Otur, sıfır

- Genlerimde darbecilik yok, çok şükür.

Haberin Devamı

- Anti-demokratik gelişmeler karşısında duyarsız da sayılmam.
- “Meslektaş dayanışması” falan beni bozar.
- Kendimi ikna edilmeye kapatmış da değilim.
Fakat bütün bunlara rağmen...
Ne “Nedim / Ahmet / Soner” ve diğerleri için hazırlanan “iddianame”...
Ne de “Zaman / Yeni Şafak / Star” gibi gazetelerdeki “iddianame köpürten” haberler...
Benim üzerimde...
Bırakın dehşet duygusunu...
Bırakın “vay be, neler dönmüş neler” dedirtmeyi...
Kılımı bile kıpırdatamadı.

Bunun çok basit bir nedeni var.
Açın bakın “iddianame”yi...
Göreceksiniz ki...
İçinde bir tane bile “bomba”, bir tane bile “silah”, bir tane bile “katliam”, bir tane bile “cinayet”, bir tane bile “saldırı” sözcüğü geçmiyor.
Bunların yerine...
Bol miktarda “kitap” sözcüğü geçiyor, bol miktarda “haber” sözcüğü geçiyor, bol miktarda “doküman” sözcüğü geçiyor, bol miktarda “yazı” sözcüğü geçiyor.

Başta savcılar ve her “daim savcı olanlar” olmak üzere...
Hiç kimse kusura bakmasın ama ben bu saatten sonra...
Kitaba, yazıya, habere, dokümana...
“Terör örgütü etkinlik araçları” muamelesi çekmem / çekemem.
İstesem de yapamam.
Çünkü tıynetim müsait değil.

Haberin Devamı

Yarın akşam Aynur’la dayanışma gecesi

YARIN akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda Kardeş Türküler konseri var.
Kardeş Türküler’i pek severim, her konserine gitmeye çalışırım ama bu kez durum farklı...
Çünkü konserde Aynur da var.
Bir süre önce hak etmediği bir muameleye maruz kaldığı sahneye çıkacak Aynur...
Türkülerini kardeşlik için söylemek için.
Ve bu kez hak etmediği bir tepkiye maruz kalmayacak.

Mehmet Metiner’in cevabi mektubu

Sevgili Ahmet...
Öncelikle ve önemlilikle belirtmek isterim ki kişilik olarak dün “Girişim” sürecinde tanıdığın Mehmet Metiner ne ise bugün de odur. Hiç kuşkun olmasın, “abin” makam-mevki için eğilip bükülmez.
10 yıl önce söylediklerim bir analizden ibaretti. O tarihte AK Parti henüz kurulmuş bile değildi. Ama orada Başbakan Erdoğan’ın şahsına yönelik hiç de hoş olmayan bir ifade vardı. Ben bugün okunduğunda incitici olabileceğini düşünerek özür diledim. Bu çok insani bir davranıştı. Özür dilemenin bu denli itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını kınıyorum.
“Cahiliye dönemi” tabirini en iyi bilenlerden birisin sen. Katıldığım ÜLKE TV’de HADEP sürecim konuşulurken bunu kullandım. “Her siyasetçinin geçmişinde pişmanlık duyacağı sözler ve eylemler olabilir. Benim de cahiliye dönemim bu olsun” dedim. Bunu bir metafor olarak kullandım. Hiç kimsenin sadece ve yalnızca geçmişinde söylediği veya yaptığı sözler ve eylemler yüzünden mahkûm edilmemesi gerektiğinin altını çizerek. Birileri kalkıp bunu “Metiner ben cahillik ettim, özür dilerim” biçimine dönüştürerek sundu. Medyadaki psikolojik harp unsurları belli ki çok iyi çalışıyorlar.
Kayseri’ye partimizin grup başkanvekili değerli dostum Mustafa Elitaş’ın oğlunun düğünü için gittim. O gün açılışlar vardı. Milletvekili arkadaşlarımızla açılışlara katıldık. Başbakan tören için geldiğinde her birimizin elini sıkarak yerine oturdu. Ayaküstü konuştuk. “Nasılsın Mehmet?” diye sordu. Ben de “İyiyim. Teşekkür ederim Sayın Başbakanım” dedim. Koluma gayet sevgiyle ve samimiyetle dokunarak geçti. Kürsüde konuşurken bir konu için ben Emine Erdoğan Hanımefendi’nin yanına gittim. Kendileri oturdukları için eğilmem gerekiyordu. Sonrasında protokolde bulunan bakan ve milletvekili arkadaşlarımızla merhabalaştım. Sonrasında da Başbakan’ın programlarında beraberdim. Akşam da düğün merasiminde son derece samimi bir ortamda hep beraberdik. Ne açılış töreninde ne sonrasında malum konu konuşuldu ne de özür dilendi. “Metiner’in özür rükûsu” veya “Metiner’den özür turu” başlıklı haberler bütünüyle yalandır, asılsızdır.
O birileri bilsin ki, Sayın Başbakanımızla aramda herhangi bir sorun veya soğukluk bulunmamaktadır. Eskiden nasıl idiysek bugün de öyleyiz. “Durmak yok, yola devam!” diyoruz.
“Yalan yaz, tutmazsa izi kalır” anlayışıyla medyanın içine düştüğü / düşürüldüğü bu durumu eski bir medya mensubu olarak esefle izliyorum. Birilerinin artık bu medya düzenine dur demesi gerekmez mi?
Yakınlığın ve dostluğun için teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
MEHMET METİNER

Haberin Devamı

Acaba

ZAMAN gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan, dünkü yazısında hafiften 12 Eylül darbesini mazur gören bir yazı kaleme almış.
Diyorum ki, acaba bu yazı, “12 Eylül Anayasa Referandumu”ndan önce Zaman gazetesinde yayımlanabilir miydi?

Yazarın Tüm Yazıları