OLAYLARIN ORTASINDA KALAN AHMET HAKAN’IN TEŞVİKİYE’DEN 1 MAYIS İZLENİMLERİ...
BU HARDAL BAŞKA HARDAL
Teşvikiye kafelerinde kızarmış patatesin yanında sunulan hardal sosuna alışkın olan semt ahalisi, bu kez sokaklarda hardal gazıyla tanıştı... Boğazlar yandı, gözler yaşardı... Yüzleri kırmızı maskeli göstericiler ile tam donanımlı polisler arasında kalan Teşvikiyeliler, ne yapacaklarını şaşırdılar.
HERKESİN TAVRI FARKLI
Teşvikiye Meydanı’ndan ünlü izlenimleri: Olayların arasında kalan fotoğraf sanatçısı Bennu Gerede, sekiz çocuğundan ikisini kaptığı gibi evine doğru koşuyor... Gerede’nin yaşadığı panik, İkinci Dünya Savaşı filmlerindeki manzaraları andırıyor... Nuray Mert, izlenim toplamak amacıyla evinin camında... Fakat o da ne? Gaz bombaları Nuray Mert’i de etkilemesin mi? Mansur, evinin penceresinden "Bizibozmaz" için cep telefonuyla olay yeri fotoğrafları çekerken, beleşe haber derlemenin keyfini çıkarıyor... Hatemi ailesi, yani Hüseyin ve Kezban Hatemi çifti, bir yandan balkondan olayları izliyorlar, bir yandan da olayın hukuki durumunu tartışıyorlar... Semtin diğer ünlüleri ise ihtiyatı elden bırakmamış: Kimi Bodrum’da, kimi Alaçatı’da...
SİPERLERE DAYANDIK
Saat: 10.00... Teşvikiye’de son durum: Sokak çatışmaları sürüyor... Hüsrev Gerede Caddesi ateş hattında... Salomanje’de şimdilik durum sakin... Polis Vakko’nun önünde barikat kurmuş durumda... Göstericiler Beymen Brasserie’nin önünde toplanmış durumda... Nişantaşı City’s tehlike altında... Semt ahalisinin kulaklarında alışılmadık bir marş: "Gün doğdu hep uyandık / Siperlere dayandık"...
ÖFKENİN HEDEFİ BİZİM KAFE
Göstericiler, meydandaki "The House Cafe"nin yanına kadar ulaştılar... Ellerinde taşlar var ve kararlı görünüyorlar... İşte ilk çözülme başladı: Kafenin soğukkanlılıklarıyla ünlü daimi müşterileri, apar topar olay yerini terk ettiler... Ve işte şimdi de göstericiler, "kapitalizmin sembolü" olarak gördükleri kafeye saldırmaya başladılar... Kafenin kapısındaki "The" sözcüğü atılan taşlar sonucu yere düştü... Masalar kırıldı... Cam, çerçeve yere indi... Tahribatın büyümesini olay yerine doğru koşturan polisler engelledi... Kafenin önünde artık polis barikatı var...
KEPENKLER İNDİ
Sabahın erken saatlerinde işyerlerini açan Teşvikiye esnafı, bir anda Diyarbakır esnafının ruh haline bürünüyor... Başta hiç kapanmayan "Monopol Büfe" olmak üzere bütün işyerleri birer birer kepenk kapatıyor... Böylece ortaya "Nevruz’da Diyarbakır" görüntüsü çıkıyor...
SINIFININ BİLİNCİNDE OLMAYANLAR
Semtin bazı solcu kızları, göstericilere tam destek veriyorlar... Bazıları işbirliği bile yapıyor: Göstericilerin kafelerin tuvaletlerinden yararlanmasına yardımcı olmak gibi... Buna karşın semtin emekçileri, yani apartman görevlileri, manavlar, boyacılar, polisten yana... Göstericilerin nereye kaçtıklarını falan söylüyorlar polise... Kısacası: Kimse sınıfının bilincinde değil!
BİR CESUR YÜREK
Eylemciler, Hüsrev Gerede Caddesi’nde en büyük tahribatı bir banka şubesine vermiş durumdalar... Herkes bu olayı, "aşırı sol akımların banka alerjisi" diye yorumlarken işin aslı çok sonra öğreniliyor: Meğer bankanın bulunduğu Erbil Apartmanı sakinlerinden bir "cesur yürek", evinin penceresinden göstericilere "Böyle kırıp dökerek bir yerlere varamazsınız" diye bir diskur çekmeye kalkmış... Göstericilerin bu diskura yanıtı, apartmanın altındaki bankaya saldırmak olmuş...