Türkan’ın ordusu

HADİ gelin hep birlikte bir “Türkiye hayali” kuralım:

Haberin Devamı

-  Başörtüsüne “tehlikeli materyal” muamelesi yapıldığı...
-  Bazı siyasetçilere “Muhtar bile olamazsın” manşetlerinin atıldığı...
-  “İsmailağa” için “çok tehlikeli bir örgütsel yapı” muamelesinin çekildiği...
-  Savcıların laikliği koruma adına kör karanlıklarda baskın üstüne baskın düzenlediği...
-  Polisin “irticacı örgütler” operasyonlarına imza attığı...
-  Taşgetiren’lerin, Dilipak’ların suçlarını dahi bilmeden aylarca Silivri’de tutuklu kaldığı...
-  Fethullah Gülen’in “tek kişilik silahlı terör örgütünün her şeyi” ilan edildiği...
Bir Türkiye...
Hadi gelin böyle bir “ortam”, böyle bir “düzen” hayal edelim.
* * *
İşte böyle bir Türkiye’de...
Diyelim ki...
Cevval bir gazeteci, polis içindeki güya “Türkancı” yapılanmayı ifşa etmek maksadıyla “Türkan’ın Ordusu” diye bir kitap yazmaya kalktı.
Ve bu kitap...
-  Daha basılmadan toplatıldı.
-  Henüz kitap olarak basılmadığı için örgütsel doküman kapsamında değerlendirildi.
-  Yayınevine polis baskını yapıldı.
-  “Kim ki elinde bu kitaptan bulundurur, kendisini İslamcı terörist ilan ederiz” diye meydan okundu.
* * *
İşte böyle bir Türkiye’de ben...
-  “Belki de işin içinde başka bir iş vardır” diyenlerin yanında değil, “Bu kitabı bin imzayla basalım” diyenlerin yanında hizalanırdım.
-  “Bırakalım yargı karar versin” diyenlerin yanında değil, “Böyle saçmalık olmaz” diyenlerin yanında yer alırdım.
-  “Türkan Saylan hakkında bir sürü kitap çıkıyor, onlar niye yasaklanmıyor?” diyenlerin yanında değil, “Kitaba terör materyali muamelesi yapılamaz” diyenlerin yanında saf tutardım.
-  “O kitabı kim yazdırdı?” diyenlerin yanında değil, “Kim yazdırdıysa yazdırdı, bir kitabın, daha basılmadan yasaklanması söz konusu olamaz” diyenlerin yanında olurdum.
-  “İrticacılara koz verildi, iyi olmadı” diyenlerin yanında değil, “Maça kızı mı oynuyoruz mübarekler?” diyenlerin yanında saf tutardım.
-  “Bu kitap Türkan Saylan’ı sevenleri rencide etti” diyenlerin yanında değil, “Böyle bir gerekçeyle basılmamış kitaba polis baskını yapılır mı?” diyenlerin yanında olurdum.
-  “İrticacılar gidip Avrupa’ya, Amerika’ya Türkiye’yi şikâyet ediyorlar” diyenlerle değil, “Böyle bir yasağı dünyanın her yanında anlatanlar” ile birlik olurdum.

