Paylaş
TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk yan yana basının karşısına çıkmışlar... Kamu işçilerine yapılacak zam konusunda aldıkları kararı açıklayacaklar... Tam o sırada TÜRK-İŞ Başkanı, önündeki mikrofonları kapatarak Bakan Hanım’ın kulağına doğru “Uzasa işi karıştıracaktık, en azından kapattık böyle” dedi.
*
Görüntüler yayınlanınca kıyamet koptu tabii...
“Sarı sendikacılık” diyen de oldu, “İşçileri sattı” diyen de oldu.
Tepki büyüktü, tepki gösterenler de haklıydı.
*
TÜRK-İŞ Başkanı ise kopan kıyamet üzerine...
“Ben aslında öyle demek istemedim, ben aslında böyle demek istedim” falan diye durumu toparlamaya çalıştı.
Oysa “Yaptık bir boşboğazlık, ceremesini çekeceğiz” deyip sussa çok daha iyi yapardı.
*
Ama durun bir dakika!
O görüntülerde TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’ın tek falsosu bu değildi ki!
*
Yine mikrofonları kapatarak Çalışma Bakanı’na dönüp şöyle dedi Atalay:
“Geçici tarım işçilerinin sorunlarını çözeceğim diye söyle burada sen”.
*
Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ise...
“Bir dakika Sayın TÜRK-İŞ Başkanı! Neyin nerede söyleneceğine ben karar veririm... Hatırlatma yapıyor olabilirsiniz ama bu ne yakışıksız bir üslup... Sizin karşınızda Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı var” demek yerine...
Aldığı talimatı yerine getirir gibi mikrofonlara dönüp...
“Geçici tarım işçilerinin sorunlarını da inşallah yakın zamanda çözeceğiz” deyiverdi.
*
Vay vay vay! Vay ki vay...
AKŞENER’DEN ACİZLİK İTİRAFI: DUVARLARI PARÇALAYAMADIK
MERAL Akşener şöyle demiş:
“Tek eksiğimiz muhafazakâr dindarlara ulaşmak... Çünkü Erdoğan, aramıza kalın bir duvar koydu. Babacan ve Davutoğlu’nun partisi, muhafazakâr dindar seçmene çabuk ulaşmayı kolaylaştıracak yapılar olacak. Çünkü Erdoğan, onlarla dindarların arasına duvar öremez”.
*
Bunları söyleyen Meral Akşener kimdir?
Sağdan gelmektedir. Hem de dindarlık vurgusu olan bir sağdan.
Az kalsın AK Parti’nin kuruluşunda “kurucu” olarak yer alacaktı.
Muhafazakâr bir aile yapısından geldiğini her fırsatta söylemekte...
*
İnsan sormadan edemiyor:
*
Sizinle muhafazakâr dindarlar arasına kalın duvarlar ördüğünü söylediğiniz Erdoğan, aynı duvarları Babacan ve Davutoğlu için de öremez mi?
*
Madem Erdoğan’ın ördüğü kalın duvarları yıkamayacaktınız... O halde ne diye parti kurup toplumun önüne çıktınız ki?
*
Duvarları parçalamaktan aciz bir siyasetçinin, duvarların parçalanması konusunda başkalarından medet umması nasıl bir şey?
*
Muhafazakâr dindarlara ulaşamamak, Erdoğan’ın ördüğü duvarlar nedeniyle değil de sizin beceriksizliğiniz nedeniyle olmasın?
CANAN KARATAY DERSİMİ VERDİ
CANAN Karatay için...
Artık yeni bir öneri getiremez... Artık yeni bir şey söyleyemez... Artık dikkatin zerresini çekemez... Artık hiçbir tartışmanın fitilini ateşleyemez...
Falan diyerek bilmiş bilmiş hükümler veriyordum.
*
Bu bayram çıktı ekrana...
Yumurtanın beyazıyla sarısını ayırmaya kalkanlara ayar üstüne ayar vererek...
Bana dersimi verdi, şimdi ediyorum ezber...
ARTIK PEK GEÇERLİLİĞİ KALMAYAN YEDİ ŞEY
BİR: Siyasi rakipleri “FETÖ’cü” suçlamasıyla bertaraf etmeye kalkışmak.
*
İKİ: “Bu millet efsunlanmış, asla başka partiye oy vermez” yaklaşımı...
*
ÜÇ: Siyasi rakipler aleyhinde kampanya yaparak sonuç almaya çalışmak...
*
DÖRT: Yapılan her şeye ama her şeye ölümüne muhalefet etmek...
*
BEŞ: İyi yapılmış bir iktidar icraatına asla “iyi yapılmış iş” dememek...
*
ALTI: Halkın oyunun çantada keklik olduğunu düşünmek...
*
YEDİ: Hâlâ geleneksel medyanın yöntemlerinin geçerli olduğunu sanmak...
SON SIĞINAKLAR
Aptallığa tahammülsüzlerin son sığınağı: Her daim sarkastik bir eda!
*
Üşengeçlerin son sığınağı: Asosyallik bahanesi!
*
Çekici olmayıp kafası çalışanların son sığınağı: Sapyoseksüellik modası!
GİTTİ: SEHVEN... GELDİ: YOL KAZASI...
EKREM İmamoğlu’nun yaptığı bir atama, başını ağrıtmıştı ya...
Bu olay üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, şöyle dedi: “Bunu bir yol kazası olarak kabul edin”.
*
Geçtiğimiz dönemlerde bu tür durumlarda “sehven” denirdi ve kelime gündemimize bayağı bir yerleşmişti.
*
Yeni dönemde “sehven”in yerini “yol kazası” alacak galiba.
MASKEYLE KUTLAMA ÂDETİ NEREDEN ÇIKMIŞ?
GEÇEN gün komşular, sürpriz yapıp benim maskelerimle doğum günümü kutlamışlardı.
Bir arkadaşımdan öğrendim: Meğer maskeli kutlama âdeti, Türkiye’de bayağı yaygınmış.
*
Kutlamanın esin kaynağı ise ‘Aşk-ı Memnu’ adlı dizimiz imiş.
Dizide Adnan Ziyagil Beyefendi’nin muhterem kerimeleri Nihal Ziyagil Hanımefendi’nin kına gecesine bütün kızlar, yüzlerine birer Behlül maskesi takarak katılmışlar ve maske olayı bundan sonra alıp yürümüş.
*
Allah Allah! Neler dönmüş Serhat ya...
Paylaş