Nureddin Yıldızların, Faruk Beşerlerin falan yedi büyük yanlışı
- BİR: Konuştukları anda... İslam’a uzak olanları İslam’a yakınlaştırmıyorlar, İslam’a yakın olanları İslam’dan uzaklaştırıyorlar.
*
- İKİ: Ahlak, erdem, fazilet... Bunların tümünü bel altına indirgemişler gibi bir algı oluşturuyorlar.
*
- ÜÇ: İslam’ı tamamen erkek perspektifiyle yorumluyorlar. Kadınları erkeğin egemenliğinde gören bir zihniyetin sözcülüğünü yapıyorlar.
*
- DÖRT: Şefkatten, merhametten, vicdandan, adaletten söz etmek yerine... Halvetten, ketçaptan, battaniyeden, asansörden söz etmeyi tercih ediyorlar.
*
- BEŞ: Yönetimi uyaran, hakkı haykıran, sivil, bağımsız ve bağlantısız bir İslam olgusunu tamamen unutturmuş durumdalar.
*
- ALTI: Kendilerine eleştiri getirenlerin özel hayatlarını dillerine dolayıp gıybet yapmaktan ve bel altına girişmekten hiçbir biçimde imtina etmiyorlar.
*
- YEDİ: Sevdirmiyorlar, nefret ettiriyorlar. Önemsetmiyorlar, küçük düşürüyorlar. Olumlu etki yapmıyorlar, alay ettiriyorlar.
ATATÜRK’E ZURNANIN SON DELİĞİ DEDİ, ÖZÜR DİLEDİ
AHMET Anapalı...
Akit TV’de yaptığı bir konuşmada...
Atatürk’ün Hareket Ordusu’ndaki konumunu tanımlarken gayet münasebetsiz bir tanımlama yapmış ve “zurnanın son deliği” demişti.
*
Konuyu Kanal D Haber’de gündeme getirmemizin hemen ardından...
Ahmet Anapalı beni aradı, konuyla ilgili bir açıklama yapmak istediğini söyledi.
*
Kanal D Haber’den Ziver Sargıalp arkadaşımız mikrofon uzattı kendisine...
Söylediği şuydu Ahmet Anapalı’nın:
“Kendimi iyi ifade edememişim. Yanlış söylemişim. Amacım hakaret değildi. Bir anda ağzımdan çıkıverdi. Geri alamadım. Yanlış anlattıysam Atatürk’ü sevenlerden özür diliyorum. Atatürk’e saygısızlık yapmam. Allah buna müsaade etmiyor.”
*
Atatürk’e hakaretler yağdırmanın hiçbir bedelinin olmadığı böyle bir dönemde...
Böyle bir özrü anlamlı buldum.
Ve samimiyetini sorgulamamayı tercih ettim.
BİZ ASLAN BURCU ERKEKLERİ
- Tamam... Pohpohlanmayı biraz severiz ama son tahlilde hepimiz rasyonelizdir ve asla pohpoha kaptırmayız kendimizi.
*
- Tamam... Dikkat çekmeyi azıcık severiz ama bazen kuytu köşelerde saklanmak, tenhalarda menhalarda dolaşmak da isteriz hani.
*
- Tamam... Ego mego azıcık tavandır bizde ama hiç beklenmedik anda öyle bir tevazu hamlesi yaparız ki parmak ısırtırız.
*
- Tamam... Belki tek bir noktaya, tek bir hedefe odaklanamayabiliriz ama sonuçta çok cömert heriflerizdir.
*
- Tamam... Ağustos’un 11’inde falan doğmuş olabiliriz ama en nihayetinde kar, bora, fırtına falan severiz be abi.
DAVUTOĞLU’NUN BU SÖZLERİNE SONSUZ KATILIYORUM
ŞÖYLE demiş Ahmet Davutoğlu, AK Parti Konya İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada:
*
- Trol ahlaksızlığı, ahlak terörüdür.
- Trolün iyisi kötüsü olmaz.
- Trolün bizim yanımızda olanı karşımızda olanı olmaz.
*
Sonsuz katılıyorum Ahmet Davutoğlu’na...
Sonsuz.
JENNIFER
Jennifer Lawrence bacımız şöyle buyurmuş:
“Bir erkeği etkilemek istersem yemek yaparım.”
*
Hiç öyle...
Su böreğidir, abdigor köftesidir, Tokat kebabıdır, lahmacundur, büryan kebabıdır, testi kebabıdır falan gibi zorlu yemekler yapmaya girişmeyin lütfen Jennifer Hanım.
Siz yağda iki yumurtayla bile...
Bütün erkekleri etki altına alabilirsiniz.
İMAM / MEYHANE
AK Partili bir milletvekili, “İmamlar, meyhanelere gitsin ve alkole karşı nasihatlerde bulunsun” diye öneride bulunmuş.
*
İyi ama... Meyhanedekilerden biri, imam efendilere...
Şeyhülislam Yahya Efendi’nin...
“Mescitte riyapişeler ko etsin riyayı / Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai” beytini okurlarsa...
Bizim imam efendilerin verecek bir cevapları olur mu acep?
*
NOT: Şeyhülislam Yahya Efendi’nin beytinin anlamı: “Camide ikiyüzlüler bırak ikiyüzlülük yapsınlar / Meyhaneye gel ki burada ne ikiyüzlülük var ne de ikiyüzlü.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
