Ve söz sırası ODTÜ’de

Eylül 2013’te ağaçlık arazisinden geçecek yol kriziyle gündemin tepesine yerleşen ODTÜ, geçen ay da mescit tartışmalarıyla en üst makamdan tartışmaların odağı olmuştu...

Haberin Devamı

Ve bütün tartışmaların ardından şimdi söz ODTÜ’de... 4 öğretim üyesine en kritik 9 soruyu sorduk... İşte cevaplar...

 

Ve söz sırası ODTÜ’de



Dünyada en iyi üniversite listelerinde ilk sıralardayız

 

Ve söz sırası ODTÜ’de


ODTÜ için “Dünya sıralamasına giren ender Türkiye üniversitelerinin başında geliyor” denilir. Nedir bunun dayanağı?
BESİM CAN ZIRH: Mezunlarımızın bir kısmı kariyerlerine yurtdışında devam ediyor, bu da ODTÜ’nün uluslararası bilinirliliğini güçlendiriyor. 100’den fazla ülkeden uluslararası öğrenci geliyor. AB fonlarının yüzde 10’unu ODTÜ Türkiye’ye getirdi.
E. ATTİLA AYTEKİN: Dünyada üniversiteler “tanınırlık”, “yayın sayısı”, “yayınlara yapılan atıf sayısı”, “uluslararası işbirlikleri” gibi alanlarda sıralanıyor. ODTÜ, işte bu listelere istikrarlı biçimde giren ve düzenli olarak üst sıralarda yer alan bir üniversite.
DUYGUN GÖKTÜRK: Öğretim üyeleri ve mezunları hem yurtdışı deneyimlere sahip hem de önemli başarılara imza atıyor.
CEREN ERGENÇ: Bilimsel araştırmaya ve yenilikçi eğitim yöntemlerine önemli ölçüde maddi ve insan kaynağı ayrılıyor.

Haberin Devamı



E. ATTİLA AYTEKİN

-Lisans derecesini ODTÜ’den, yüksek lisans derecesini Bilkent Üniversitesi’nden ve doktora derecesini ABD’de State University of New York-Binghamton’dan aldı. 
-Halen ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde doçent olarak çalışıyor.


CEREN ERGENÇ

-ODTÜ Uluslararası İlişkiler mezunu.
-Doktorasını Boston Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden aldı. k ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yardımcı doçent olarak çalışmakta. -ODTÜ Asya Çalışmaları Anabilim Dalı’nın Başkanı...


BESİM CAN ZIRH

-ODTÜ Sosyoloji mezunu. 
-Sosyoloji doçenti. 
-Doktorasını University College London Antropoloji’de yaptı.

 

Haberin Devamı

DUYGUN GÖKTÜRK

-Boğaziçi mezunu...
-Doktorasını ABD’de bulunan Purdue Üniversitesi’nde tamamladı.
-ODTÜ Eğitim Bilimleri Bölümü’nde öğretim üyesi.



Burada herkes birbirine ‘Hocam’ diye seslenir

 

Herkesin dilinde “ODTÜ geleneği” diye bir söz var. Nedir bu ODTÜ geleneği?
BESİM CAN ZIRH: ODTÜ’nün bir geleneği vardır ve bunu tek kelimeyle özetlemek mümkündür: “Hocam.” Çalışanı, öğretim üyesi ve öğrencisi birbirine “Hocam” diye seslenir. 1968’den yadigâr bu gelenek, ODTÜ’nün eşitlikçi ve müzakereci kültür iklimini önemli ölçüde belirlemiştir.
E. ATTİLA AYTEKİN: Farklı bölümlerden mezun, değişik yetenekleri olan ve farklı alanlarda çalışan ODTÜ mezunlarının belirgin bir ortak özeliği oluyor: Kendisine anlatılanla, yaygın hikâyelerle yetinmeyip eleştirel bir pozisyon alması ve işin doğrusunu araştırması...
DUYGUN GÖKTÜRK: Hem akademik alanda hem de toplumsal alanda eleştirel bir yaklaşıma sahip olması.
CEREN ERGENÇ: Öğretim elemanlarına araştırmalarında hiçbir kısıt konulmaz. Kampus yaşantısı içinde hocalar, öğrenciler, idari personel ve yönetim arasında eşitlikçi bir ortam var. Sorunların ortaklaşa müzakere edilebildiği bir iletişim geleneği var.

