Sezer’in dikkatine: Ilımlı İslam Cezayir’de

CUMHURBAŞKANI Sezer, geçtiğimiz günlerde ‘Ilımlı İslam Projesi’nin ne kadar tehlikeli bir proje olduğunu anlatırken şöyle demişti:

Deneyimler gösteriyor ki ılımlı İslam uygulamaları, köktendinci rejimlere yol açmaktadır.

Dünyanın neresinde ılımlı İslam uygulaması nedeniyle köktendinci bir rejim ortaya çıkmıştır?

İnanın bilmiyorum.

Ancak Cezayir’de, Sezer’in iddiasının tam tersi bir duruma tanık oldum.

***

Cezayir, bundan 10 yıl önce, katı laiklik uygulamalarının ardından ‘laik-İslamcı gerilimi’nin had safhaya ulaştığı bir ülkeydi.

Radikal İslamcıların seçim başarısının ardından gelen askeri darbe, yüz bin kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı olaylara neden olmuştu.

Ve bugün...

Darbe sonrası ‘laik’ Cezayir hükümeti, ‘radikal İslamcı’ hareketin önünü tamamen kesmek amacıyla ‘ılımlı İslam’a yeşil ışık yakmış durumda.

Mesela İslami mesajlar, devlet katında sık sık kullanılıyor...

Ülkede türban diye bir sorun yok.

Tarikatlara müsamaha gösteriliyor.

Demek ki neymiş?

Cezayir’de ılımlı İslam uygulamalarıyla ‘radikal İslam’ın önü kesiliyor...

Yani Cezayir, Sezer’in iddiasını çürüten bir pratiğe imza atıyor...

Cezayir’de her yer Fransız Sokağı

NİHAYET Türküm’ denildiğinde memnuniyet havasının doğduğu bir ülkedeyiz. Yıllarca Osmanlı egemenliği altında yaşamış Cezayirliler, Osmanlı’nın ardından yaşadıkları Fransız işgalinin acı hatıralarının etkisiyle Türkleri arar olmuşlar. Türk sempatisinin nedeni bu...

Cezayir’deki Fransız hakimiyeti, bir milyon kişinin öldüğü savaşın ardından 1961’de son bulmuş ama Cezayir’deki Fransız etkisinin sona erdiğini söylemek mümkün değil. Tablo şu: Cezayir’de hemen her şey Fransız usulü... Herkes Fransızca selamlaşıyor, Fransız yemekleri yiyor, Fransız müziği dinliyor. Bu nedenle Beyoğlu’ndaki Cezayir Sokağı’nın adını ‘Fransız Sokağı’na çevirenlerin gönlü rahat etsin. Çünkü bağımsızlık savaşı vermiş Cezayirliler bile, bu konuda herhangi bir duyarlılık geliştirmemişler.

Barbaros Hayrettin Paşa’nın ardından Cezayir’deki en popüler Türk lider Abdullah Gül... Bütün devlet yetkilileri Gül’e ‘Kardeşim Abdullah’ diye sesleniyor. Gül de bu sempatiden yararlanarak yeniden yapılanma aşamasındaki Cezayir’de, Türk işadamlarının büyük paylar elde etmesini sağlamaya çalışıyor.

Gül’ün gezisine katılan işadamları arasında dikkat çeken Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Baydok, bundan sonra Abdullah Gül’ün dış gezilerine katılma kararı aldıklarını söylüyor. Bu açıklama, ‘Bu bir hemşeri dayanışması’ saptamasının yapılmasına bile gerek bırakmıyor.

Neşet Ertaş’ın ‘Gönül Dağı’ adlı türküsünde geçen ‘Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez’ dizesi, Başbakan Erdoğan’ın milletvekillerinin gönlünü kazanmak için yaptığı konuşmada geçmişti. Bu dize, Gül’ün Cezayir gezisinde de gündeme geldi. Cezayir Dışişleri Bakanı’nın Gül onuruna verdiği yemekte, yerlerini beğenmeyen milletvekillerine ‘kalpten kalbe giden yol’ bir kez daha anımsatıldı.
Yazarın Tüm Yazıları