayrıca dikkate alınmalı...) KDV ise, araç bedeli + ÖTV üzerinden yüzde 18 oranında hesaplanıyor.
Dolayısıyla sıfır km. binek oto satın alan işletmeler; araç faturasında yazan KDV ve ÖTV’nin tamamını gider yazarak ödeyecekleri gelir vergisi veya kurumlar vergisini daha az ödeme şansına sahipler.
Yeni araç için satıcıya yapılacak ödemenin önemli bir kısmı ÖTV+KDV olduğundan özellikle yıllık gelir/kurumlar vergisi ödemesi yapacak işletmeler için aralık ayında ‘yeni’ araç almak ciddi bir vergi avantajı sağlıyor...
Paylaş