Okurlarımdan gelen geri bildirimler yeni yazılarım için belirleyici oldu hep. Yönlendirici oldular sonraki yazılarım için… Gazetenin ekonomi servisi de hep merakla bekledi ve heyecanla karşıladı yazılarımı… Önceki yıllarda Şebnem Turhan, son dönemde Yasemin Salih… Ekonomi servisindeki tüm arkadaşlara, Sefer Levent’e çok teşekkürler, gazete yönetimine teşekkürler. Başka mecralarda tekrar karşılaşabilmek dileğiyle…
Allah’a ısmarladık.
AHMET KARABIYIK
‘Yenileme fonu’ hesabına alıyorlar kazançlarını... Sattıklarının yerine üç yıl içinde yeni varlık satın aldıklarında, kazançlarını yeni varlığın amortismanına da mahsup edebiliyorlar. Bina, makine, kamyonet, otomobil gibi sabit varlıkları sattıklarında ‘yenileme fonu’ aracılığıyla sağlanan vergi avantajının, marka, patent, isim hakkı gibi gayrimaddi varlıklarda da uygulanıp uygulanamayacağı hususunda tereddütler vardı. Maliye bu tereddütü gidermiş durumda, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın özelgesinde ‘gayrimaddi varlıklar’ için de ‘yenileme fonunun’ uygulanabileceği belirtiliyor. (15 Kasım 2021 tarih ve 967023 sayılı özelge)
Pizzacı bir işletmenin sorusuna cevaben Maliye bu açıklamayı yapmış. ‘İsim hakkı’ dahil bazı varlıklarını satacakken tereddüt yaşamış işletme... Neticede; şirket aktifinde kayıtlı yalnızca ‘maddi duran varlıklar’ için değil ‘maddi olmayan duran varlıklar’ (franchising hakları gibi) için de yenileme fonu hakkı kullanılabiliyor.
YENİLENME ŞARTI
Yenileme fonu aracılığıyla elde edilen satış kazancının vergisini erteleyebilmek için vergi avantajından sadece bilanço esasına göre defter tutan mükellefler yararlanabiliyor. İşletme hesabı esasında defter tutanlarla, serbest meslek kazanç defteri tutanlar bu uygulamadan yararlanamıyor. Yenileme fonundan yararlanabilmek için satılan varlığın yenilenmesinin zorunlu bulunması veya bu hususta işletmeyi yönetenlerce karar verilip teşebbüse geçilmiş olunması gerekiyor. Eğer satılan varlık yerine yeni bir varlık üç yıl içinde alınamamışsa, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
DEĞİŞİKLİK YAPILDI
Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) yenileme fonu öteden beri yer alıyor. (Md. 328) 7338 sayılı yasa ile 2021 Ekim’de yapılan düzenleme ile ‘finansal kiralama yoluyla edinilen varlıklar’ için de ‘yenileme fonu’ avantajından yararlanılabiliyor. Ayrıca 2021 yılındaki düzenleme ile; üç yıllık sürenin, satışın yapıldığı yıldan mı, takip eden yıldan mı başlayacağı tartışması da son buldu, satışı izleyen yıldan itibaren üç yıl olarak hesaplanabiliyor. Satış sonrası yenilecek varlık için “benzer mahiyetteki” ifadesi de son düzenleme ile yasaya girerek uygulama daha da genişletildi.
DEPREMZEDE ŞİRKETLERİN KAZANÇLARI ERTELENEBİLİR
Bu tespit Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu’na ait. Ağustos başında önce Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ardından Antalya Valisi Ersin Yazıcı gecelik kiralanan evler için “Denetim şart” dediler. Bahsedilen denetim ‘vergi denetimi’.
Peki vergi mevzuatı günübirlik-haftalık vb. kiralamalara nasıl bakıyor? Turizm amaçlı kiralamaların diğer konut veya işyeri kiralamalarından farkı ne? Hangi durumda kısa süreli konut kiralaması yapanlar vergi cezasıyla muhatap olur?
MEVZUAT NE DİYOR?
