Paylaş
“Antalya turizmin başkenti... Yılbaşı geliyor. Bir tek caddenin süslendiğini gördünüz mü? Müslümanız ama turizmden kazanıyoruz.”
*
Bu sözler Hürriyet’in dünkü manşetine şöyle yansıdı:
“Yılbaşı isyanı.”
*
Bu açıklamanın ardından Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel şöyle dedi:
“Yılbaşına daha vakit var. Biz Antalya’yı her zaman olduğu gibi yine süsleyeceğiz. Yılbaşında Mustafa Ceceli konseri var. Bizim yılbaşına yasak getirmemiz söz konusu değil. Ama işadamları sponsor olsunlar, Antalya’yı yılbaşında daha fazla süsleyelim.”
*
Bu açıklamayı duyan Fettah Tamince, Menderes Türel’i aradı.
Ve şöyle dedi:
“Ben sponsorluğa hazırım. Bana göstereceğiniz yerlerin süslenmesini yapabilirim.”
*
Menderes Türel de iki yer gösterdi Tamince’ye:
Kale Kapısı ve Cumhuriyet Meydanı...
*
Menderes Türel’den öğrendiğime göre...
Diğer işadamlarına da başka bölgeler verilecek.
*
Kısacası...
Fettah Tamince’nin çıkışı ile Hürriyet’in bu çıkışı manşet yapması, bir hayra vesile oluyor.
Antalya bu yılbaşı ışıl ışıl olacak.
*
Fettah Tamince ile bir görüşme yaptım dün.
Söyledikleri şunlar:
-Ben o değerlendirmeyi Menderes Türel’i eleştirme adına yapmamıştım. Hep beraber bir şeyler yapma adına yapmıştım.
-Kaldı ki yılbaşlarında Antalya’nın yeteri kadar süslenmemesi sadece Menderes Türel döneminde yaşanan bir olgu değil. Türel’den önceki CHP’li başkan da bu konuda yeterli adımları atmadı. Biz işadamları olarak da bir şey yapmadık, yapmıyoruz.
-Yerel yönetimler adım atmıyor, biz atmıyoruz ve sonuç bu oluyor.
-Ben aslında bir özeleştiri yaptım.
-Neyse ki bu tartışmanın ardından şimdi hep beraber Antalya’yı süsleme yarışına giriyoruz. Ben iki bölgeyi süsleyeceğim. Diğer otelci arkadaşlarla da konuşacağım, onlar da üzerlerine düşeni yaparlar. Kısacası bu işi bir yarışa dönüştüreceğiz.
-Yılbaşı süslemelerinden kaçınmanın nedeninin kültürel ve ideolojik olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsa yılbaşı süslemelerinde Dubai etkin olmaz. Gittiğinizde kapıda başörtülü kadın polislerin karşıladığı Dubai’nin Palmiye Adası’nda geçen yılbaşında dünyanın en büyük havai fişek gösterisi düzenlendi.
Menderes Türel’e iki soru/iki cevap
ÇARŞAMBA Sohbetleri’nde Menderes Türel’le konuşmuştum.
*
Okurlardan Menderes Türel’e ilave iki soru geldi.
O iki soruyu sordum kendisine.
*
İşte o iki soru ve iki cevap:
*
-OKURLARIN SORUSU: Kadınlar Plajı’nı protesto etmek amacıyla üstsüz güneşlenen kadınlar için “CHP’li” demişsiniz. Allah aşkına nereden anladınız o kadınların CHP’li olduklarını?
-MENDERES TÜREL’İN CEVABI: Bu kişilerin kimlikleri, kişilikleri belli... Onu deşifre etmek bize yakışmaz. Bu kişiler plajın restoranına da üstsüz bir şekilde gidiyorlar, o restoranda yemek yiyorlar. Bizim görevli arkadaşlar da müdahale ediyorlar. “Deniz kıyısında neyse de restoranda olmaz” diyorlar. Onlar da “Biz CHP’liyiz, bize karışamazsınız” diyorlar. Görevli arkadaşlar da müdahalede bulunmuyor. Şu sırada CHP’li kadınlar beni protesto etmek için belediyenin kapısına gelmişler. Neyi protesto ediyorlar, anlamıyorum. Üstsüz güneşlenmeye mi karşılar? Eğer böyleyse çıkıp söylesinler, “Biz üstsüz güneşlenmeye karşıyız” diye.
*
-OKURLARIN SORUSU: Tayyip Bey’in bir Fazıl Say konserinde üç kez “bis” yaptırdığını söylediniz. Hangi eser üzerine “bis” yaptırdığını söyler misiniz?
-MENDERES TÜREL’İN CEVABI: Aradan 7 yıl geçti. Nereden hatırlayayım! Türk Toplulukları toplantısı vardı Antalya’da... İlham Aliyev de vardı yanında. Hanımefendiler de... Belki Fazıl Say hatırlar, ben hatırlamıyorum.
Bütçe tartışmalarına uzaktan bir bakış
TA çocukluk günlerimden beri Meclis’teki bütçe görüşmelerine fazlasıyla meraklıyımdır. Orta mektep dönemim rahmetli Erbakan’ın ayar üstüne ayar verdiği tarihi konuşmaları karşısında heyecanlanarak geçmiştir.
*
Biraz da o eski günlere duyduğum özlemle...
Kuruldum televizyonun karşısına...
Ve başladım Meclis’teki tartışmaları izlemeye...
*
İzlerken tuttuğum notları paylaşıyorum:
*
-Devlet Bahçeli önündeki konuşma metnini, okuma yarışmasına katılan talebe heyecanıyla okuyunca... Kurşun gibi, mavzer gibi sözleri de hedefine ulaşamadı.
*
-Bahçeli’nin “hitabet sorunu” diye bir sorunu var. Bu sorun nedeniyle belki de yapması gereken bütçe görüşmelerinde kürsüyü hitabeti güçlü bir MHP’liye bırakmak.
*
-Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince... Birkaç yıldır bütçe görüşmelerinde kendini aşan konuşmalar yapıp harikalar yaratıyor.
*
-Son konuşması da iyiydi. İnsan bu performansı görünce... “Neden her konuşması bu çapta olmuyor” diye düşünmeden edemiyor.
*
-Ahmet Davutoğlu’nun ilk bütçe sınavından geçtiğini söyleyebilirim. Polemikse yaptı polemiği... İlgiyi çekmekse çekti ilgiyi... Halkın anlayacağı dilden konuşmaksa başardı bunu... Ama tabii sonuçta bir Tayyip Erdoğan değil.
*
-Davutoğlu’nun iki handikabı var: BİR: “Biz yapıyorsak siz de yapmıştınız” anlamına gelecek bir tarzda Kılıçdaroğlu’nun bürokratlık dönemine ait konuları gündeme getirmesi... İKİ: Türkiye’den çok Mısır’dan, Suriye’den söz etmesi...
*
-Bir de şu var: “Darbeci” suçlaması daha ne kadar prim yapacak? CHP “Biz darbeci değiliz” diyecek, Davutoğlu “Hayır, darbecisiniz” diyecek... Bu nereye kadar böyle devam edecek?
*
-HDP adına konuşmayı Selahattin Demirtaş yapmalıydı... İşte o zaman bütçe maratonunda HDP de devreye girmiş olurdu. HDP bu mühim fırsatı kaçırmış oldu.
Paylaş