Paylaş
“Akaryakıta küresel çapta inanılmaz zam geldiği için zam yapıyoruz.”
*
Belediye diyor ki:
*
“Hükümet akaryakıta zam yaptığı için zam yapıyoruz.”
*
İkiye bölünmüş ülkemde...
Bu açıklamaların yansıması şöyle oluyor:
*
Bir taraf...
Hükümetin zam gerekçesini büyük bir anlayışla karşılarken... Belediyenin zam gerekçesine dudak büküyor.
*
Bir taraf ise...
Belediyenin zam gerekçesini büyük bir anlayışla karşılarken... Hükümetin zam gerekçesine dudak büküyor.
*
Sonuçta...
İki taraf da kendi tarafının zammını savunuyor. İki taraf da karşı tarafın zammını insafsız buluyor. İki taraf da kendi tarafının zammını eleştirene had bildiriyor.
*
Bari zam konusunda bölünmeyeydik ey halkım.
MİDYECİ AHMET OLAYI
BAŞARMAK, bir başarı hikâyesi ortaya koymak, marka olmak, büyümek, bir numara haline gelmek, şube sayısını arttırmak...
Bunlar önemli.
Başarıyı sürdürmek, hikâyeyi örselememek, markayı korumak, büyümeye devam etmek, bir numara olmayı zedelememek...
Bunlar çok daha önemli.
*
Midyeci Ahmet denilen müessese...
Önemli bölümü geçti ancak çok daha önemli kısımda sınıfta kaldı.
KORONANIN BİTTİĞİNİ NEREDEN ANLADIM
BÜTÜN bir korona boyunca sus pus olan Canan Karatay...
Koskocaman harflerle bağırmaya başlamış:
“Yağ alın, tuz alın. Tuzsuz, yağsız vücutta antikor oluşmaz.”
*
Bu haykırışı gördüğüm anda ben de şöyle haykırdım:
*
“Tamamdır dostlar. Korona bitmiştir. Canan Karatay’la kaldığımız yerden devam.”
*
Bir de sormak isterim:
*
E hani korona olayından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı?
AH YAVUZ BEY, AH
İYİ Partili Sayın Yavuz Ağıralioğlu.
En son yaptığınız açıklamada şöyle demişsiniz:
“Partilerde görev değişiklikleri olur. Görev verilince iyi, görevden alınınca kötü mü diyeceğiz? Partim adına mücadeleye devam.”
*
Yani olayı tatlıya bağlamışsınız.
Sizin adınıza çok memnun oldum.
*
Ancak yine de sormadan edemeyeceğim.
*
Madem olayı tatlıya bağlayacaktınız.
Ne diye...
“Rencide oldum yahu” diyerek...
“Görevden alınmama FETÖ’cüler, PKK’lılar seviniyor” diyerek...
“Herkesin sığdığı yere bir ben mi sığmadım?” diyerek...
Lüzumsuz bir tatsızlık yarattınız ki?
*
Olayı kendi açınızdan tatlıya bağladınız bağlamasına ama size kıymet verenlerin, sizin siyasette bir ağırlığınız olduğunu düşünenlerin, size önemli işlevler yükleyenlerin damaklarında bir acı kök tadı da bırakmış oldunuz.
Haberiniz olsun.
*
Hiç değilse en baştan en sona kadar soylu bir susuş halini sergileseydiniz.
GÖZLEMİM ŞUDUR
ŞU son Mansur Yavaş bombasının fırlatılmasından sonra yaşanan tartışmalara şöyle bir baktığımda çıkardığım sonuç şudur:
Kemal Kılıçdaroğlu...
Ne kadar uğraşsa da... Ne kadar didinse de...
Ne kadar kampanya yapsa da... Ne kadar video çekse de... Ne kadar sertleşse de...
Kendi tabanına adaylığını maalesef benimsetememiş.
*
Üzgünüm.
Kısa ve acısız hakikat budur.
SAVAŞLAR VE YALANLAR
ŞÖYLE demiş Churchill:
*
“Savaş zamanlarında, gerçek o kadar kıymetli hale gelir ki... Yalanlarla örülü bir duvarla korunur.”
Ukrayna / Rusya savaşı, bize bir kez daha gösterdi ki...
Churchill haklıdır.
BENİM TUHAF ARKADAŞLARIM
MARUL olmuş 18 lira. Biberin kilosu 35 liraya çıkmış.
Benim bazı arkadaşlarımın tek derdi:
En meşhur kahve zincirinin fiyatlarına yüzde 25 zam yapması.
*
Tuhaf, gerçekten çok tuhaf arkadaşlarım var benim.
Paylaş