Aslında günübirlik kiralamalarla ilgili düzenlemeler yeni değil... Konutların günübirlik kiralamalarında kimlik bildirimi zorunluluğu 2016’da gelmişti. Geçen yıl (17 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazete) ise günübirlik kiralama yapanlara her an ulaşılabilecek ‘işletici bulundurma zorunluluğu da’ getirilmişti (Kimlik Bildirme Kanununun Uygulanması ile İlgili Yönetmelik). Bu düzenlemeler İçişleri Bakanlığı’nın düzenlemeleri ancak bu konuda Maliye Bakanlığı’nın düzenlemeleri de var.
Günübirlik kiralamalarda ödemelerin banka veya PTT kanalıyla yapılması da 298 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1 Temmuz 2017’den sonra zorunlu olmuştu.
Maliye ayrıca konut ve işyeri kiralamaları (Gayrimenkul Sermaye İradı-GMSİ) gibi görmüyor, günü birlik kiralamaları... GMSİ’de yılda bir kez (konut kira gelirleri 21 bin lirayı, işyeri kira gelirleri brüt 150 bin lirayı aşıyorsa) beyanname vermek yeterli oluyor vergilendirme için. Günübirlik kiralamalar ise ‘ticari kazanç’ olarak görüldüğünden; defter tutma, yıl içinde de gelir beyannamesi verme/vergi ödeme yükümlülüğü de doğuruyor.
BİR KEZ KİRALAMA ‘GMSİ’ SAYILIYOR
Eğer bu vergisel yükümlülüklerini aksatırlarsa hem sporcular hem kulüpler zarara giriyor. Sporcular yıllık beyannamelerinde daha çok vergi ödemek zorunda kalıyorlar, kulüplerse vergi iadesi imkânından yararlanamıyor.
50 MİLYON KAZANCA 12 MİLYON ZARAR
Öncelikle sporcular açısından durumu inceleyelim... Sporcuların zararlarını, bir süper lig futbolcusu üzerinden örnekleyelim: 2023 yılı içinde kulübünden (toplamda) net 50 milyon lira (maaş, prim vb.) ödeme alan/alacak olan bir futbolcu için zararın tutarı 12 milyon 500 bin lirayı buluyor. Kulüpler, sözleşmeli futbolcusuna net 50 milyon lira ödediğinde, 12 milyon 500 bin lira da Maliye’ye gelir vergisi (GV) ödemek zorunda. 50 milyon liranın; yıl içinde hangi ayda ne kadarı ödeniyorsa ödenen brüt tutarın yüzde 20’sinin de Maliye’ye ödenmesi zorunlu (50 milyon net ödemenin brütü 62 milyon 500 bin lira olduğundan, yüzde 20 oranındaki stopaj tutarı 12 milyon 500 bin lira olarak hesaplanır).
Diğer yandan futbolcuların da bizzat yerine getirmeleri gereken vergisel yükümlülükleri var. Yıllık geliri 1 milyon 900 bin liranın üzerinde olan sporcular, ertesi yıl mart ayında, geçmiş yılda aldıkları tüm maaş, prim vb. üzerinden Gelir Vergisi beyannamesi vermek ve yüzde 15 ila 40 oranlarında vergi ödemek zorundalar. Süper lig futbolcularının hemen hepsi yüksek ücret elde ettiklerinden (gelirlerinin büyük çoğunluğu için) yüzde 40 oranında vergi ödemek zorundalar.
Evet; istisna kaldırılmış olsa da, taşınmaz satışında başka bir vergi avantajı daha var. Aslında yalnız gayrimenkuller için değil, tüm amortismana (yıpranmaya) tabi varlıklar için geçerli bu avantaj. Adı; ‘yenileme fonu’.
