Üç maddeyle olaya bakışım
*
MADDE BİR
LANETLEMEK ŞART
6 yaşındaki kız çocuğa yapılanlar, çocuğa yönelmiş ahlaksız, çirkin, sapkın bir eylemdir. Buna karşı sessiz kalınamaz.
İstismarı lanetlemek, insanlığın gereğidir.
MADDE İKİ
DİNİ KILIFA SOKULAMAZ
Çocukların erken yaşta evlendirilmesini dini bir kılıf içine sokarak meşruiyet sağlama gayretlerine geçit verilemez.
Bunu yapanlar, insanlık suçu işlemektedir.
MADDE ÜÇ
DİNE SALDIRI OLMAZ
6 yaşındaki çocuk olayından yola çıkılarak İslam’a ve kutsal değerlere saldırıya geçilmesi, asla kabul edilemez.
Bu olayın dini değerleri aşağılamak için malzeme olarak kullanılmasına itiraz şarttır.
DAVAYI ERKENE ALMAK MÜMKÜN MÜ
6 yaşındaki çocuk olayının duruşması ta Mayıs ayına bırakılmış.
*
Bu denli büyük infiale yol açmış bir davanın duruşmasının, bu kadar uzak bir tarihe bırakılmasını asla kabul edemiyorum.
*
Duruşma tarihi erkene çekilmelidir.
*
Yargılama usulünde böyle bir şey var mı?
Bilmiyorum.
*
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bu konuda devreye girebilir mi?
Bunu da bilmiyorum.
*
Ama bildiğim bir şey var:
Bu duruşmanın erkene çekilmesinde sayısız yarar var.
BU BAKAN’A DİKKAT
TARIM ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile ilk kez müşerref oldum.
Geçen hafta Tarafsız Bölge programına konuk olması vesilesiyle.
*
Birkaç saptamam var kendisiyle ilgili.
*
- Hitabeti etkileyici. Bunun da tek bir nedeni var: Samimiyeti.
*
- Programda öyle bir Yusufeli Barajı anlattı ki... “Siz baraj uzmanı mısınız?” diye sormak zorunda hissettim. Değilmiş. Yani, eğildiği konuya iyi çalışıyor.
*
- Tarımın “bir milli güvenlik alanı” olduğuna inanıyor ve gereğini yapmaya çalışıyor.
*
- Meyve ve sebze üretimi konusunda paradigma değiştirecek adımlar tasarlamış. Öyle uzun vadeli tasarı değil bu. Bir yıl sonra hayata geçecek türden.
*
- Sorudan kaçmıyor. Her türlü soruya açık. Özgüveni yüksek yani.
*
- Kendisini dinlerken “Acaba neden başka isimler Tarım ve Orman Bakanlığı yaptı, neden ta en başta Vahit Bey bu göreve getirilmedi?” diye sormadan edemiyor insan.
AYNI BEN
YEMEKSEPETİ’nin kurucusu Nevzat Aydın, Dünya Kupası için Katar’a gitmiş.
Desteklediği takımların formalarını giyerek statlarda tezahürat yapmış.
Fakat gelin görün ki...
Nevzat Aydın’ın formasını giyerek desteklediği takımların tümü, kupadan birer birer elenmiş.
*
Hahahaha!
Haberi gördüğüm anda “Bu adam aynı ben” dedim.
Çünkü bende de vardır böylesi bir uğursuzluk.
KORKU FİLMLERİNE DADANMAMIN YOL AÇTIĞI ŞEYLER
- O kadar alıştım ki her türden korkutma efektine... Artık hiçbir tıkırtı beni korkutamıyor.
*
- Aynaya baktığımda inceden bir karartı ya da hayaletimsi bir şekil belirmemişse rahatlıyorum.
*
- Çok fazla neşeli ve çok fazla enerjik olduğum zaman, “Kesin az sonra tehlikeli şeyler olacak” diyorum.
*
- Kırsal kesimde büyük ve eski bir ev gördüğümde, “Burada amma hayalet vardır ha” demeden edemiyorum.
*
- Çok bilmiş, süper ukala, müthiş lafazan ve de gözlüklü çocuklara hep kuşkuyla bakıyorum.
MAHALLE DAYANIŞMASININ KRALININ DÖNDÜĞÜ ALANLAR
- ENTEL SİNEMACILAR: Yok böyle dayanışma. Haksız da olsa arkadaşlarını acayip kolluyorlar.
*
- SÜLEYMANCILAR: Çelik çekirdek gibiler. Hiçbir sızıntıya izin vermiyorlar. Kol kırılıyor, yen içinde kalıyor.
*
- CİHANGİR: Birbirlerine öyle bağlılar ki... Aralarından biri saçmalık yapsa, “Ay çok şeker” diyorlar.
*
- DERGİCİLER: Çok eski ve çok köklü bir dergi etrafında toplanmış olanların dayanışması, göz yaşartıcıdır her zaman.
*
- 90’LARIN LİBERALLERİ: Bunlar öyle bir dayanışma içindeler ki... Liberalizm “Ben artık yokum” dese bile dayanışmalarını sürdürebiliyorlar.
*
- OYUNCU GRUPLARI: Gruplarında yer almayan oyuncuyu oyuncu saymıyorlar, gruplarında yer alan oyuncuya ise Marlon Brandon muamelesi çekiyorlar.
*
- MEDYATİK YAPILANMALAR: Belli gazeteci gruplarının oluşturduğu yapılanmalar. Gizliden, derinden bir kollama ve dayanışma vardır bu yapılarda.
*
- OKULCULAR: Meşhur liselerin mezunlarının oluşturduğu ekipler. Bunlardaki mahalle dayanışması müthiştir.
*
- ESKİ MÜCADELECİLER: Bu akımdan ayrıldıkları ve her biri başka yöne savrulduğu halde bunlar birbirlerini öyle bir tutarlar ki... Yoktur böyle bir tutmak.
