Paylaş
- Pahalı markaları gözümüze sokan...
- Lüks otomobilleriyle hava atan...
- Tüketim çılgınlığının nesnesi haline gelen...
- Dertsiz, kasavetsiz bir imaj çizen...
- Ve “kayan yıldız” akımına omuz veren...
Şu başörtülü kardeşlerimiz, herkesin olduğu gibi benim de fena halde dikkatimi çekti, çekiyor.
*
Bugünkü iktidara ideolojik olarak yol göstericilik yapan Necip Fazıl’ın yıllar önce kaleme aldığı “Gençliğe Hitabe” adlı bir metin vardır.
O metinde Necip Fazıl, aynen şöyle der:
“Siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız!”.
*
Necip Fazıl yaşasaydı...
O metni azıcık günceller ve bu başörtülü hanımlara aynen şöyle seslenirdi:
*
- Siz güneşi afili otomobilinizin koltuğunda unutmuş...
- Siz güneşi pahalı markaların amblemlerinde unutmuş...
- Siz güneşi lüks mağazaların girişinde unutmuş...
Louis Vuitton Müslümanlarısınız!
ZARAR GELMEZ
- Yemeğe biraz fazla düşkün olmaktan kendini alamayanlardan...
- Konuşurken adamın gözünün içine içine bakanlardan...
- Bir oturuşta en az üç film izleyip bana mısın demeyenlerden...
- Cumartesi günlerini evinde tek başına geçirenlerden...
- İyi mangal yapmakla övünenlerden...
- En az üç türküyü kafasını gözünü kırmadan söyleyebilenlerden...
- Övüldüğünde yüzü kızarıp konuyu değiştirmeye çalışanlardan...
KİMSEYE ZARAR GELMEZ!
TEŞEKKÜRLER BİLAL BEY
BİLAL Erdoğan sayesinde...
Toplumun çok geniş kesimleri, hiç değilse şunu öğrendi:
*
“Ata binmek” denmez, “At binmek” denir!
BİR BEDDUA
ŞU yakışıklı, şu karizmatik, şu cool görünümlü Karius adlı futbolcuyu...
Üç gün içinde maymun edenler!
Allah’ınızdan bulunuz!
FETÖ İLE MERHABASI OLMAYAN YOK MUYDU?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, FETÖ ile ilgili açıklama yaparken şöyle demiş:
“Hiç kimse bizim bunlarla merhabamız yoktu demesin”.
*
Cümleyi duyar duymaz kendimi yokladım.
*
- Tamam, hiçbir zaman bunlara goygoyculuk yapmamıştım.
- Tamam, hiçbir zaman heykellerini dikmeye kalkmamıştım.
- Tamam, hiçbir zaman bunların savcılarıyla al takke ver külah olmamıştım.
- Tamam, hiçbir zaman “Muhterem hocaefendimiz” dememiştim.
- Tamam, hiçbir zaman yurtdışı okul gezilerine gitmemiştim.
Hepsine tamam.
Fakat tabii ki merhabam vardı!
*
Ama unutmayalım ki:
Bu toplumun çok büyük bölümünün merhabası da yoktu bunlara!
Yani demem o ki...
Mehmet Özhaseki, “Hiç kimse bizim bunlarla merhabamız yoktu demesin” diye keskin hükümler vermekten vazgeçsin.
*
Eğer ille de konuya bir biçimde girmek istiyorsa...
“Halkımızın önemli bir bölümü bunlara hiç yüz vermezken biz bunlarla bayağı içli dışlı olduk... Allah bizi affetsin” falan diyebilir.
YEMEN TÜRKÜSÜ
ALI Yemen’dir
Gülü çemendir
Yemen’de ölen çocukları
Kimse görmüyor
Acep nedendir?
YAZDI GAZETECİ!
POSTA gazetesinde yayınlanan Selda Bağcan röportajından:
- GAZETECİ OYA ÇINAR: “Yaz Gazeteci” sizinle özdeşleşmiş bir şarkı ve geleneksel olarak her konserinizde son kısmının sözlerini güncelleyerek söylüyorsunuz. Şu anki duygunuzla doğaçlama bir dize ekleseniz ne derdiniz?
- SELDA BAĞCAN: “İş Bankası’na el koymak isteyenleri de yaz gazeteci” derdim. Ben diyorum ama sen yazabilecek misin?
*
Helal olsun sana Oya Çınar! Helal olsun sana Posta gazetesi!
BİLİM İNSANI NASIL DÖNER YURDUNA?
- Yurdu kıymetini bilirse döner.
- Yurdunda kendini özgür hissederse döner.
- Yurdunda kadir kıymet bilinirse döner.
- Yurdunda bilim, cehaletin önüne geçerse döner.
O TASMA ARTIK SEKTER’İN BOYNUNDA
HAFTA sonu Ankara’da “Hukuk ve Demokrasi Kurumu Derneği”nin ödül töreninde ödül aldım.
Ödülü bana takdim eden derneğin eski başkanlarından hukukçu Nazlı Ergül Hanımefendi idi.
Ödül plaketini verdikten sonra yanında getirdiği kadife keseyi de bana uzattı ve şöyle dedi: “Bir süre önce kedimi kaybettim. Ondan bana bu kesenin içindeki tasma kaldı yadigâr. Onu Sekter’e hediye etmek istiyorum”.
Duygulandım tabii.
Sonra da ilk işim ölen kardeşinin bu aziz hatırasını Sekter’in boynuna takmak oldu.
Paylaş