VERGİ 3 YIL ÖTELENİYOR
Binasını, makinasını, kamyonetini satan şirketler elde ettikleri kazanç üzerinden ‘yenileme fonu avantajı’ nedeniyle vergi ödemiyorlar. Elde ettikleri satış kazancını, ‘Özel Fonlar’ hesabına (549 Hesap) kaydedip, kazançlarını vergi dışı bırakıyorlar. Üç yıla kadar kazancın vergisini erteleyebiliyorlar. Üç yıl içinde satılan varlık yerine yeni bir varlık alındığında, bu varlığın amortismanından mahsup da yapılabiliyor. Eğer üç yıl boyunca yeni bir varlık edinilememişse ancak o zaman (üç yıl önce elde edilen kazanç üzerinden) vergi ödeniyor. Yenileme fonu aracılığıyla elde edilen satış kazancının vergisini erteleyebilme avantajından sadece bilanço esasına göre defter tutan mükellefler yararlanabiliyor. İşletme hesabı esasında defter tutanlarla, serbest meslek kazanç defteri tutanlar bu uygulamadan yararlanamıyor.
İŞTE KRİTERLER
Varlık satışlarından elde edilen kazancın üç yıla kadar ertelenerek (bilançonun pasifinde bekletilerek) ‘yenileme fonu’ aracılığıyla işletme içi yatırımların teşvik edildiği uygulamanın diğer kriterlerine de göz atalım:
* Yenileme fonundan yararlanabilmek için satılan varlığın yenilenmesinin zorunlu bulunması veya bu hususta işletmeyi yönetenlerce karar verilip teşebbüse geçilmiş olunması gerekiyor. Eğer satılan varlık yerine yeni bir varlık üç yıl içinde alınamamışsa, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
* Fon hesabında vergi dışı tutulan kar, yeni varlık alındığında bu yeni varlığın amortismanlarına mahsup edilebiliyor. Mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.
* Pasifte geçici bir hesapta tutulan kâr, satışı yapılan varlığın yerine edinilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla ise bu fazlalık, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
Şimdi; 20 bin lira brüt ücret için, 15 bin 260 lira (460 lira daha fazla) net ödenecek. Aradaki farkın nedeni; ücretlerin hesaplanmasında vergiden istisna olan tutarların da asgari ücretle birlikte artması. Asgari ücretteki değişiklik, daha yüksek ücretlilerin bordrolarında yer alacak vergiden istisna olan tutarları da yükseltti.
460 TL’LİK ARTIŞ VAR
Brüt 30 bin lira maaşı olan çalışan için de, temmuzda 460 liralık net maaş artışı var (19 bin 739 liradan, 20 bin 199 liraya yükseliyor net maaş.) Brüt 50 bin lira maaşı olan çalışan için de 460 liralık artış var (31 bin 997 liradan, 32 bin 457 liraya yükseliyor net maaş). Birçok işletme ikinci yarıyıl için çalışanlarının ücretlerine zam yaptı veya hazırlık sürecinde. Bahsettiğim net maaş artışı işverenin yapacağı zamdan bağımsız olarak kendiliğinden (vergi hesaplamasından-istisnasından) gelecek.
YIL SONUNA KADAR YAPILACAK
Brüt ücret üzerinden; yüzde 15 oranında sigorta prim kesintisi haricinde, gelir vergisi ve damga vergisi de kesilerek net ücrete ulaşılıyor. Aşağıdaki tablodan görüleceği üzere vergi istisnası kaynaklı net maaş artışı yalnız temmuz ayında değil, 2023’ün ikinci yarıyılının tümünde (altı ay) boyunca görülecek. Brüt 20 bin lira da altı aylık net maaş artışı olan 3 bin 630 lira, brüt 30 bin lira ve brüt 50 bin lira için de aynı tutarda (3 bin 630 lira) etki edecek net maaş artışına. Çünkü üç farklı brüt ücret seviyesi de; aynı tutarda altı aylık istisnadan (12 bin 735 lira) yararlanacak. Eğer asgari ücret artmamış olsaydı altı aylık istisna tutarı 9 bin 260 lira olacaktı.
YÜKSEK ÜCRETLİLERDE AZALIYOR
Çalışanların maaşları üzerinden yüzde 15 oranında sigorta primi (işçi payı) kesilmekte (Bunun yüzde 14’ü SGK primi, yüzde 1’i işsizlik sigortası primi). İlk yarıyılda sigorta prim tavanı 75 bin 60 lira idi. Yani ilk yarıyılda çalışanların brüt ücretleri 75 bin 60 lirayı geçse bile en fazla tavan tutarı üzerinden, yüzde 15 oranında prim (11 bin 259 lira) hesaplanıyordu.
