Paylaş
Ben zannediyordum ki sağduyuyla, akılla, mantıkla tartışılacak.
*
Ama o da ne?
Cepheler oluşmuş. Yumruklar sıkılmış.
Kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes bir ağızdan bağırıyor.
Karşılıklı konuşma yok, bağırma var.
Yasayı tartışma yok, slogan atma var.
*
İktidar tarafı sadece sokak hayvanlarının mağduru olan vatandaşlarımızdan söz ediyor.
Muhalefet tarafı ise sadece “sokak hayvanlarını öldüremezsiniz” diye haykırıyor.
*
Sanki hem mağdur vatandaşlarımızın durumunu dikkate almak hem de sokak köpeklerine merhamet perspektifinden yaklaşmak mümkün değilmiş gibi bir hava.
*
Sayın Meclis.
Pazartesi yasayı görüşmeye devam edeceksiniz.
Lütfen pazartesiye kadar sakin olmaya çalışın.
Lütfen pazartesi günü bağırmadan konuşun, birbirinizi dinleyin.
Sıkılı yumruklarınızı gevşetin.
*
Hem sokak köpeklerinin mağduru olan vatandaşlarımızı hem de sokak köpeklerinin yaşam hakkını dikkate alan bir çözümün peşinden koşun.
Sizden istediğimiz budur.
Sizden beklentimiz budur.
TEV GECESİNE YUNAN ŞARKICIYI ÇAĞIRIYORSAN
TEV’in Çeşme’deki gecesine Yunanistan’ın popüler şarkıcılarından Despina Vandi de davet edilmiş. Despina Hanım da “Sahnede Türk bayrağı var, Atatürk posteri var. O nedenle çıkmıyorum sahneye” demiş.
*
TEV ne demek? Türk Eğitim Vakfı demek.
Böyle bir vakfın düzenlediği gecede...
- Tabii ki koskocaman bir Türk bayrağı olacak.
- Tabii ki koskocaman bir Atatürk posteri olacak.
*
Böyle bir geceye Yunanistan’dan şarkıcı getiriyorsan...
O şarkıcıya en başta şöyle diyeceksin:
*
“Bak bacım. Biz bu tür etkinliklerimizde kocaman Türk Bayrağı asarız, Atatürk posterini ihmal etmeyiz. Sizin Yunanistan’ın fanatikleri çoktur. Senin başına bela olabilirler. Eğer baş ederim, hiç mühim değil diyorsan gel. Yok, baş edemeyeceksen hiç gelme.”
*
Eğer TEV, en başta böyle bir izan gösterseydi...
O Yunan şarkıcının böyle bir artistlik yapmasına imkân verilmemiş olurdu.
DESPİNA
Despina Vandi ismini görünce aklıma hemen Attila İlhan’ın güzelim şiiri “Karantinalı Despina” şiiri geldi.
*
Öyle çok severim ki bu şiiri, hemen açıp okudum:
*
“Bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına / çıktı mı deprem sanırdın ‘kara kız’ kantosuna / titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan / Muammer Bey’in gözdesi karantinalı Despina.”
BİR ÇÖZÜMCÜ YAKLAŞIM ÖRNEĞİ
CHP’li bir yetkili, sokak hayvanlarıyla ilgili şöyle bir açıklama yapmış:
*
“Hiçbir CHP’li belediye, sokak köpeklerine ötanazi uygulamayacak.”
*
Bu çözümcü bir yaklaşım değil. Bu ‘inadınacı’ bir yaklaşım.
*
Oysa çözümcü yaklaşım şöyle olmalı:
*
“CHP’li belediyeler, hem hiçbir vatandaşımızın sokak köpeklerinden mağdur olmamasını sağlayacak çalışmalar yapacaklar hem de sokak köpeklerine ötanazi uygulamayacaklar.”
SARIGÜL’LE KAFA BULMAK
Espriler, şakalar, komiklikler falan.
Sosyal medya denilen çöplük, bunlarla dolu.
*
Sanki “en rezil Sarıgül şakasını kim yapacak” diye yarışma var.
Herkes sıraya girmiş.
*
Sosyal medyada paylaşıyorlar buldukları şakayı.
Bununla yetinmeyip bir de WhatsApp’tan mesaj olarak yolluyorlar.
*
Mecbur açıp bakıyorum. Hiç gülmüyorum. Eğlenceli de bulmuyorum.
Düzeysiz, rezil şeylerle karşılaşanların yaptıklarını yapıyorum: Yüzümü buruşturup geçiyorum.
BU MODAYA BAKALIM BİZDE İLK KİM UYACAK
ABD’de bir moda başlamış.
Kulağa beyaz bandaj atma modası.
“Hepimiz Trump’ız” der gibi.
*
Sağ kulağa takılan beyaz bandajlara bakarken...
İçimden şöyle dedim:
*
“Acaba bizde bu bandajı takacak kadar Trumpçı olan kim vardır?”
KİMLER NASIL HİTAP EDİYOR
- LİSE ARKADAŞLARI: Oğlum var ya.
- MUHAFAZAKÂRLAR: Muhterem. Mübarek.
- SABIRLI ENTELEKTÜELLER: Bak güzel kardeşim.
- YALÇIN BAYER: Naber Co.
- İŞ ARKADAŞLARI: Müdür bir çay söylesene.
- SUAVİ: Nasılsın dost.
- DUBLAJ SEVERLER: Hey adamım!
- MÜBALAĞALI İÇTENLER: Aşkısı... Canısı...
- MELİK YİĞİTEL: Sevgili Ayşe. Sevgili Ece.
- HEMŞERİCİLER: Toprağım.
- KAVGAYA GİRİŞECEKLER: Sen bir baksana arkadaşım.
- RACONCULAR: Kardeşim.
- AYARSIZ İLTİFATÇILAR: Nasılsın güzellik?
İNSANLIĞIN AKLINI AŞAĞILIYORLAR
Trump’a yapılan suikastın arkasında İran varmış.
ABD’de koca koca adamlar, ciddi ciddi bunu söylüyorlar.
*
İnsanlığın aklıyla alay etmek değil bu.
İnsanlığın aklını resmen ve alenen aşağılamak.
Paylaş