 

Haberin Devamı

Dünya görüşüne saygıda ODTÜ ilk üçe girer

 

Ve söz sırası ODTÜ’de


ODTÜ, sol görüşlü öğrencilerin hegemonyası altında bir üniversite mi? Başka dünya görüşlerine mensup öğrenciler bu üniversitede herhangi bir atılım yapamaz mı?
BESİM CAN ZIRH: ODTÜ siyaseten hep sol ve sosyal demokrat eğilimli bir üniversite olarak anılır ve bu büyük ölçüde doğrudur. Ama bunun başka dünya görüşüne sahip öğrencilerin alanını daraltan bir durum olduğunu söylemek zor. ODTÜ Türkiye’deki üniversiteler arasında öğrencilerinin dünya görüşüne saygı açısından nerede duruyordur? 200 civarında üniversite arasında bu konuda da ilk üçteyizdir.
E. ATTİLA AYTEKİN: Evet, genel olarak kampusta bazı sol değerleri öne çıkaran bir havanın olduğu doğru. Mesela bilime verilen önem, mesela emekten yana tavır alma, mesela ezilenin, mazlumun yanında yer alma... Ama bunu belirli sol grupların baskısı olarak değil, uzun yılların birikimiyle ve nice fedakârlıklarla ilmek ilmek örülmüş özgürlükçü ve ilerici bir atmosfer olarak düşünmek gerekir.
DUYGUN GÖKTÜRK: Buraya gelen öğrenciler, herkesin tabi olduğu bir sınav sisteminden gelmekteler. Anadolu’nun her yerinden, farklı kültürel ve sosyal kesimlerden gelen öğrencilerimiz var. Üniversite içerisinde her kesimden öğrencinin kültürel-sosyal-siyasi temsili vardır.
CEREN ERGENÇ: ODTÜ tarihinin bütününe baktığımızda ODTÜ’yü tanımlayan o ya da bu söylemsel üstünlük değil, özgürlük ve çoğulculuktur.

 

 

Haberin Devamı

ODTÜ’de kimsenin ibadetine engel olunmaz

 


ODTÜ’de ibadet özgürlüğü var mı? İsteyen öğrenciler istedikleri gibi ibadetlerini yerine getirebiliyorlar mı?
BESİM CAN ZIRH: ODTÜ’de ibadet özgürlüğü tabii ki var. Ben şahsen bu gibi sorular karşısında şaşırıyor ve her defasında şunu hatırlatmak istiyorum: ODTÜ, Pasifik’te bir ada değil, bir kamu üniversitedir.
E. ATTİLA AYTEKİN: Öğrenci, araştırma görevlisi ve öğretim üyesi olarak ODTÜ’de bulunduğum yıllarda namaza giden öğrencilerin engellendiğine, ibadetlerine mani olunduğuna ne şahit oldum ne de şu son koparılan yaygaraya kadar böyle bir şey duydum.
DUYGUN GÖKTÜRK: ODTÜ’de insanlar ibadetini yapma hakkına sahiptir.
CEREN ERGENÇ: ODTÜ’de ibadet özgürlüğü var ve isteyen öğrenciler ibadetlerini yerine getirebiliyorlar.