Şimdi; ikinci yarıyıl için (asgari ücret artışıyla birlikte) SGK tavanı 100.608,90 liraya yükseldi. Dolayısıyla şimdi tavan tutarı üzerinden (yüzde 15) 15 bin 91 liraya kadar sigorta primi (ilk yarıyıla göre aylık 3 bin 832 lira daha fazla) brüt ücretten kesilecek. Dolayısıyla yüksek ücretli çalışanların ücretlerinden kesilecek (yüzde 15 oranındaki) sigorta primleri ikinci yarı yılda artacağından, net maaşları da kendiliğinden azaltacak.
Artık bu istisna kalktı... Kazançlarının tamamı üzerinden Kurumlar Vergisi (KV) ödeyecekler. Ancak 15 Temmuz 2023 tarihinde (7456 sayılı) bu yasa yürürlüğe girdiğinden, yürürlük tarihinden önce edinilen taşınmazların (iki yıllık süre sonunda) satışında, istisna oranı yüzde 25 olarak da olsa uygulanabilecek. (KV Kanunu Geçici 16.ncı Md.)
YÜZDE 20 KDV
Şirketler, iki yıl aktiflerinde tuttukları gayrimenkulleri sattıklarında KDV de hesaplamıyorlardı, alıcılar KDV ödemeksizin taşınmazı tapu dairesinde üzerlerine kaydettiriyorlardı. Şimdi 7456 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte; edinimin üzerinden iki yıldan fazla süre geçmiş olsa da şirketler artık gayrimenkulleri satmak istediklerinde değeri üzerinden yüzde 20 oranında KDV hesaplayarak alıcıya teslim yapacaklar. 15 Temmuz 2023 tarihinden önce edinilmiş taşınmazların satışı sırasında ise eski hükümler geçerli olacak, iki yıl aktifte tutulmuş olan taşınmazlar yine KDV hesaplanmaksızın satılabilecek. (Konut satışı yapan şirketler için; ruhsat tarihi ve metrekareye göre değişen KDV oranları ayrıca dikkate alınmalı.)
Şirketlerin taşınmaz satış kriterlerindeki bu değişiklikler sonrası ‘Şahısların taşınmaz satış kriterlerinde bir değişiklik var mı?’ diye soruluyor... Şahısların taşınmaz satışında vergisel kriterlerde bir değişiklik yok...
VATANDAŞ İÇİN KRİTERLER
Şirketler kazanç elde ettiklerinde kurumlar vergisi öderler. Şahıslar vergiye tabi kazanç elde ettiklerinde gelir vergisi öderler. Ticari faaliyet göstermeyen sade vatandaşlar, elde ettikleri vergiye tabi kazançlarını ertesi yıl mart ayında beyan edip beyannamelerinde hesaplanan (Yüzde 15 ila yüzde 40) vergiyi de mart ve temmuz aylarında iki taksitte öderler. Peki; vatandaşlar gayrimenkul satış kazançlarını hangi durumda beyan edecek, beyanname veren vatandaşlar kazançlarından hangi masrafları düşebilecekler, gayrimenkul kazancı üzerinden ne kadar istisna düşebilecekler?
5 YIL ŞARTI ARANIYOR
Gıda alışverişinde 100 liralık ürün için 8 lira KDV ödeyen vatandaş, artık 10 lira KDV ödüyor. Kasiyere KDV dahil 108 lira değil, 110 lira veriyor. Deterjan, sabun gibi dezenfektanlar içinse 100 lira + 8 lira KDV ödenirken, artık 100 lira + 20 lira KDV (KDV dahil 120 lira) ödeniyor. Daha önce yüzde 18 oranında KDV’ye tabi ürünler de artık, yüzde 20 oranında KDV’ye tabi hale gelmiş oldu.
