Paylaş
Diyor ki:
“Fetullah’ı metheden bir lafımı bulamazlar”.
*
Yok, bir de bulsalardı!
*
Diyor ki:
“Okullarından hiçbirini ziyaret etmedim”.
*
Yok, bir de ziyaret etseydin!
*
Diyor ki:
“Bankalarına para yatırmadım”.
*
Yok, bir de yatırsaydın!
*
Diyor ki:
“Gazetelerini okumadım”.
*
Yok, bir de abone olsaydın!
*
Bize bunlarla gelme Hilmi Paşa!
Geleceksen...
- “FETÖ bana göz açtırmadı” diye gel...
- “FETÖ beni kodese tıkmaya çalıştı” diye gel...
-“FETÖ benimle uğraştı” diye gel...
-“FETÖ bana kumpas kurdu” diye gel.
Tabii gelebiliyorsan!
İKİ ALİ BABACAN ŞAKASI
- BİRİNCİ ŞAKA: Türkiye’nin en kısa fıkrası: “Ali Babacan, partisinin kuruluşunu bir kez daha erteledi”.
*
- İKİNCİ ŞAKA: Ali Babacan’ın yeni partisi için yeni bir isim önerisi: “Milli Erteleme Partisi”.
ATATÜRK’LE İLGİLİ İKİ OLAY, İKİ YORUM
- OLAY: Minnacık bir öğrenci, okul bahçesinde kar topu oynarken Atatürk büstüne kar topu atmış. Öğretmen, öğrenciyi polise ihbar etmiş. Polis gelmiş. Çocuk karakola çekilmiş. Falan.
*
- YORUM: Bu olayı Atatürk görse muhbir öğretmene de polise de şunları derdi: “Yahu çocuk o çocuk... Ne yapıyorsun öğretmen? Ne polisi, ne ihbarı? Ayıp etmişsin öğretmen ayıp... Polis! Sen de ayıp etmişsin”.
*
- OLAY: 14 gün karantinada kalan bir genç kadın, “Bize çok iyi baktılar, Sağlık Bakanımıza teşekkür ediyorum. Şimdi hep beraber ilk işimiz Anıtkabir’i ziyaret etmek” demiş. Bunu mesele edenler var. “Anıtkabir ne alaka” falan diyorlar.
*
- YORUM: Yahu bırakın ziyaret etsin. Canı öyle istemiş... Size ne? Anıtkabir’i ziyaret etmekte bir mantık arıyorsunuz da Cübbeli’nin “okunmuş su, cennete götüren terlik” türü saçmalıklarında niye herhangi bir mantık aramıyorsunuz?
EKRANDA KÜRTÇE ŞARKI SÖYLENMESİ
- Haber değeri taşımamalı.
- Dünyanın en normal işi gibi algılanmalı.
- Türkçe şarkı söylendiğinde ne oluyorsa o olmalı.
- Şaşırmak yerine tadı çıkarılmalı.
- Şarkıya odaklanılmalı.
SÜLEYMAN SOYLU HARPUT’A YERLEŞMİŞ
ELAZIĞ depreminin üzerinden 21 gün geçti. Neredeyse unuttuk depremi... Deprem bölgesinden herkes çekildi.
İki isim hariç: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum.
*
Artık iyice Elazığlı olmuşlar... Eşrafı tek tek tanımaya başlamışlar. Esnafla arkadaş olmuşlar. Sokakları, meydanları, camileri, kahveleri falan biliyorlarmış. Elazığ türkülerinin tümünü öğrenmişler. Elazığ şivesini sökmüşler. Ve Harput civarındaki Valilik evine yerleşmişler. Valilik evi ısınmıyormuş kolay kolay.
*
Korkarım Süleyman Soylu ve Murat Kurum’un Elazığ’ı bırakıp Ankara’ya dönmesi biraz zor olacak!
KİŞİSEL BİR BOYKOT LİSTESİ
- FETÖ’cü değilim deyip FETÖ ağzıyla konuşan tüm tipler.
*
- Sürekli hep aynı hedefe vuran ve asla şaşırtmayan herkes.
*
- Tartışmada yenilince platformu suçlayan tüm kifayetsiz muhterisler.
*
- Boykot edilen televizyona çıkmayı lütfa dönüştürmeye çalışan fırsatçılar.
*
- Hem ünün nimetlerinden yararlanıp hem de ünden yakınan tüm ünlüler.
*
- Atatürk’le uğraşmayı mesleğe dönüştürmüş tüm asalaklar.
*
- Tarihe “siyah” ya da “beyaz” diye bakanlar, “gri” alanı görmeyenler.
CHP’LİLER BANA TUNCAY’I ANLATTILAR
CHP içindeki dostlarımın Tuncay’la ilgili bana anlattıkları aşağı yukarı şöyle bir şey:
*
Tuncay, parti içinde epey antipatik bir figür haline gelmiş. Partide herkesin hışmını üzerine çekmiş durumdaymış. Asansör işlerine falan girişmesi herkesin dilindeymiş. İzmir’de CHP örgütlerinde höt zötle işleri götürmeye çalışıyormuş. Kurultayda isminin çizilmesi kaçınılmazmış... Durum işte böyleyken... Kurnazca bir plan yapmış Tuncay... Bakmış, tabanda medyaya karşı genel bir rahatsızlık var. O da CNN Türk’ü kurban seçmiş ve boykot işini ortaya atıp parti tabanında prim toplamaya kalkışmış. Ve bingo! Kısmen de olsa başarmış. Kendisine yönelmiş olan tepkileri, azıcık da olsa yumuşatmış. Kurultayda isminin çizilmeme ihtimali belirmiş... Böyle de kurnaz bir adammış kendisi.
*
Siyaset dediğin şey işte böyle bir şey... Hep bir oyun, hep bir plan, hep bir şeytanlık, hep bir kurnazlık...
ŞU TÜRDEN SORUNLARIM VAR
- Ne zaman espri yaptığım ne zaman ciddi olduğum karşı taraf tarafından pek anlaşılmıyor ve bu nedenle zaman zaman başım belaya giriyor.
*
- Bir konuşmaya iki dakikadan fazla konsantre olamıyorum ve bu nedenle ilk iki dakikadan sonra dinliyormuş gibi başımı sallamak durumunda kalıyorum.
*
- Heyecanla kendimi sokaklara vuracakken... “Boşver ya! Ne işin var? Otur evinde. Aç bir film” diyen bir ses işitiyorum ve o sese uymaktan kendimi alamıyorum.
Paylaş