 

Haberin Devamı


ODTÜ’de iki bin kapasiteli bir cami ve üç mescit var

 

ODTÜ kampusunda yeterli cami ve mescit var mı? Bu konuda bir eksiklik söz konusu mu?
BESİM CAN ZIRH: ODTÜ’de yeterince sınıf var mı diye sorsanız gönül rahatlığıyla olmadığını söyleyebilirim. Ben bu okulda okurken sınıf mevcudumuz 38 kişiydi. Şimdi aynı dersi ben veriyorum ve sınıf mevcudu 132 kişi. Mekânsal sorun kütüphane ve yemekhane için de söz konusu. Demek istediğim üniversite gibi kurumların mekânsal kullanımıyla ilgili sorunlar oluşur. Konu ibadethane olunca tartışma başka bir düzleme taşınıyor. Şu söylediklerime bile ibadethane ile kütüphane aynı şey mi diye itiraz edilecektir. Tabii ki değil. Bütün talepler önemlidir ve gereğince cevaplanmalıdır. Bu gibi taleplerin iletilmesi, konuşulması ve karşılanması konusunda ODTÜ’de herhangi başka bir üniversiteden farklı olarak özel bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum.
E. ATTİLA AYTEKİN: Bir eğitim kurumunun birincil işlevi eğitimdir. Öte yandan, ibadet etmek isteyen öğrencilere imkânlar dâhilinde yardımcı olunması tabiidir. ODTÜ’de 2 bine yakın kapasitesi olan bir cami, üç mescit ile yurtlarda namaz kılmak için mekânlar mevcut. Bu ibadet mekânlarının arası yürüme mesafesiyle 10 dakika.
DUYGUN GÖKTÜRK: Mescitler ve bir de cami var. Yeterlilik durumu üniversite bünyesindeki birimler tarafından değerlendirilmekte ve gerekli adımlar atılmaktadır.
CEREN ERGENÇ: Boş bir binanın ibadet mekânı mı, başka bir işlevle mi kullanılacağı konusunda üniversite bileşenleri arasında bir anlaşmazlık olursa bütün paydaşların sesinin duyulacağı bir oturum düzenlenip bir çözüm bulunabilir.

 


Özgürlükçü ve çoğulcu yapı, şiddete geçit vermez

 


ODTÜ’de yaygın bir şiddet söz konusu mu? Şiddete karşı üniversite yönetiminin tutumu ne?
BESİM CAN ZIRH: Ben bu okula öğrenci olarak geldiğimde açılış töreninde o zamanki rektörümüz, “Bu okulda her türlü görüşü savunabilirsiniz ama kimse kimseye şiddet uygulayamaz” demişti. En çok alkışı da öğrencilerimizin ailelerinden almıştı. Bu ilke bugün halen her açılış töreninde dile getirilir. ODTÜ’de şiddet var mı? Önce sadece son iki yılda şiddet olayları nedeniyle kaç üniversitenin kaç gün tatil edildiğini önümüze koyalım. Sonra da ODTÜ’nün benim bildiğim tarihinde şiddet olayları nedeniyle bir gün dahi kapatılmamış olduğunu belirtelim.
E. ATTİLA AYTEKİN: ODTÜ’de şöyle bir dolaşın, etkinlik afişlerine bakın, her gün kampusun bir köşesinde birden fazla sosyal, kültürel, bilimsel ya da politik etkinlik yapıldığını görürsünüz. Bu etkinliklerin hemen hemen hepsi sorunsuz yapılır, bırakın şiddet, hiçbir gerginlik çıkmaz. Diğer üniversitelere kıyasla burada çok az şiddet olayı olur.
DUYGUN GÖKTÜRK: Üniversitede eğitim ve öğretim ortamını engelleyecek bir durum olmamıştır.
CEREN ERGENÇ: Okulun özgürlükçü ve çoğulcu yapısı şiddete izin vermez.

 


Üniversite arazisi iştah kabartıyor olabilir

 