İŞLETMELER EMANETÇİ
Peki; KDV oran değişikliklerinin işletmelere etkisi nasıl olacak? Aslında işletmelerin maliyet ve kârlılıkları hiçbir şekilde etkilenmiyor KDV artışından... Çünkü işletmeler KDV’de ‘emanetçi’ durumdalar. Müşterilerinden tahsil ettikleri KDV’yi, devlete ödemek üzere ‘emaneten’ tahsil ediyorlar. Ticari faaliyetlerinin maliyet ve kârlılığını KDV hiç etkilenmiyor. (Diğer yandan; tedarikçilere aynı ürün için ödenen KDV tutarı ve KDV dahil tutar ise otomatik olarak artıyor.) İşletmeler bir taraftan müşterilerinden (kestikleri fiş-fatura ile) KDV tahsil ederlerken, diğer yandan tedarikçilerine de (aldıkları fiş-fatura ile) KDV ödüyorlar. Ay kapandıktan sonra, ertesi ay da; (müşterilerinden) tahsil ettikleri KDV ile (tedarikçilerine) ödedikleri KDV arasındaki pozitif farkı, Maliye’ye öderler. Neticede; işletmeler ticaretini yaptıkları ürünlerin maliyetleri-kârlılıkları ile hiç ilişkilendirmeksizin KDV’yi kayıtlarına alırlar.
DEVİR KDV İŞLETMELER ALEYHİNE
Diğer yandan; işletmelerin, müşterilerinden tahsil ettikleri KDV ile tedarikçilerine ödedikleri KDV arasında negatif fark varsa (ödenen KDV, tahsil KDV’den daha düşükse) bu kez devlete KDV ödemezler, ‘devir KDV’ oluşur kayıtlarında... Bu negatif farkın (devir KDV) oluşmasından; ticari faaliyetin maliyet-kârlılığı etkilenmese de, işletmelerin nakit akışları (olumsuz) etkilenir. Tedarikçilerinden temin ettikleri ürünler üzerindeki KDV tutarını tedarikçilerine öderler ama devir KDV’yi devletten tahsil edemezler, finansman yüküne katlanmak zorunda kalırlar.
Devir KDV’nin işletmelerin nakit akışa olumsuz etkisinin kalkması için devir KDV’nin devlet tarafından işletmelere ödenmesi gerekir. Ancak vergi mevzuatına göre; devir KDV’nin şirketlere iadesi ancak ‘ihracatçı işletmeler’ gibi sınırlı sayıda mükellefe, özel durumlarda uygulanmakta. Zaman zaman ‘devreden KDV yükünün işletmelerin üzerinden kaldırılması’ konusu gündeme gelse de halen birçok işletme bu yükü taşımaya devam ediyor. Geçmişten gelen birikmiş yükün büyüklüğünden de (ve kayıt dışı işlem yapanların olası suistimal risklerinden) kaynaklı olarak bu konunun çözümünde somut adım atılamıyor. Birikmiş yük bir anda eritilemese de; nakden iade imkanı olmasa da, (kayıt dışı ile etkin mücadele ve suiistimal riskleri de bertaraf edilerek) ileri vadelere yayılarak, vergi-sigorta prim borçlarına mahsup imkânı tanınarak, gider yazma olanağı tanınarak işletmelerin üzerinden hak etmedikleri ‘devreden KDV’ yükü kaldırılabilir.
GAYRİMENKULLERİN SATIŞINDA YÜZDE 20 KDV HESAPLANACAK
Şirketler iki yıl aktiflerinde tuttukları gayrimenkullerin satışında KDV hesaplamıyorlardı, alıcılar KDV ödemeksizin taşınmazı tapu dairesinde üzerlerine kaydettiriyorlardı. Şimdi Meclis’teki yasa teklifine göre; edinimin üzerinden iki yıldan fazla süre geçmiş olsa da, şirketler artık (yasa teklifinin Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında yeni alacakları) gayrimenkulleri satmak istediklerinde değeri üzerinden yüzde 20 oranında KDV hesaplayarak alıcıya teslim yapacaklar. Yasanın yayım tarihinden önce edinilmiş taşınmazların satışı sırasında eski hükümler geçerli olacak, iki yıl aktifte tutulmuş olan taşınmazlar yine KDV hesaplanmaksızın satılabilecek.