Paylaş
“Tek parti devrinde milli içkiyi bira olarak belirlediler”.
Ardından da ekliyor:
“Halbuki milli içki ayrandır”.
*
Olay şu:
Eğer Başbakan’ın verdiği bilgi doğruysa 1930’lardaki ‘Tek Parti’ yönetimi, milli içkiyi ‘bira’ olarak belirlemiş.
2013 yılında ise dönemin ‘Tek adamı’ olan Erdoğan, milli içkiyi ‘ayran’ olarak belirlemiş durumda.
İkisi arasında…
Yüz yıla yaklaşan farkı saymazsak pek fark kalmıyor.
Birinde yönetim milli içkiyi belirleme hakkını kendinde görüyor, diğerinde Tayyip Erdoğan milli içkiyi belirleme hakkını kendinde görüyor.
*
2013 yılının ‘Tek Adam’ı milli içki konusunda seçimi yapmış durumda.
Çay demiyor, kahve demiyor, şerbet demiyor, şalgam demiyor, limonata demiyor, kımız hiç demiyor.
Ya ne diyor?
Ayran diyor.
Anket var mı? Yok… İstişare var mı? Yok… Sorma soruşturma var mı? Yok… Referandum var mı? Yok… Demokratik süreçlerin işletilmesi var mı? Yok…
Peki ne var?
Racon kesme var.
Bir içeceğin ‘milli içki’ olarak belirlenmesi sorununa hiç girmiyorum bile…
*
İyi de biz ‘Tek Parti Dönemi’ne neden karşıydık?
Tek adamın belirlediği şeyler kafamıza uymadığı, belirlenen şeylerden memnun olmadığımız için mi karşıydık?
Yoksa her şeyin tek bir adam tarafından belirlenmesi hadisesine mi karşıydık?
Bir deyiverin hele…
‘Milli içki’nin yol açtığı sorular ve sorunlar
Başbakanımız milli içkimizi belirleme yetkisini kendinde gördüğüne göre…
Şu soruları da cevaplamalıdır:
-Milli yemeğimiz hangisidir?
-Türk kahvesi bizim milli neyimizdir?
-Şalgam Adana’nın, şıra Bursa’nın, limonata Nişantaşı’nın milli içeceği midir?
-Milli giysimiz var mıdır, varsa nedir?
-Milli tatlımız baklava mıdır?
-‘Maklube’ adlı cemaat yemeği milli midir, gayri milli midir?
-Milli parfümümüz var mıdır? Alkolsüz falan…
-Ülker’in Godiva’sının likörlü çikolataları için “kökü dışarıda”
diyebilir miyiz?
-Çay üvey
evlat mıdır?
-Kaçak çay üveyin de üveyi midir?
-Milli sporumuz güreş midir? Futbol neyimizdir o zaman?
-Milli gazetemiz ‘Milli Gazete’ midir?
-Kürtlerin ayrı bir milli içeceği var mıdır, varsa hangisidir?
-Yoksa Kürt ulusunun milli içeceği ile Türk milletinin milli içeceğini bize kimse eşit gösteremez mi?
-Söyler misiniz Melih Gökçek bizim milli neyimizdir?
-Cacık için
ne denilecek?
-“Benim milli içkim rakıdır” diyenlere ‘bölücü’ denilecek mi? Yoksa “herkesin milli içkisi kendine” mi denilecek?
-Rakıyı Yunan’a versek, he der misiniz?
-Ayranı Türk gençliğine emanet edecek misiniz?
5 maddede bütün kötülüklerin anası olan yıllar
BİR: Öyle sanıyorum ki Başbakan’ın elinde bir liste var. Listenin başlığı: “Cumhuriyetin ilk yıllarının insanlara yaptığı fenalıklar”. Epey kabarık bir liste bu… Başbakan ne zaman gündemi şöyle bir allak bullak etmek istese listeden bir maddeyi ‘güm’ diye bırakıyor milletin ortasına ve başlıyor gümbürtü.
*
İKİ: Başbakan Erdoğan, 10 yıllık devri iktidarı boyunca o kadar çok salladı ki ‘Cumhuriyetin ilk yılları’na… İşin aslını faslını bilmeyenler, ‘Cumhuriyetin ilk yılları’nın yüzyıllar boyu sürdüğünü zannetmeye başladılar… Öyle ya! Onca kötülük ve fenalık, ancak yüzyıllara sığabilir!
*
ÜÇ: Eski statüko döneminde bizim ‘İnkılâp Tarihimiz’, her şeyi ‘bembeyaz’ gösteren bir tarihti… Başbakan’ın yeniden yazmaya çalıştığı ‘İnkılâp Tarihi’ ise her şeyi ‘simsiyah’ gösteren bir tarih… Kısacası ‘Bir asrısaadet olarak Cumhuriyetin ilk yılları’ anlayışından ‘Bir zulüm dönemi olarak Cumhuriyetin ilk yılları’ anlayışına doğru savruluyoruz. Ortasını bulamayacağız galiba…
*
DÖRT: Cumhuriyetin ilk yılları… Ne yıllarmış ama! Düşünsenize: Her bir uygulaması, 2013 yılında gündemi ‘tak’ diye değiştirmeye muktedir… 2013 yılının gündemi ne olursa olsun, yeter ki ‘Cumhuriyetin ilk yılları’ndan herhangi bir uygulamayı söz konusu edin… Anında ortalığı karıştırabilirsiniz…
*
BEŞ: ‘Ekmeğin karneyle satılması’ tartışması yapıldı. ‘Aşık Veysel’in Ankara’ya sokulmaması’ meselesi ele alındı… ‘Camilerin ahır yapılması’ sorunuyla meşgul olundu… ‘Çocuklara süt yerine bira içirilmesi’ meselesi tartışılıyor. Sanmayın ki her şey bitti: Başbakan’ın elindeki listede daha çok madde var… Yeter ki sizin ortaya atılanın üzerine atılma heva ve hevesiniz sönmesin.
İşte biz o gün uyanmış oluruz
-“Her kürtaj bir Uludere’dir” dendiğinde… “He canım, aynen öyledir” deyip Uludere duyarlılığımızı sürdürürsek…
-“Beyaz ekmek şöyledir, siyah ekmek böyledir” dendiğinde... Hiç itiraz etmeyip “haklısın” deyip esas gündeme odaklanırsak…
-“Sezaryen olmaz” denildiğinde… “Tamam abi olmaz” diye olayı kabullenmiş gözüküp gizlenmek istenen gündemi açıkta tutmak için uğraşırsak…
-“Benim atalarım at sırtında yaşadı” dendiğinde... “Benim atalarım da öyle yaşadı” diye cevap verip asıl mevzuya dönersek…
-“Şarap içme, üzüm ye” dendiğinde… “Tamam, sen kafanı yorma” deyip temel meselelere yönelmeyi başarırsak…
-“En az üç çocuk, üç de yetmez beş çocuk” dendiğinde… “Yeter ki sen iste baba” deyip hakiki dertlerimize odaklanmayı başarırsak…
-“Milli içkimiz ayrandır” dendiğinde… Bir iki şaka yapıp “süreç / çekilme” konusuna yeniden abanırsak…
İşte biz o gün uyanmış oluruz.
Paylaş