ODTÜ’nün hedef haline getirildiğini düşünüyor musunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız... Nedir bunun sebebi?
BESİM CAN ZIRH: ODTÜ için “Kalburüstü” denildi. Olgusal olarak yanlış olan bir ithama “Bu doğru değil” demekten başka nasıl cevap verebilirsiniz? Bu nedenle bunun arkasında başka bir mesele olmalıdır diye düşünüyorum.
E. ATTİLA AYTEKİN: Bunun birden fazla nedeni olabilir. Birincisi: Bazı kesimlerin kim ya da ne olduğundan bağımsız olarak, kendilerinden addetmedikleri herkese ve her kuruma karşı bir husumet beslemeleri. İkincisi: İlerici kimliğiyle bilinen bir üniversitenin aynı zamanda başarılı olmasının yarattığı rahatsızlık... Ve tabii son olarak şu da var: Üniversitenin arazisi arsa bedelleri açısından Ankara’nın en değerli bölgesinde bulunuyor. Bunun iştah kabarttığını da düşünüyorum.
DUYGUN GÖKTÜRK: Bu durum sadece ODTÜ için değil evrensel ile yerel değerler arasında ilişki kurmaya çalışan, eleştirel aklı benimseyen tüm üniversiteler için geçerli.
CEREN ERGENÇ: ODTÜ’de eğitim ve araştırma devam ediyor ama sanki bütün bunlar durmuş, bütün ODTÜ’lülerin tartışmaların içine dalmış gibi gösterilmesi ülkenin dört bir tarafından gelen öğrencilerimizi ve ailelerini rahatsız ediyor. Dolayısıyla biz de bu durumdan rahatsızız.

 

 

En yetkisiz rektör bizim üniversitemizde

 


ODTÜ’de nasıl bir yönetim anlayışı var? Rektör, tek söz sahibi kişi mi?
BESİM CAN ZIRH: Rektörlük geniş yetkilere sahip bir makam... Fakat buna karşın Türkiye’deki en “yetkisiz” rektörle çalışıyoruz. Zira ODTÜ, bir komisyonlar kurumudur. Her kademede her konuyla ilgili komisyon kurulur ve kararlar bu mekanizmalarda alınır.
E. ATİLLA AYTEKİN: Kanun, rektörlere çok büyük yetkiler veriyor. Üniversitelerde bu yüzden aşırı merkeziyetçi bir yapı söz konusu... Ancak ODTÜ’nün demokratik geleneği burada da kendini gösteriyor ve mevzuatın elverdiği ölçüde pek çok akademisyen çeşitli kurullar ve mekanizmalar üzerinden yönetimde söz sahibi oluyor.
DUYGUN GÖKTÜRK: ODTÜ’de diğer kamu üniversiteleri ile aynı yönetim mekanizma ve işleyiş biçimine sahip.
CEREN ERGENÇ: YÖK Yasası’nın rektörlere geniş yetki alanları tanımasına rağmen ODTÜ’de rektörlük, okul bileşenlerinden biridir.

 


Hem olaylı hem başarılı... Bu nasıl oluyor?

 


ODTÜ’nün hem olaylarla anılan bir üniversite olmasını hem de bilimsel anlamda en yetkin üniversiteler arasında sayılmasını nasıl açıklıyorsunuz? Burada bir çelişki yok mu?
BESİM CAN ZIRH: Çünkü gündeme taşınan olaylar ODTÜ gündeminin sadece bir parçası. Gündemin bizi en çok yorduğu dönemlerde dahi kurum çalışmaya devam ediyor.
E. ATTİLA AYTEKİN: Aslında bir çelişki yok. Tam tersine ikisi birbirini besliyor. Bilim salt dersler, araştırma, bilgisayarlar, laboratuvarlar, deneyler, seminerlerle ilerlemez. Bilimsel ilerleme için özgürlükçü, ilerici ve demokratik bir ortamın bulunması, bilim insanlarının kendini rahat hissetmesi, öğrencilerin hocalarına ve öğretilenlere eleştirel yaklaşması gerekir. ODTÜ böyle bir ortamı yaşatabildiği için başarılı.
DUYGUN GÖKTÜRK: ODTÜ de yerel ve evrensel düzlemde üniversite olmanın gereklerini yerine getirmeye çalışan bir kurumdur.
CEREN ERGENÇ: ODTÜ’nün hem bilimsel üretimde ve eğitimde yetkin olması hem de toplumsal olgular karşısında söz söylemesi bir çelişki değil, tam tersine akademinin sorumluluğudur ve ahlaki olarak doğru bir tavırdır.

Yazarın Tüm Yazıları