Haberin Devamı

Ekrem Dumanlı’ya bir mektup daha

Haberin Devamı

SEVGİLİ Ekrem Dumanlı...
Açık konuşacağım:
Benim derdim...
Ne Fethullah Gülen’dir, ne de “Cemaat”.
Sonuna kadar örgütlenin, sonuna kadar mücadele edin, sonuna kadar okullar açın, sonuna kadar kitaplar çıkarın, sonuna kadar dünyaya “Gülen Hareketi”ni anlatmak için çaba sarf edin.
Yanınızdayım. Sonuna kadar.
* * *
Ama Ekrem Dumanlı...
Bilmem farkında mısın?
Sen bir süredir, bizlerden “Cemaat”in haklarının korunması için, özgürlükleriniz için yanınızda olmamızı talep etmiyorsun.
Hatta bundan vazgeçmiş durumdasın.
Sen artık hepimizden, “Basılmamış bir kitabın yasaklanması” olayına alkış tutmamızı istiyorsun.
Sen artık bizden “Ahmet teröristtir” dememizi, “Nedim teröristtir” dememizi, “Hanefi teröristtir” dememizi, “Soner teröristtir” dememizi istiyorsun.
Sen artık bizden yazılmış ama basılmamış kitaplara “terör örgütü propaganda materyali” muamelesi yapmamızı talep ediyorsun.
Sen artık bizden, “Abartmayalım... Radikal Gazetesi basılmadı, sadece iki polis memuru, bir kitap hakkındaki yayın yasağını tebliğ etmeye gitti” dememizi istiyorsun.
Böyle yapmadığımız takdirde de elindeki bütün yaftaları suratımıza yapıştırıyorsun:
“Gülen düşmanı” diyorsun, “Cemaat düşmanı” diyorsun, “Kara propagandacı” diyorsun, “Operasyoncu” diyorsun, “Cunta aklayıcı”, diyorsun, “Dezenformasyoncu” diyorsun, hatta “Ergenekoncu” bile diyorsun.
* * *
Bilirsin ama ben yine de söyleyeyim Ekrem Dumanlı...
Ben öyle her taşın arkasında Fethullah Gülen arayan komploculardan, “Gülen Hareketi”ni abarttıkça abartanlardan değilim.
“İmamın Ordusu” adlı kitaba da bir “değer” atfetmiyorum, kim bilir, belki de beş para etmez bir kitaptır.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Fethullah Gülen düşmanı değilim, “Cemaat” düşmanı hiç değilim.
Eğer ille de bir “düşmanlık” arıyorsan, söyleyeyim:
- Ben basılmamış kitaba yapılan polis baskınının düşmanıyım.
- Ben yayınevi baskınına kılıf bulmanın düşmanıyım.
- Ben polis raporlarıyla, savcı mütalaalarıyla kitapların yasaklanabilir olmasının düşmanıyım.
- Ben kitap yazarlarına “azılı terörist” uygulaması yapılmasının düşmanıyım.
- Ben bütün bu itiş kakış arasında özgürlüğümün yok edilmesinin düşmanıyım.
- Ben basılmamış kitabı yasaklamak gibi polis devletinde bile akla gelmeyecek bir uygulamanın düşmanıyım.
* * *
Yani demem o ki Ekrem Dumanlı...
Genelleştirerek kullandığın yaftalar bana pek uymuyor.
Bir zahmet benim için ayrı bir “yafta” bulabilir misin?

Haberin Devamı

Takılıyoruz işte

-  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Gana’da verdiği paçası sıvalı poz ile George Clooney’in Como Gölü’nde verdiği pozlar arasında benzerlik kuran var mı?
-  Sizce de Muharrem İnce’de “yatılı mektep talebesi boşvermişliği” ile “romantik edebiyat öğretmeni duyarlılığı” at başı gitmiyor mu?
-  Melih Gökçek’teki mücadele azmi, rakibi ezme potansiyeli, muzırlık yapma güdüsü ne zaman biter sizce?
-  Herkes Başbakan Erdoğan’ın zindelik formülünün peşinde... “Kestane balı” imiş onun formülü... Peki Egemen Bağış ne yapıyor? Ya Bülent Arınç? Ertuğrul Günay mesela?
-  Neden benim sevgimi “Ben de adayım” diyenler değil de “Ben artık aday olmayacağım” diyenler kazanıyor?
-  Bir arkadaşın, “İbrahim Tatlıses ‘Süperim süper’ diye demeç vermiş... Eleştiri serbest yani...” demesi karşısında siz olsanız ne yapardınız?
-  Biz başka türlü darbe planlarıyla uğraşırken Galatasaray’da Adnan Polat’a karşı darbe yapılması kaç puan?
-  Siz de benim gibi Monica Bellucci ile Yılmaz Erdoğan ailesinin gazetelere yansıyan kankalık fotoğraflarını görmekten fena halde usandınız mı?
-  Sanırım siz de Deniz Baykal’ı yakın markaja alan sarışın kadın adayı görünce “Eyvah!” demişsinizdir.

Yazarın Tüm Yazıları