Paylaş
“Sen niye muhalefetle uğraşıyorsun ki? Bırak çökerse çöksün. Sana ne kardeşim? Sen işine baksana”.
*
Hemen cevap yazdım bana bu mesajı yollayan okuruma.
*
Dedim ki:
*
Bak, dostum!
- Çökmüş bir muhalefet, kendini denetimsiz ve alternatifsiz gören bir iktidara yol açar.
- Kendini denetimsiz ve alternatifsiz gören bir iktidar, demokrasiden ışık hızıyla uzaklaşma eğilimi gösterir.
- Demokrasiden uzaklaşan bir iktidar, ülkeyi zora sokar ve işleri içinden çıkılmaz hale getirir.
- İşleri zora sokulmuş ve işleri içinden çıkılmaz hale gelen bir ülke, bir vatandaş olarak beni de perişan eder.
Konu beni işte bu açıdan ilgilendiriyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN HAKLI OLDUĞU BİR KONU
MECLİS önünde kendini yakmaya kalkışan geçim derdindeki vatandaşa “Git kendini Saray’da yak” dediği için hunharca eleştirdiğim Kemal Kılıçdaroğlu...
“Ben öyle bir şey demeseydim, konuyu haber bile yapmayacaklardı. Beni öyle dediğim için eleştirdiler de halkın konudan haberi olmuş” demiş.
-
Her ne kadar özendirici olmamak için intihar girişimi haberi vermemek gibi bir prensibimiz olsa da...
“Geçim sıkıntısı nedeniyle Meclis önünde kendini yakmaya kalkan vatandaş” konusunda, intihara özendirici olmamaya aşırı dikkat ederek de olsa haber vermeliydik.
-
Madem Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Git kendini Saray’da yak” sözünü eleştirirken intihar girişimi konusuna girmeyi sakıncalı bulmadık...
Hiç değilse özenli bir dille haber yapmalıydık, yapabilmeliydik.
-
Ben kendi adıma özeleştirimi veriyorum:
Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda sonuna kadar haklıdır.
-
Bu arada minik bir uyarı:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda sonuna kadar haklı olması...
“Git kendini Saray’da yak” gibi şefkatsiz bir gafın tatsızlığını asla ortadan kaldırmıyor.
18 YAŞIN ALTINDAKİLERE NE YASAK, NE SERBEST?
HEPİMİZ biliyoruz ki:
18 yaşın altındakilere...
Alkol ve tütün satmak...
YASAK.
*
İstanbul Valisi’nden öğreniyoruz ki:
18 yaşın altındakilere...
15 yaşın üstündekilere...
Hamile kalmak...
SERBEST.
*
Allah yâr ve yardımcımız olsun.
NE OLDU ONA?
- Bir “üç y ile mücadele” diye bir şey vardı, ne oldu ona?
*
- Bir Latif Abi vardı, ne oldu ona?
*
- Bir “Ruslar Afrin’den çekildi” vardı, ne oldu ona?
*
- Bir Mesud Barzani vardı, ne oldu ona?
*
- Bir “yüzde 49’luk blok” vardı, ne oldu ona?
MEHMET ALTAN KARARI
ANAYASA Mahkemesi, gerekçeli kararını yayınladığı halde...
Alt mahkemenin Mehmet Altan’ı tahliye etmemesi...
Türkiye’de...
Anayasa Mahkemesi’nin bir fonksiyonunun kalmadığının göstergesinden başka bir şey değildir.
Gelmiş, geçmişler olsun.
DEMİRÖREN’İN BIYIĞI
YILDIRIM Demirören bıyık bırakmış.
*
Bendeki tek merak:
Reis mi istedi acaba?
GİRDİK GİRİYORUZ
AFRİN’e girdik, Afrin’e giriyoruz.
Harekâtı başlattık, başlatıyoruz.
Falan türü sözler...
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Savunma Bakanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın sözleri olabilir.
Gazetecilerin değil.
SENSİN VAZALAK
“VAZALAK” kelimesini...
Türk Dil Kurumu şöyle açıklamış:
- Geveze
- Oruçta yemek yiyen...
- Müslüman olmayıp öyle gören...
*
Türk Dil Kurumu, “vazalak” sözcüğünü ayrıca “Alevi” sözcüğüyle birlikte zikretmeyi de ihmal etmemiş.
*
Alevi vatandaşlarımıza açıkça hakaret eden TDK’ya buradan sesleniyorum:
Sensin vazalak!
Hem de en şeddelisinden.
FARKINDA MISINIZ?
- Artık Devlet Bahçeli’yi yadırgayan kalmadı.
*
- Artık Sinan Çetin’i sadece Ertuğrul Özkök eleştiriyor.
*
- Artık Burhan Kuzu, Melih Gökçek’ten doğan boşluğu dolduruyor.
*
- Artık Abdullah Gül övgüsünü, Karar gazetesi bile kaldıramıyor.
*
- Artık CHP, bundan daha fazla geriye gidemez.
*
- Artık seçim anketleri, sadece sonuçlar hoşa gidiyorsa doğru kabul ediliyor.
*
- Artık Twitter’da siyasi şakalar yapmak fena halde baymaya başladı.
*
- Artık köşe yazarları kendi aralarında polemik yapmaktan çok sıkıldılar.
*
- Artık gazeteciler arasında “bana hanutçu derler” kaygısı bayağı yükselmiş durumda.
Paylaş