"Neden Rodos’u yazmıyorsun? Patron mu yasakladı? Yoksa suskunluk yemini mi ettiniz?"
Cevap veriyorum:
Ne suskunluk yemini söz konusudur, ne de bir yasaklama...
Yazmadım...
Çünkü...
Aydın Doğan başkanlığındaki Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Mehmet Y. Yılmaz, Fehmi Koru, Taylan Bilgel’den oluşan heyetin Rodos gezisinde, "enteresan" kaçacak bir olay olmadı...
Ne kılıçlarımızı kuşanıp Rodos mağaralarında şövalye yemini ettik.
Ne de maskelerimizi takıp masonik bir törenle herhangi bir mutabakat metni imzaladık.
Ancak yine de...
Hem şeffaf olmak, hem de "meraklıları" bir parça tatmin edebilmek için, 24 saatlik Rodos gezisinde konuşulanların oranlarını yazıyorum...
Buyurun:
BİR: Medyanın genel sorunları... Yüzde 15.
İKİ: Fehmi Koru’nun özel hayatı... Yüzde 20.
ÜÇ: Bayram namazı kaç rekattır, nasıl kılınır? Yüzde 5.
DÖRT: Rodos’taki Osmanlı izleri... Yüzde 10...
BEŞ: Rodos Türklerinin yaşadığı sorunlar... Yüzde 10...
ALTI: Ertuğrul Özkök’ün inanç dünyası... Yüzde 5.
YEDİ: Sedat Ergin’in laiklik konusundaki aşırı duyarlılığı... Yüzde 5.
SEKİZ: Taylan Bilgel ve ulusalcılık... Yüzde 5...
DOKUZ: Ahmet Hakan’ın bayram namazına geç kalması... Yüzde 5.
ON: Mehmet Y. Yılmaz ve Rodos’ta gece hayatı... Yüzde 5...
ON BİR: Ne olacak memleketin hali... Yüzde 15.
Kamer Genç’e hak vermek
HERKES gibi ben de "Kamer Genç" dendiğinde tebessüm ederim.
Çünkü Kamer Genç dendiğinde benim de aklıma...
Bir türlü söyleyemediği o atasözü, dilinin kemiksizliği, çiçek sulama eksersizleri, Meclis Genel Kurulu’ndaki tek kişilik şovları falan gelir...
Bütün bu talihsiz olayların beslediği imajdan dolayı Kamer Genç’in sözünün bir değerinin kalmadığının da farkındayım.
Tıpkı Zekeriya Beyaz’ın sözünün bir değerinin kalmadığı gibi...
Ama yine de...
Bütün bunlar, Kamer Genç’in geçen gün Meclis’te yaptığı "Meclis tuvaletlerinde abdest alınmamalı" çıkışını, "Sen ne saygısız adamsın yahu" diye karşılamamızı gerektirmez.
Çünkü...
Meclis tuvaletlerinde alınan abdest nedeniyle oluşan görüntülerin, en azından pek şık kaçmadığı ortada...
Oysa...
Dini hayat tezahürlerinin bir imrenme duygusu yaratması gerekir.
O halde...
Kamer Genç’e abdest çıkışı için "Ne saygısız adamsın" demek yerine...
Bir imrenme duygusunu nasıl yaratabiliriz diye düşünmek daha evladır diye düşünüyorum...
Fatih Terim’in tek eksiği
BİR: Yedek kulübesine sırtını dayaması müthiş artistik... Eli cebinde yürüyüşü süper... Yani bir "trip imparatoru" olarak duruşu tamam...
İKİ: Vatan sevgisi de göz yaşartıcı... Dünyanın en duygusal kampanya başlatıcısıdır o... Yani asıl işi dışındaki konularda performansı tamam...
ÜÇ: Amerikan filmlerindeki "Ailesi için her şeyi göze alan kahraman" edası da göz dolduruyor... Yani yumruğunu masaya vurması da tamam...
DÖRT: Geliri yerinde... Makam odası çok kocaman... Yani "İyi kazanan bir teknik direktör" olarak nitelenmek için her şeyi tamam...
Ancak...
Bir eksiği var Fatih Terim’in...
İşini iyi yapmıyor.
Adeviye Hanım örnek olamadı
DÜNKÜ yazımda Cumhurbaşkanı Gül’ün annesi Adeviye Hanım’ın baş örtme modelinin, "türban sorunu"nun çözümü için bir adım olabileceğini yazmıştım.
Yani...
"Türban yerine başörtüsü" formülü üzerinde durmuştum.
Ancak...
Dünkü yazıma gelen tepkilerden anlıyorum ki...
"Türbanlılar", model değişikliğine gitmek istemiyor.
Türban yasağı taraftarları ise, model değişse bile tutumlarını değiştirecek gibi görünmüyorlar.
Ne diyelim?
Demek ki türban savaşları yakın vadede bitmeyecek...
Taraflara "Gazanız mübarek olsun" demekten başka elimizden ne gelir ki?